(İSMAİL YAŞA – Milat Gazetesi) Başbakan Erdoğan’ın Tahran ziyareti, Ahmedinejad’ın ucuz erteleme oyunu, Bağdat’taki Arap Zirvesi, Suriye’de Baas rejiminin Annan Planı’nı onaylaması, İstanbul’da yapılacak Suriye’nin Dostları toplantısı ve saire…
Gündem o kadar yoğun ki, insan hangi konuyu yazacağını şaşırıyor.
Fakat bu kadar yoğun gündem ve derdin arasında bir olay var ki sessiz kalmak imkansız.
Kuveyt’te Peygamber Efendimiz’e yapılan hakaret hem bu ülkede hem de diğer Körfez ülkelerinde gündemin zirvesine oturdu.
Bahreyn’de yaşanan olayın üzerine gelmesi de adeta tuzu biberi oldu.
“O kadar gündemdeyse bizim medyada niye hiç haber yok?” demeyin.
Yakında Batı medyası özellikle Kuveyt’teki olayı yazmaya başladığında Türk medyasının da haberi olur.
Önce Bahreyn’de neler olduğuna bakalım.
Bahreyn’de El Nur isimli özel okulun ana sınıfında okuyan dört yaşındaki Mısırlı Ömer Mahmud Emin Hattab, bir gün okuldan eve döndüğünde annesinin ayağının altını öper.
Ömer’in annesi bu işe şaşırır; çünkü küçük çocuğun daha önce yaptığı bir şey değildir.
Sebebini sorunca Bahreyn’de günlerdir konuşulan skandal ortaya çıkar.
Şii kadın öğretmen, Mısırlı küçük çocuğa ismi “Ömer” olduğu için her gün arkadaşlarının gözü önünde zorla ayağının tabanını öptürmektedir.
Şii öğretmenin küçük Ömer’e bunu bir kaç kez yaptırmadığı, aylarca aynı aşağılamayı sürdürdüğü anlaşılır.
Olayın medyaya yansıması üzerine kadın öğretmen görevden alındı ve soruşturma açıldı.
Bahreyn’de yaşanan bu skandalın yankıları sürerken Kuveytli Şiilerin önde gelen isimlerinden Hamed El Naqi, Twitter’daki hesabında Hz. Peygamber’e, Hz. Aişe’ye ve Hz. Osman’a ağır hakaretler içeren bir tweet yazdı.
Bunun üzerine Kuveytliler sokaklara döküldü.
El Naqi’nin yazdıkları Danimarka’da yayınlanan karikatürleri fersah fersah sollayacak iğrençlikte; o nedenle ne söylediğini burada aktarmam mükün değil.
Yoğun tepkiler üzerine El Naqi’nin gözaltına alınması da Kuveytlilerin öfkesini dindirmeye yetmedi.
Devlet Güvenlik binası önünde toplanan kalabalık Peygamber Efendimiz’e ve namusuna dil uzatan El Naqi’nin en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Ertesi gün de ünlü El İrade Meydanı’nda gösteri yapıldı.
Peygamber Efendimiz’in kırmızı çizgi olduğu ve kesinlikle bu çizginin çiğnenmesine izin verilmemesi gerektiği ifade edildi.
İğrenç bir dil ve üslupla Hz. Peygamber’e, Hz. Aişe’ye ve Hz. Osman’a hakaret eden Hamed El Naqi, önceleri hesabın sahte olduğunu ve tweetin kendisi tarafından yazılmadığını öne sürse de bu iddiası kısa sürede çürütüldü.
Gözaltına alındıktan sonra yapılan ilk sorgulamada suçunu itiraf etti.
Kuveyt’te şimdi Hamed El Naqi’nin cezasının ne olacağı tartışılıyor.
Ülke yasalarına göre yapılan hakaretin cezası en fazla bir yıl hapis ve bir miktar para cezası.
Kanunun öngördüğü cezayı az bulan Kuveytliler ise şu soruyu soruyor:
“Hamed El Naqi, aynı şeyleri Peygamber Efendimiz için değil de Kuveyt Emiri için yazsaydı acaba cezası ne olurdu?”
Dün bu yazıyı yazdığım saatlerde Kuveyt Parlamentosu’nun Peygamber Efendimiz’e hakarete idam cezası getirecek yasa tasarısını görüşmesi bekleniyordu.
Bahreyn’deki Şiiler, ismi “Ömer” olduğu için öğrencisine aylarca ayağının altını öptüren kadın öğretmenin görevden uzaklaştırılmasının “haksızlık” ve Şii öğretmenin “mazlum” olduğunu söylüyor.
Kuveytli Şiiler ise Peygamber Efendimiz, Hz. Aişe ve Hz. Osman için aşağılık ifadeler kullanan Hamed El Naqi’yi adaletin elinden kaçırmanın derdinde.
Bahreyn’deki kadın öğretmene o işi yaptırtan veya Kuveyt’teki Şii aktiviste o sözleri yazdırtan Siyonistler değil…
Bu kadar çok nefret, kin ve garez ile bölge nereye gidecek?
Kafaları kuma gömüp görmemiş ve duymamış rolü oynamaktansa asıl bu soru üzerinde kafa yormalı…
30.03.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder