21 Mart 2012 Çarşamba

Yezid'i komutan seçen Hüseyniler

(ERDAL ŞİMŞEK/Milat Gazetesi)          Mısır’ın son Firavun’u Hüsnü Mübarek devrilirken, İran dinin lideri Afetullah Hamaney “Arap Baharı’nın ilham kaynağı İslam İnkılabı’dır, İmam Humeyni’nin rehberliğidir. İran İslam İnkılabı Arap kardeşlerimize de rehberlik etmiştir” minvalinde bir konuşma yapmıştı.

Arap diktatörlükleri tek tek devrilip sıra Suriye’ye gelince, İran dinin lideri ve bütün İranîler, rüzgârgülünü hayrete düşürecek bir dönüşle devrim karşıtı oldular. Amerika’nın ve NATO’nun işi olduğunu savunup durdular. Tahran, Necef, Hizbullah’ın kontrolündeki Beyrut… Kısacası, Ali Şiası’ndan sapmış, İran milli dini olan Safevi Şiası’na müntesip olan her kanaat önderi ve güruh/grup, Esed’in halkını katletmediği, Suriye’nin yeryüzünün en özgürlükçü ülkesi olduğunu, Suriye’deki olayların fitnecilerin oyunu olduğunu söylediler.

Ve Suriye’de silahla sopa ile öldürülen çocukların, ırzına geçilen kadınların, işkence ile öldürülen gençlerin feryadı olan Müslümanları/özgürlükçüleri fitnecilik ve Amerikancılıkla suçladılar.

Hele Türkiye’deki İran milli dini Safevi Şiası’nın muhipleri/müntesipleri o kadar çığırından çıktılar ki, bizleri İslam’a ihanet eden hainler olarak yaftaladılar. Tarihten gelen takıyye kültüründen olsa gerek gerçek isimlerini gizleyip öfkeli mesaj veya yazılarla sağa sola bizleri kötülemeye çalıştılar. Kaltaban oldukları için isimlerini açıklayamadılar. Ama onlar da bulundular ve yeryüzünde de adalet onlarla ilgili tecelli edecektir!

Biz İslam’a ihanet ediyoruz da, Suriye’de masum çocukların kafalarına göğüslerine kurşun sıkan, genç yaşlı demeden Müslüman hanımlara tecavüz eden Esed’in askerleri ile İran’ın Pasdar ve Besiçleri mi İslam’ın neferi oluyor?

Sırp askerleri Boşnaklara tecavüz edince vahşet, Esed’in fedaileri ile Hamaney’in Besiç ve Pasdarları aynı cürümleri İslam’a hizmet mi oluyor? Tağut’a isyan etmek ne zaman terörizm oldu ey Yezidin neferi haline gelen Hüseyniler? Tağut’a isyan edene “terörist” demek yeryüzünün en büyük terörizmi değil mi?

Biz bunları dile getirmeyelim, fitneye vesile olmayalım öyle mi?

Peki, siz niye bu vahşetlerinizin aynı zamanda fitneye sebep olduğunu düşünmüyorsunuz? Baba Esed Hama ve Humus’ta 50 bin civarında Müslüman’ı katledince, dönemin İran Dini’nin lideri Afetullah Humeyni, mazlumları terörist addedip Esed’e arka çıkmadı mı?

Afganistan’da taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayan Sovyet Rusya ile Humeyni en büyük müttefik değiller miydi? O Rusya ki, yüz binlerce Müslüman Afganlıyı katletmiş, kadınların ırzına tecavüz etmiş, şehirleri yakıp yıkmamış mıydı?

Filistinli muhacirler, Bağdat’tan Safevi Şiası’nın Irak’taki lideri El Hekim’e bağlı ve tecavüzcü, kriminal, Iraklı ve İranlı’lardan oluşan Bedr Tugayları tarafından sürülmesi Allah rızası için, biz bunu ifşa edince Fitneci oluyoruz öyle mi?

O Sürgün öyle bir facia idi ki, İsrail, son çeyrek yüzyılda öyle bir sürgünü yapma cesaret ve alçaklığını gösterememişti.

Yine ABD-İran’ın Irak’ı ortak işgal ettiklerinde Mehdi Ordusu, Bedir Tugaylarıyla el ele verip Sünni Felluce’yi ABD bombardımanı eşliğinde yerle bir ettiler.

Mütesettir, hanımlara kızlara tecavüz ettiler. Biz bunları söyleyince fitneci, İran Milli Dini olan Safevi Şiası’na bağlı olanların bu vahşetleri “Allah için savaş” oluyor öyle mi?

2006 yılında, Bağdat’da Azamiye Mahallesi’nde bulunan İmam-ı Azam türbesinin bulunduğu camide iki rekat sünnet namazı kılıp o güzel insanın ruhuna bir Fatiha ve Yasin hediye etmek istemiştim. O sırada Bedr Tugayları’nın muhasarası altında bulunan Azamiye’ye sabah 10’dan akşam 18’e kadar girememiştim. Sonra ölümü göze alarak Şii kontrol noktasını geçip birkaç yüz metre aşağıda bulunan ve yine kubbesi, minaresi Şii roketleri ile yıkılan camiye gitmiştim. Bu vahşeti anlatınca biz fitneci, camiyi roketlerle yıkanlar “Allahın askeri” oluyor öyle mi?

Gazze’nin etrafına duvar örmeden önce “El hekim ve Sistani’ye “imanî olarak bağlı bulunan” milislerce Bağdat’ta Sünnilerin mahallelerinin etrafına duvarların örülmesi “fitnenin önüne duvar çekmek” oluyor, Müslümanlara yapılan bu işkenceyi dünyaya faş etmek fitneyi yaymak oluyor öyle mi? İsrail, Bu duvardan ilham alarak Gazze’nin etrafını duvarla ördü!

Tam 8 yıl boyunca her gün Bağdat ve Felluce başta olmak üzere Irak’ın Sünni şehirlerinde El Hekim ve Nuri el Maliki’ye bağlı polisler tarafından gözaltına alınan binlerce insan içerisinde günde ortalama 200 civarında Sünni önder, akademisyen, esnaf ve tüccarın cesedinin yollarda bulunmasını yazmak fitne oluyor ama Safevi Dini’ne bağlı olanların bu katliamı “Allah’a hizmet” mi oluyor?

Abduzzehra, Abdulali, Abdulhuseyn, Abdulzülfekar, Abdulebukasım… gibi isimler “kutsal”, Erdal ismi “gayri İslamî” oluyor öyle mi? İnanmayanlar, Bağdat Beni Sadr mahallesi, Kerbela ve Necef’te soruştursun, bu ve bunlara benzer birlerce isimle karşılaşacaklar. Benisadr Mahallesi’nin liderinin adı Şeyh Abduzzehra’dır.

Doğu Türkistan’da her gün Sünni Türkleri katleden Çin ile “kardeş ülke” olmak “vahdet” oluyor da İran’da Sünnilerin yıkılan camilerini tamir etmelerinin dahi yasak olduğunu anlatmak “tefrikaya sebep olmak” oluyor öyle mi?

Hain diye niteledikleri Lübnan ordusu, Nehr-ul Berid’de Filistinli Müslümanları –Feth-ul İslam’a bağlı mücahidleri- katletmesini fetva veren Hizbullah Ayetullahlarının “Lübnan Ordusu meşru bir ordudur, iç karışıklığa elbette müsaade edemez” sözlerini gazeteci olarak yazmak fitnecilik oluyor öyle mi?

Hasan Nasrallah’ın Esed rejiminin insanları katletmesini savunmasını ve Nusayrilere “Suriye Rejimi’ne sahip çıkın” demesini haber yapmak mı fitne oluyor? O Suriye Rejimi ki, Kur’an’a Hafız El Esed’in resimlerini bastı. Camileri yerle bir etti. Nasrallah ve diğer İran Dini Safevi Şiası mensuplarının bu sözleri ile Ali Şiası ve İslam’a karşı savaş açmış olmuyorlar mı?

Mevlam kerimdir. Devran dönüyor. Esed zulmüne destek verenler yarın başka bir zulümle muhatab olunca biz Müslümanlardan hangi yüzle yardım isteyecekler? Allahtan dileğim hesap gününde Rabbim, Yezid’in neferi olan Hüseynîlere bildiği gibi muamele etsin. Âmin!

13.03.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder