İran’ın dini lideri Hamaney‘in, Esad’ı devirme girişimlerine misilleme olarak, Kudüs Gücü’ne Suriyeli muhalifleri destekleyen ülkelerde terör saldırıları düzenleme talimatı verdiği ileri sürüldü.
Telegraph Gazetesi’nin haberine göre Hamaney, geçtiğimiz günlerde
başkent Tahran’da düzenlenen Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında,
Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’nden, muhalif destekçilerine
karşı harekete geçmesini istedi. Konseyin hazırladığı raporda, Suriye’de
Esad’ın devrilmesinin ardından İran’ın, Lübnan’daki Hizbullah örgütüne
erişim imkânının kısıtlanacağı belirtildi.
“Kırmızı çizgilerimizi hatırlatın”
Raporun sonuç bölümünde, İran rejiminin
Batı’ya ‘kırmızı çizgilerini’ göstermesi gerektiği, böylece Suriyeli
muhalifleri destekleyen ABD, İsrail, İngiltere, Türkiye, Suudi Arabistan
ve Katar’a, ‘eylemlerinin cezasız kalmayacağı’ konusunda bir uyarı
gönderilmiş olacağı vurgulandı.
Kudüs Gücü, geçtiğimiz yıllarda batılı
hedeflere yönelik gerçekleştirilen terör eylemlerinden sorumlu
tutuluyor. Geçen yıl Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi’ne
yönelik başarısız suikast girişiminin ve Şubat ayında Eurovision Şarkı
Yarışması için Azerbaycan’da bulunan İsrailli diplomatlara hedef alan
bombalı saldırıların arkasında Kudüs Gücü’nün olduğu ileri sürülmüştü.
“Kudüs gücü toparlanıyor”
Özellikle Kudüs Gücü’ne bağlı ‘Birim
400′ adlı organziasyonun İran’ın saldırılarının asıl taşıyıcısı olduğu
iddia ediliyor. Daily Telegraph’a konuşan bir batılı istihbarat
yetkilisi ‘Birim 400 son dönemdeki İran operasyonlarının tamamını
gerçekleştiren birim. Tahran, Suriye’deki ayaklanmayı etkilemekle
suçladığı Batı’ya karşı misilleme yapmayı aömaçlıyor dedi.
Gaziantep’i örnek gösterdi
İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış
Politika Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi, Gaziantep’teki terör
saldırısına değinerek, Ankara’nın komşuları konusunda yürüttüğü
politikayı gözden geçirmesi gerektiğini savundu. Parlamento haber ajansı
ICANA’ya yaptığı açıklamada Gaziantep’teki terör saldırısına değinen
Nakavi, “Türkiye, şimdi bir iç krizle karşı karşıya kalmış durumda.
Ankara, Suriye’ye karışacağına ve bu ülke için düşmanca beyanat
vereceğine kendi içişlerini çözmeye baksın” ifadesini kullandı.
“Suriye ile anlaşma geçerli”
Bu arada İran Savunma Bakanı Ahmet
Vahidi ise Tahran ve Şam arasında var olan ortak savunma anlaşmasının
hâlâ geçerli olduğunu, ancak Suriye yönetiminin bu konuda İran’dan bir
talebi bulunmadığını dile getirdi.
İran İstihbarat Başkanı Hüseyin Taib de
Vahidi’nin açıklamalarına paralel olarak “Esed’i desteklemek görevimiz”
açıklaması yaptı.
Geçmişte Kudüs Gücü
İran’da “Şii-İslam Rejimi” kuranlar, öncelikle çevre ülkelere İslam
devrimi ihraç etmeye kararlıydı.
Humeyni’nin emriyle “Kudüs Ordusu”
“Kudüs Gücü” adı verilen, Devrim Muhafızları ve SAVAMA’ya bağlı savaşçı
birlikler kuruldu. Amaç çevre ülkelerde, Kudüs Gücüne bağlı silahlı
birimler oluşturmak ve rejimi ihraç etmekti.
Kudüs Gücü görevlileri, komşu ülkelerden getirilen elemanları
eğittiler. Türkiye’den eğitilen isimler, geçmişte silahlı eylemelere
katılmış, hapiste yatıp çıkmış olan kişilerle bağlantı kurdu. Diğer
taraftan, İran kültür merkezlerine gelip giden insanlardan militanlar
devşirdiler. Geniş bir propaganda ve eleman kazanma ağı kurdular;
dergiler çıkardılar, lokaller açtılar.
Devşirilem militanlar, İran’da askeri ve ideolojik eğitimler aldılar.
Gerçekleştirecekleri suikastleri İslam adına gerçekleştireceklerine
inandırıldılar.
Kudüs Gücü 1990-2000 yılları arasında İran adına çok büyük eylemler
gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen eylemler bir taraftan siyasal islam’ın
ve muhafazakarların baskı altında tutulmasını sağlarken, diğer taraftan
28 Şubat’ın zeminini hazırladı. İşte Kudüs Gücünün gerçekleştirdiği
önemli eylemler;
- 20 Aralık 1991’de Hürriyet Gazetesi’nin bombalanması.
- 18 Haziran 1990 Diyanet’in bombalanması.
- Ocak 1990 Muammer Aksoy’un suikasti
- Ekim 1990- Bahriye ÜÇOK’un suikasti
- Ocak 1993- Uğur Mumcu suikasti
- Ekim 1999- Ahmet Taner Kışlalı suikasti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder