(İSMAİL YAŞA/Milat Gazetesi) Suriye devriminin askeri ve siyasi alanda “Özgür Suriye”ye doğru attığı adımlar her geçen gün biraz daha hızlanıyor.
Beşşar Esed ise kaçınılmaz sonun gittikçe yaklaştığından habersiz hayal âleminde yaşamaya ve masal anlatmaya devam ediyor.
Fakat bir dediği diğerini tutmuyor.
Bir yandan İsrail’e karşı direnişe
verdiği destek nedeniyle hedef alındığını iddia ederken diğer yandan
rejiminin laikliğin kalesi olduğu için yıkılmak istendiğini söylüyor ve
Suriye’de Baas rejimi yıkılırsa İsrail’in güvenliğinin tehlikeye
gireceği mesajını veriyor.
Russia Today kanalına konuşan ve
Erdoğan’ı halifelik peşinde koşmakla suçlayan Beşşar’ın söylediğine
göre, İran ve Hizbullah Suriye’de laikliğin bölgedeki son kalesi
yıkılmasın diye savaşmış oluyor.
İslam emirliği kurmak isteyen El
Kaide’ye ve Müslüman Kardeşler’e karşı “laikliği korumak” için
savaştığını öne süren Beşşar’a en güzel cevabı Suriye Ulusal Konseyi
verdi.
Yeniden yapılanma için Doha’da toplanan SUK üyeleri Suriyeli Hıristiyan muhalif George Sabra’yı başkan seçti.
Görevi Seyda’dan devralan Sabra’nın
uluslararası topluma ilk mesajı da “Kendini savunabilmesi için Suriye
halkına silah verin” çağrısı oldu.
Eski Komünist ve Hıristiyan George
Sabra’nın Müslüman Kardeşler’in desteğiyle SUK başkanlığına seçilmesi
Baas rejiminin yaydığı korkuların asılsız olduğunu gösteren ve hep
birlikte barış içinde yaşama arzusu adına verilen önemli bir mesaj.
Bir yıl öncesine kadar Suriye’de yaşayan Sabra’nın içeriden habersiz olduğu da söylenemez.
Doha toplantıları sonrası SUK
üyelerinden biriyle konuştum ve Sabra’nın başkan seçilmesinde dışarıdan
herhangi bir baskı olup olmadığını sordum.
Bu konuda kendilerine hiçbir şekilde baskı yapılmadığını söyledi.
Sabra’nın vatanseverliğine ve uzun yıllar Suriye içinde Baas rejimine karşı verdiği mücadeleye dikkat çekti.
SUK’un genişleme ve yeniden yapılanma
çalışmalarını başarılı bir şekilde tamamladığını, şu anda Riyad Seyf’in
geçici hükümet önerisinin görüşüldüğünü, en fazla bir hafta veya on gün
içerisinde kesin kararın verileceğini bildirdi.
Edindiğim bilgilere göre SUK, Riyad
Seyf’in önerisini baştan ve tümüyle reddetmek yerine öneriye olumlu
yaklaşmayı fakat çekincelerini ortaya koymayı tercih ediyor.
Çekincelerin başında ise önerinin
SUK’un ikinci plana itilerek tasfiyesine veya iki başlılığa yol açacak
bir girişime dönüşmesi kaygısı geliyor.
Bunu önlemek için öneri üzerinde bir takım değişiklikler yapılacak ve verilen sözler yazılı hale getirilecek.
Anlaşma sağlanması halinde kurulacak
geçici hükümet dünyanın dört bir yanındaki Suriye büyükelçiliklerini ve
konsolosluklarını devralacak.
Baas rejiminden kurtarılmış bölgelerin yönetimini üstlenecek.
”Ya anlaşma sağlanamazsa?”
Konuştuğum SUK üyesinin bu soruya cevabı, “Li kulli hadesin hadîs” şeklinde oldu.
Yani kısaca, “Onu o zaman konuşuruz” dedi.
Bu arada devrimcilerin askeri alandaki mücadelesi de devam ediyor.
Türkiye’ye açılan Ra’s El Ayn Kapısı artık Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolünde.
Önceki gün Doğu Ghouta’da Baas
rejiminin en büyük ikinci hava savunma üssü içindeki ağır silahlar ve
füzelerle birlikle muhaliflerin eline geçti.
Rejim ordusundan ayrılan rütbeli
askerlerin sayısındaki artış ve Nusayri ailelerin Şam’ı terketmeye
başlaması Beşşar’ın sonunun yaklaştığının bir diğer göstergesi.
Russia Today kanalına konuşan Beşşar, hiçbir yere gitmeyeceğini ve Suriye’de ölmek istediğini söylemişti.
Bu sözler Kaddafi’nin ölmeden önceki sözlerini hatırlatıyor.
Devrimcilerin isteği de bu yönde.
Beşşar’ın Suriye’de ölme arzusunu yerine getirmek istiyorlar.
12.11.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder