14 Kasım 2012 Çarşamba

Adımlar hızlanıyor

(İSMAİL YAŞA/Milat Gazetesi)          Suriye devriminin askeri ve siyasi alanda “Özgür Suriye”ye doğru attığı adımlar her geçen gün biraz daha hızlanıyor.

Beşşar Esed ise kaçınılmaz sonun gittikçe yaklaştığından habersiz hayal âleminde yaşamaya ve masal anlatmaya devam ediyor.

Fakat bir dediği diğerini tutmuyor.

Bir yandan İsrail’e karşı direnişe verdiği destek nedeniyle hedef alındığını iddia ederken diğer yandan rejiminin laikliğin kalesi olduğu için yıkılmak istendiğini söylüyor ve Suriye’de Baas rejimi yıkılırsa İsrail’in güvenliğinin tehlikeye gireceği mesajını veriyor.

Russia Today kanalına konuşan ve Erdoğan’ı halifelik peşinde koşmakla suçlayan Beşşar’ın söylediğine göre, İran ve Hizbullah Suriye’de laikliğin bölgedeki son kalesi yıkılmasın diye savaşmış oluyor.

İslam emirliği kurmak isteyen El Kaide’ye ve Müslüman Kardeşler’e karşı “laikliği korumak” için savaştığını öne süren Beşşar’a en güzel cevabı Suriye Ulusal Konseyi verdi.

 Yeniden yapılanma için Doha’da toplanan SUK üyeleri Suriyeli Hıristiyan muhalif George Sabra’yı başkan seçti.

 Görevi Seyda’dan devralan Sabra’nın uluslararası topluma ilk mesajı da “Kendini savunabilmesi için Suriye halkına silah verin” çağrısı oldu.

 Eski Komünist ve Hıristiyan George Sabra’nın Müslüman Kardeşler’in desteğiyle SUK başkanlığına seçilmesi Baas rejiminin yaydığı korkuların asılsız olduğunu gösteren ve hep birlikte barış içinde yaşama arzusu adına verilen önemli bir mesaj.

 Bir yıl öncesine kadar Suriye’de yaşayan Sabra’nın içeriden habersiz olduğu da söylenemez.

 Doha toplantıları sonrası SUK üyelerinden biriyle konuştum ve Sabra’nın başkan seçilmesinde dışarıdan herhangi bir baskı olup olmadığını sordum.

 Bu konuda kendilerine hiçbir şekilde baskı yapılmadığını söyledi.

 Sabra’nın vatanseverliğine ve uzun yıllar Suriye içinde Baas rejimine karşı verdiği mücadeleye dikkat çekti.

 SUK’un genişleme ve yeniden yapılanma çalışmalarını başarılı bir şekilde tamamladığını, şu anda Riyad Seyf’in geçici hükümet önerisinin görüşüldüğünü, en fazla bir hafta veya on gün içerisinde kesin kararın verileceğini bildirdi.

 Edindiğim bilgilere göre SUK, Riyad Seyf’in önerisini baştan ve tümüyle reddetmek yerine öneriye olumlu yaklaşmayı fakat çekincelerini ortaya koymayı tercih ediyor.

 Çekincelerin başında ise önerinin SUK’un ikinci plana itilerek tasfiyesine veya iki başlılığa yol açacak bir girişime dönüşmesi kaygısı geliyor.

 Bunu önlemek için öneri üzerinde bir takım değişiklikler yapılacak ve verilen sözler yazılı hale getirilecek.

 Anlaşma sağlanması halinde kurulacak geçici hükümet dünyanın dört bir yanındaki Suriye büyükelçiliklerini ve konsolosluklarını devralacak.

 Baas rejiminden kurtarılmış bölgelerin yönetimini üstlenecek.

 ”Ya anlaşma sağlanamazsa?”

 Konuştuğum SUK üyesinin bu soruya cevabı, “Li kulli hadesin hadîs” şeklinde oldu.

 Yani kısaca, “Onu o zaman konuşuruz” dedi.

 Bu arada devrimcilerin askeri alandaki mücadelesi de devam ediyor.

 Türkiye’ye açılan Ra’s El Ayn Kapısı artık Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolünde.

 Önceki gün Doğu Ghouta’da Baas rejiminin en büyük ikinci hava savunma üssü içindeki ağır silahlar ve füzelerle birlikle muhaliflerin eline geçti.

 Rejim ordusundan ayrılan rütbeli askerlerin sayısındaki artış ve Nusayri ailelerin Şam’ı terketmeye başlaması Beşşar’ın sonunun yaklaştığının bir diğer göstergesi.

 Russia Today kanalına konuşan Beşşar, hiçbir yere gitmeyeceğini ve Suriye’de ölmek istediğini söylemişti.

 Bu sözler Kaddafi’nin ölmeden önceki sözlerini hatırlatıyor.

 Devrimcilerin isteği de bu yönde.

 Beşşar’ın Suriye’de ölme arzusunu yerine getirmek istiyorlar.

12.11.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder