(GÜNERİ CİVAOĞLU/Milliyet) Milliyet Gazetesi yazarı Güneri Civaoğlu, PKK’nın enerji boru hatlarına yönelik saldırı
girişimlerini analiz ettiği yazısında, PKK’nın, enerji hattını askeri
araçlar geçerken patlatmasının sıradan bir eylemin ötesinde olduğuna
dikkat çekti.
PKK’nın enerji hatlarına yönelik
yaptığı bu saldırıyla asıl amacın; Türkiye üzerinden enerji dağıtımı
yapan/yapacak ülkelerin kafasında soru işareti oluşturmak aynı zamanda
Türkiye’den geçen/geçecek enerji hatlarının güvenli olmadığı/olmayacağı
kuşkularını çoğaltmak olduğunu vurguladı.
O yazının tamamı:
Enerji boru hattının PKK tarafından
patlatılması “neden oldu can acıları” ötesinde Türkiye’nin stratejik
coğrafya değerine de saldırıdır.
Türkiye yıllar boyu sapma yapmadan sürdürdüğü politikasıyla kıtalar arası enerji trafosu konumunu kazanmıştır.
Irak, İran, Azerbaycan, Kazakistan,
Rusya enerji hatlarının toplandığı, kullanıldığı Avrupa’ya açılım
damarlarıyla dağıtım yapıldığı merkezdir. Bu konumu yeni “nakil hatları”
projeleriyle daha da güçlenme yolundadır. Hayat suyunun toplandığı
kutsal kase gibi “metaforu” söylemi yanlış olmaz. Türkiye’nin nehirleri
de bölge için stratejik beslenme değerleridir. Bu açıdan da PKK’nın enerji hattını, askeri araçlar geçerken patlatması sıradan bir eylemin çok ötesinde zarar menziline sahiptir.
Türkiye üzerinden enerji dağıtımı yapan/yapacak ülkeler de soru işaretleri oluşturmak hedeflidir.
Türkiye’den geçen/geçecek enerji hatlarının güvenli olmadığı/olmayacağı kuşkularını çoğaltır.
Gerçi…
Enerji hatlarına PKK’nın bu ilk
saldırısı değil ama daha kaygı katsayısı yüksek olanı. PKK, aynı günde
kışlaya, sınır karakoluna saldırıyor, okuldan öğretmen kaçırmaya
kalkışıyor, yol kesiyor…
Bu yoğun ve yaygın saldırılar da
birleştiğinde, aynı gün üzerinden askeri araçlar geçerken enerji hattını
patlatması tereddütleri karbonatlar.
Türkiye, istihbarat kurumları ve güvenlik güçleriyle PKK’yla mücadelede büyük çaba gösteriyor.
Canı, kanı pahasına ve fedakarca…
Ama…
Gene de güvenlik için öncelikler listesinde enerji hatları ve su serveti en üst sıralarda yer almalıdır.
Ayrıca…
Bir de PKK’nın “rol çalma” durumuna
işaret etmekte fayda var. Yıllar boyu güvenlik güçleri kışlanın dışında
gündüz gece dağda düzde PKK’lı kovaladı. PKK pasifteydi. Bir süredir ne
yazık ki PKK saldırıyor.
Gece, gündüz eylemde.
Askeri birlikleri, polis birimlerini, sınır karakollarını hatta uzun namlulu silahlarla kışlaları hedef alıyor.
Tam saha pres altında oyun kurgusunu değiştirtti ya da değiştiği izlenimlerini veren görüntüde.
Bu iki konu, bir yandan PKK’nın
“özgüvenini yükseltmek” stratejisini bozmak, öte yandan toplumdaki
olumsuz psikolojiyi dağıtmak için önemlidir.
PKK’ nın silahlanma tırmanışı
Düşünce kuruluşları daha yıllar öncesinden terörün ileri teknolojiye dayalı saldırı olasılığı için uyarmıştı.
Bütün finans sistemini çökertecek bilgisayar sistemine saldırılar…
Füzelere sahip olmak.
Nispeten uzak ihtimal gibi görünse de küçük çaplı nükleer saldırı…
Örneğin…
Bir el çantası içindeki nükleer tozları yüksek bir binanın tepesinden aşağı boşaltmak.
…………………..
Bunlardan ikincisi için kuşkular büyümekte.
Özellikle PKK’nın Suriye uzantısına, Esad’ın omuzdan ateşlenen füzeler vermesi ihtimali konuşulmakta…
Bunların helikopterlere, askeri araçlara hatta zırhlılara karşı etkili olduklarını hatırlatayım.
…………………..
Suriye’de olası ateşkes kalıcılığa dönüşmezse, bayram sonrasında çatışmaların tırmanmanın ötesinde sıçrama yapması bekleniyor.
Türkiye, Kuzey Irak ve İran’dan
sızmaların yanı sıra Suriye’den daha ileri teknolojilerle donatılmış
guruplarla da vurmak isteyecektir.
……………………
Köy okulunu basarak 6 öğretmeni kaçırmak
girişimine karşı öğrencilerin, diğer öğretmenlerin ve köy halkının
topluca direnmeleri, 1 km ötede öğretmenlerin serbest bırakılmasını
sağlamaları toplumun nabız atışıdır.
İnsanlarımız Türk ya da Kürt kökenli olsunlar hiç fark etmez, kan, çatışma, dayatma, silahlı tavır istemiyor.
Siyasi iktidar Kürt sorununa çözüm için gerekli toplumsal psikolojinin en uyumlu sürecini değerlendirebilmeli.
20.10.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder