(ERSOY DEDE/Yeni Akit Gazetesi) 22 aydır devam eden şiddet sarmalı ortasında, Esad’ı zaman zaman dinleme-okuma fırsatımız
oldu biliyorsunuz. Ya uluslararası yayın yapan bazı televizyonlar yer
verdi mülakatlarına ya da Türkiye’de o rejimi destekleyen çevrelerin
naklettiklerinden öğrendik ne düşündüğünü.. Ancak ilk kez Esad’a bu
denli hak verdim.. Her söylediği sözde o kadar haklı ki.. (!) Durun,
kızmayın hemen bana.. gelin birlikte, cümle cümle analiz edelim
sözlerini
Acıdan umut doğdu
Konuşmasının mottosu, anafikri bu
ifadeydi Esad’ın.. “acıdan umut doğdu”.. Suriye direnişi ve devrim için
söylenebilecek en doğru söz değil mi? Esad ve ailesinin ve de rejimin ve
de katil sürüsü şebbiha’nın masum halka yaşattığı acıdan, umut doğmadı
mı?
Suriye benzersiz bir saldırı altında
Esad öyle demiş.. “Benzersiz bir saldırı
altında topraklarımız” demiş.. (emperyalist işgalleri de üstüne katarak
söylüyorum), Esad çok haklı.. Benzersiz bir saldırı altında Suriye
toprakları.. Kendini ülkenin lideri zanneden bir eşkıyanın saldırısı
altında. Aynı zamanda diyor ki Esad; “bu çatışma, halk ve katiller
arasındaki bir çatışmadır” bu kadar açık bir tahlili daha, “Ortadoğu
uzmanıyım” diye ortalarda dolaşanlar yapamadı.. Bravo Esad’a.. Katil
Esad’ın katilleri, masum halkı öldürüyor.. Esad’ın şu cümlesinde de bazı
oynamalar yaparak nakledeceğim.. Demiş ki Suriye Diktatörü; “isyancılar
bir avuç hayduttan başka bir şey değil”.. Gerçeği şu ki, Esad
yanlıları, “bir avuç hayduttan başka bir şey değil”…
Cihat ülkesi
“Yabancıların saldırılarını püskürtmek
amacıyla topyekun bir savaş halindeyiz. Reformlar ve terörle mücadelenin
bir arada yürümesi gerekiyor” Bu söz de Esad’a ait. Ne kadar da doğru
yorumlamış Suriye topraklarında olanı.. Rusya, Çin ve İran blokunun o
toprakların gerçek sahiplerine karşı yürüttüğü imha stratejisini berhava
edebilmek adına veriliyor bütün kavga.. Ve canı yananlar o toprakların
asıl sahibi olduğu için hem “terör”e karşı direniyorlar hem şehirlerini
korumaya çalışıyorlar hem de örneğin ülkenin ekonomisi için kafa
yoruyorlar, yeniden demokratikleşmenin tesis edilmesi için planlar
yapıyorlar.. Suriyelinin işi çok zor..
Barış girişimi için çok geç
Yukarıda biraz da alay ederek
naklettiğim sözlerinden sonra Esad bir de sözümona “Barış Girişimi
Planı” sundu.. Yabancılar muhalefeti silahlandırmayı bırakırsa (-ki o
aşağılık bir dil kullanarak, özgürlük mücadelesi veren halkına
‘terörist’ demeyi tercih etmiş) Esad’ın askerleri de operasyonları
durduracakmış. Ardından bir ulusal diyalog konferansı kurulacakmış, bir
ulusal metin kaleme alınacakmış, daha sonra da geniş katılımlı bir
hükümet kurularak geçiş süreci tamamlanacakmış.. Bir de genel af ilan
edecekmiş Esad. Bu plan en hafif ifadeyle komik olmaktan öte değil. Zira
Esad’ın vaat ettiği her şeyi zaten geçişi sağlayacak olan devrimciler
birer birer düşündüler., Tek bir farkla, denklemde Esad yok.. Ki bu da
son derece normal. Sadece 22 ayda 60 binden fazla insanını öldürten bir
katil ile aynı koalisyon içinde olmak istemeyecektir kimse.. Dahası biz
cezaevlerinde neler olduğunu bilmiyoruz da.. Genel af dediğin şey ise
zaten devrim sonrası sürecin normal parametrelerinden biri. Demem o ki,
bu saatten sonra paçayı kurtarma şansı kalmadı.. Saddam’ı çukurdan
çıkarıp idam etti muhalifleri, Muammer Kaddafi’yi tekmeleye tekmeleye
öldürdüler.. Bu coğrafyadaki diktatörler birer birer gidiyorlar..
Esad’ın farkına varamadığı tek gerçek bu.. Eğer zamanında bu planı
hayata geçirecek kadar akıllı olsaydı, en iyi ihtimalle, Mübarek gibi
kafeste yargılanabilirdi.. Fakat şimdi Kaddafi’den beter bir şekilde
ölecek. Hiç istemem, ama öyle olacak. Kalın sağlıcakla.
08.01.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder