Ortadoğu’yu bekleyen savaş riskinin yalnız İran’ın vurulmasından kaynaklandığını söylemek yanlış olur. Tahran’ın, kendini savunmak için çevresinde oluşturmaya çalıştığı “Şii savunma kalkanının” giderek bir Sünni-Şii hesaplaşmasına dönüşmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.
Amerikan askerinin çekilmesinden hemen sonra Irak’ın Şii Başbakanı Nuri el-Maliki ile Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi arasında patlak veren gerilim ve devamında yaşanılan kanlı olaylar, Irak’taki gelişmelerin Suriye ile bağlantılandığını gösteriyor. Artık Suriye-Irak ekseninde yaşanılacak -ne yazık ki- Müslüman’ın “ötekini” öldürdüğü yeni bir hesaplaşmayla karşı karşıyayız.
Irak’ta patlak veren Şii-Sünni gerginliğinin, Suriye’de Sünni-Alevi, Lübnan’da yine Şii-Sünni çatışmasına dönüşmesi İslam coğrafyası için büyük bir felakettir. Ama Tahran’ın bu ateşi Ortadoğu’nun en hassas bölgesine yayarak kendini koruma gayreti içinde olacağı da açık bir gerçek.
Sünni-radikal El-Kaide yönetim unsurlarının Pakistan’dan çıkıp Libya başta Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine kaydığı ve hatta Batı desteğindeki Suriye muhalefetinin içinde önemli rol oynadıklarına ilişkin haberlerin alındığı, hatta, NATO harekatı sonrasında Libya’nın başkenti Trablus’un askeri komutanlığını ünlü El-Kaide savaşçısı Abdülhakim Belhaj’ın yürüttüğü garip bir dönem.
Türkiye dikkatli olmak zorunda!..
Star Gazete-29 Aralık 2011 Perşembe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder