(İSMAİL YAŞA/Milat Gazetesi) 2012 yılının son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Suriye’den sonra sınır komşusu olan ikinci bir ülkenin
daha “yangın yerine dönme riski” değerlendirilirken El Enbar’da
yüzbinlerce Iraklı “Halk rejimi devirmek istiyor” sloganlarıyla Nuri El
Maliki aleyhine gösteri yapıyordu.
Ankara’nın dile getirdiği endişenin
kaynağı öncelikle Bağdat’taki merkezi yönetimle Erbil’deki bölgesel
yönetim arasındaki gerilim olsa da, Sünnilerin El Maliki’nin zulmüne ve
mezhepçi politikalarına karşı ayağa kalkması MGK toplantısında mutlaka
gündeme gelmiştir.
Türk medyası henüz “Irak Baharı”nı
görmese veya görmezden gelse de El Ramadi’de, El Felluce’de, Samarra’da
gösteriler devam ediyor.
Musul’un, Tikrit’in ve diğer kentlerin de bugün “El Enbar İntifadası”na katılması bekleniyor.
Irak’ta Cuma namazından sonra düzenlenecek gösterilerin adı “Tutuklu kadınların şerefi Cuması”…
Çünkü göstericilerin taleplerinin en
başında Nuri El Maliki döneminde Irak zindanlarına doldurulan ve her
türlü işkenceye maruz kalan kadınların derhal serbest bırakılması,
Iraklı kadınlara tecavüz edenlerin cezalandırılması geliyor.
Samarra’da düzenlenen gösteride Iraklı
bir kadın, El Maliki’ye seslenerek “Kadınlardan ne istiyorsunuz? Sizin
yaptığınızı işgalci Amerikalılar yapmadı” diyordu.
Talabani’nin durumu ve halefinin kim
olacağı, Kürtler ve merkezi yönetim arasındaki gerginlik, Tarık El
Haşimi’ye oynanan oyunun Rafi’ El İsavi’ye de oynanmak istenmesi ve
Sünnilerin Nuri El Maliki’ye isyanı derken Irak büyük bir krizin eşiğine
geldi.
MGK’da dile getirilen endişe boşuna değil.
Her an patlamaya hazır bir bomba haline
gelen Irak’ta ülkenin yangın yerine dönüşmesini sadece Nuri El
Maliki’nin geri adım atması ve diktatörlük sevdasından vazgeçmesi
önleyebilir.
Irak’ın kukla başbakanı ise maalesef böyle bir basireti ve olgunluğu gösterecek yapıda değil.
Nuri El Maliki de Beşşar Esed ve
diğerleri gibi halkın haklı taleplerini İran’ın ve diğer müttefiklerinin
yardımıyla ve “demir yumruk”la bastırabileceği düşüncesinde.
Bu zihniyet de Sünnilerin önündeki seçenekleri iyice azaltıyor.
Daha önce Irak’ın bölünmesine yol
açabileceği için federal bölge fikrine şiddetle karşı çıkan Sünniler,
bugünlerde Kürtler gibi bölgesel yönetime sahip olup en azından
hayatlarını koruyabilmeyi tartışıyorlar.
Çünkü Nuri El Maliki ve Şii liderler, ülke yönetimini Sünnilerle paylaşma niyetinde değiller.
Sünnilerin büyük çoğunluğu kendilerini temsil iddiasıyla mevcut Bağdat yönetimiyle işbirliği yapan isimleri reddediyor.
Yani onlar da Nuri El Maliki’yle masaya oturulabileceği ve anlaşılabileceği görüşünde değiller.
Irak’taki çoklu denklemin şimdi yeni bir faktörü daha var:
Arap Baharı…
Devrim rüzgarlarının Irak’a ulaşması ve
Suriye’de Baas rejiminin günlerinin sayılı olması El Enbar’daki
başkaldırıyı tetikleyen sebepler arasında sayılabilir.
El Ramadi’de düzenlenen protesto
gösterilerinde, Irak’ın bağımsızlık bayrağıyla birlikte Özgür Suriye
bayrağı da dalgalandırıldı.
Arap Baharı’na karşı diktatörlerin
işbirliği, Nuri El Maliki’yle Beşşar Esed’in ve Ürdün Kralı’nın el ele
vermesi gibi özgürlük sevdalılarının ve Suriye Devrimi ile El Enbar
İntifadası’nın da güç birliği yapması gayet normal.
Suriye’de Beşşar Esed’in devrilmesi ve
“Özgür Suriye”nin kurulması Nuri El Maliki karşıtı cepheyi güçlendirecek
ve Suriye halkı El Enbar İntifadası’na destek olacaktır.
Nuri El Maliki de Beşşar Esed’den sonra sıranın kendine geleceğinin farkında…
28.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder