(ERTUĞRUL ÖZKÖK/Hürriyet Gazetesi) Dün akşamdan itibaren Paris’teydim. Umut verici bir barış süreci başladıysa, hem
Türklerin hem Kürtlerin PKK’lı üç kadının öldürülmesini aydınlatmak
için elinden geleni yapması gerekiyor. İşte Paris’ten yazdığım ilk durum
raporu.
Kurdistan Enformasyon Merkezi’ne gelen
kişi veya kişilerin hedefi Sakine Cansız’dı. Leyla Söylemez ve Fidan
Doğan yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Üçünün de paltoları
üzerlerindeydi. Bu da iki ihtimali akla getiriyor. Kadınlar ya çıkmaya
hazırlanıyordu veya henüz içeri girmişlerdi.
Üzerlerinde paltoları vardı
Dün akşamdan itibaren Paris’teydim. Umut
verici bir barış süreci başladıysa, hem Türklerin hem Kürtlerin bu
cinayetlerin aydınlatılması için elinden geleni yapması gerekiyor. Çünkü
bu cinayetler aydınlatılmadığı sürece, iki tarafın önyargıları kesin
kabul haline dönüşecektir. işte o nedenle Paris’e geldim ve hemen
çeşitli çevrelerle konuşmaya başladım. Dün açık kaynakları elimden
geldiğince taradım. işte Paris’ten yazacağım ilk rapor:
Hedef Sakine Cansız’dı
48 saat sonunda ışığa çıkan ilk sonuç
şuydu. Gelen kişi veya kişilerin hedefi Sakine Cansız’di. Öteki iki
kadın yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
En kritik soru
Paris’e indiğim saatten beri cevabını
veremediğim en önemli soru şu. Fransız polisi geçtiğimiz yıl PKK’ya
karşı bir dizi tutuklama operasyonu yapmıştı. Tutuklanan kişilerin
dosyaları incelendiğinde şu ortaya çıkıyordu. Sakine Cansız, bir süredir
Fransız polisi tarafından takip ediliyordu. Le Monde gazetesi ısrarla,
binanın da gözetim altında olduğunu yazıyor. Bu durumda katil veya
katiller, Fransız polisini nasıl atlatıp binaya girdiler ve ellerini
kollarını sallayarak çıkıp gittiler.
Cansız o binaya az gidiyordu
Dün ulaşılan en çarpıcı bilgilerden biri
de şu. Sakine Cansız 2007 yılından beri Paris’te bulunuyor. Son aylarda
geri plana çekilmişti. Cinayetlerin işlendiği büroya çok ender
geliyordu. Bu da, katil veya katillerin onun çok iyi takip ettiklerini
veya en azından ne zaman nerede olduğunu bildiklerini gösteriyor.
Cep telefonlarında ne var
Sakine Fransız polisi tarafından
izlendiğine göre, büyük bir ihtimalle cep telefonları da dinleniyordu. O
telefonların dökümü bu konuda aydınlatıcı bilgi verebilecek.
Cinayet saati 48. saat sonunda aydınlanan noktalardan biri cinayet saati. Cinayetler saat 18. 00 ile 18. 30 arasında işlenmiş.
Cesetlerin bulunması
İlk günden farklı bir gelişme şu:
Cesetleri içerideki kadınlardan birinin erkek arkadaşı buldu, ilk günkü
haberde bu arkadaşın içeri giremediği belirtilmişti. Ancak gelen bu
kişinin apartmana girdiği, kapı açılmayınca kırıp içeri girdiğinde
cesetleri bulduğu anlaşılıyor.
Yeni bilgi 1:üçü de paltolu
Dün ulaşılan en önemli bilgi ise şu:
Öldürülen üç kadının üçünün de üzerinde palto veya manto bulunuyordu. Bu
da iki ihtimali akla getiriyor. Kadınlar ya çıkmaya hazırlanıyorlardı
veya henüz içeri girmişlerdi. Bu yeni bilgi akla şu soruyu da getiriyor:
Katil veya katiller, kadınlarla birlikte mi içeri girdi? Veya tam
çıkarlarken kapıda mı karşılaştı.
Yeni bilgi 2: kapıdaki kan izi
Fransız polisi elindeki bilgileri
paylaşmakta çok cimri. Sızan az sayıda bilgiden biri şu: Kapıda kan
izleri var. Bu da cinayetlerden en az birinin kapıya çok yakın yerde
işlendiğini gösteriyor. Öteki iki kadın ise orta taraftaki odanın
kapısının yanında bulundu.
Gare du Nord’un mobese’leri
Cinayetin işlendiği büro Gare du Nord’a
yakın. Bu gardan Londra, Brüksel ve Amsterdam’a giden hızlı trenler
kalkıyor. Gar iki bakımdan dikkati çekiyor. İçerideki kadınlardan
ikisinin, trenle Brüksel’e gideceği yolunda bilgiler var. Gar cinayeti
işleyenler açısından da çok elverişli bir kaçış imkânı sağlıyor.
Neredeyse yarım saatte bir hızlı tren var. Londra 2 saat, Brüksel l saat
15 dakika, Amsterdam 4 saat.
Çevrenin özellikleri – Fransa’da bugüne kadar en etkili eylemleri yapan ülke İran’dı.
Paris’in bu bölgesinde yaşayan çok
sayıda Türk var. Çok sayıda kebapçı dükkânı bulunuyor. Ayrıca Afrika
kökenli berberlerin yoğun olduğu bir semt. Yani, çabuk kaybolmak için
elverişli bir bölge. Dün de belirttiğim gibi Fransa’da 150 bine yakın
Kürt var. Bunların yüzde 90′ı Türkiye asıllı. 6 bin 500′ü Iran, 4 bin
800′ü Irak kökenli. Suriye kökenli Kürt sayısı ise çok az. Dış istihbarat örgütleri içinde, Fransa’da bugüne kadar en etkili eylemleri yapan ülke İran’dı.
Şu ana kadar Fransa Türkiye ve Kürt tarafında durum nedir
Bu cinayetler, siyasi tarihimizin en
önemli olaylarından biri. Türkiye’de yürüyen sürecin olumsuz
etkilenmemesi için, her tarafın bu cinayetlerin kısa sürede
aydınlatılması için elinden geleni yapması gerekir. Yani hem
Türkiye’nin, hem Fransa’nın, hem de Kürt yöneticilerin. Peki şu ana
kadarki durum nedir?
Türkiye Fransa’dan 2 şey istedi
Türkiye, Paris Büyükelçiliği
aracılığıyla Fransız hükümetine iki mesaj iletti. BiR: Bu olay, bir
ucuyla Türkiye’yi de ilgilendirmektedir. O nedenle gelişmeler konusunda
Türkiye’nin ve Türk polisinin de bilgilendirilmesini talep ediyoruz. K:
Eğer Fransız polisi Türkiye’den herhangi bir bilgi talep ederse, bu
hemen yerine getirilecektir. Netice: Bu yazıyı yazdığım dakikaya kadar,
Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği’ne verilen bir bilgi yoktu.
Kürt tarafı; yöneticiler olumlu
Militan kesiminde genellikle Türkiye
suçlanmakla birlikte PKK’nın Avrupa kanadında serinkanlı ve temkinli bir
hava hâkim. En ağırlıklı olarak söylenen şey, “barış sürecinin
etkilenmemesi”.
Türkiye tarafı olumlu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
açıklaması olumlu karşılandı. Türkiye’deki tepkiler de genel olarak
sakin. Dün gece itibariyle Paris’te hava bu durumdaydı.
12.01.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder