Arap Baharı’nın ilk kıvılcımının çakıldığı ülke olan Tunus’ta iktidara gelen İslamcı Nahda hareketinin lideri Raşid El Raşid Gannuşi, Suriye’de Esad’ın katliamlarına destek veren İran’ı eleştirdi. Gannuşi, İran’ın mezhepçilik yaptığından endişe ettiğini dile getirdi.
Devrim sonrası sürgün hayatına son vererek Tunus’a dönen Raşid Gannuşi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Tunus ziyareti öncesi “Şu anda büyük bir şevkle dostumuz Abdullah Gül’ün ziyaretini bekliyoruz. Tunus halkı Türk misafirlerimizi bağrına basacak” dedi. Ortadoğu’nun geleceği konusunda endişeleri olduğunu belirten Gannuşi, İran-Suriye dayanışmasının tetikleyeceği bir mezhep geriliminden endişe ettiğini vurguladı. Suriye’deki şiddet olaylarıyla ilgili olarak, Esed rejimine sert eleştiriler yönelten Nahda lideri, “Her gün onlarca Suriyeli katlediliyor. Esad günah işliyor” diye konuştu.
Esad en kısa zamanda gitmeli
Beşar Esad yönetiminin en kısa sürede alaşağı edilmesi gerektiğine vurgu yapan Gannuşi, bu konuda İran yönetimine eleştiriler yöneltti. Tahran yönetiminin, Suriye’deki mevcut rejime destek vermekle hata yaptığını vurgulayan Raşid Gannuşi, İran’ın bir “devrim ülkesi” olmasına rağmen “Suriye devrimi” konusundaki karşı tutumuyla yanlış yaptığını dile getirdi. Nahda lideri, İran’ın Suriye’de rejimin değil halkın yanında yer alması gereğine dikkat çekti.
İran’ın “Esad’a destek vererek ‘Şii hilali’ni güçlendirmek istediği” şeklindeki değerlendirmeler hakkında ise Gannuşi, “İran’ın Suriye’ye mezhepçilik sebebiyle destek vermesinden kaygı duyduğunu dile getirdi. Suriye konusunda Batı’yı da eleştiren Gannuşi, “Batı’nın söz söylemekten başka bir şey yaptığını görmüyoruz” diye konuştu. Türkiye ile ilişkilerinin çok iyi olduğunu ve iki ülke arasında birçok alanda yardımlaşma ve yakınlaşma olduğunu ifade eden Gannuşi, Tunus halkının Türkiye’nin kalkınmasını ve tecrübesini büyük takdirle takip ettiğini belirtti.
Başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere AK Parti’nin üst yöneticileri ile dostluklarının uzun yıllar öncesine dayandığını kaydeden Gannuşi, “Temennimiz odur ki iki ülkenin tecrübeleri çerçevesinde etkileşim devam etsin” diyerek iki ülkenin birbirine farklı konularda “rol model” olabileceğine atıfta bulundu.
Demokrasiye evet, laikliğe hayır
Gannuşi, Nahda partisi olarak yeni anayasada İslam’ın demokrasi ve modernizmle uyumlu olduğunu göstermeye çalıştıklarını, fakat bu anayasada “laiklik ve sekülerizm” maddelerinin yer almayacağını vurguladı. Tunuslu devlet adamı, bu süre zarfında başta Türkiye ve İngiltere olmak üzere birçok ülkenin anayasasını incelediklerini; ancak yapacakları yeni anayasanın hiçbir ülkenin anayasasının kopyası olmayacağını ve Tunus’un yapısına uygun özgün bir anayasa olacağını vurguladı. Gannuşi, “Tunus’un İslami ve modern mirasının haritası çıkararak, ülkenin dokusuna uygun bir anayasa yapmayı arzu ediyoruz. Önceki (mevcut) anayasadaki olumsuz maddeleri elimine ediyoruz” dedi.
Nahda iktidara geldikten sonra ülkedeki bir kesimin “irtica propagandası” yapmasına ilişkin ise Raşid Gannuşi, “Şu anda iktidarda Nahda partisi ve iki laik partiden oluşan bir koalisyon hükümeti var. Tunus’ta laikler ile muhafazakarlar arasındaki çekişme siyasi bir çekişmedir, itikadi bir çekişme değil” şeklinde açıklamada bulundu.
Makamda gözü yok
Devrim sonrası yapılan seçimlerde lideri olduğu Nahda partisi oyların büyük çoğunluğunu alarak iktidara gelmesine rağmen başbakanlık koltuğuna kendisi oturmayarak partinin genel sekreteri Hamadi El-Cibali’yi getiren Gannuşi, gelecek dönemde de hiçbir zaman devlet makamlarından herhangi birine aday olmak gibi bir niyetinin olmadığını vurguladı.
Milat Gazetesi – 08.03.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder