Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
“Suriye’deki kardeşlerimize hiçbir ayrım gözetmeden sahip çıkmaya devam
edeceğiz” şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Ben Türkiye Cumhuriyeti devleti ve aziz milletin haddi diye bir şey tanımıyorum. Gücümüz artıkça iddiamız artacak” dedi.
Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı’nın 2013 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularına yanıt verdi.
Davutoğlu, CHP İstanbul Milletvekili
Osman Korutürk’ün, siyasete atılmadan önce bulunduğu görevlerde yazdığı
bütün telgrafları bizzat Bakan olarak okuduğunu, bu telgraflarda
yürütülmekte olan dış politikanın yanlış olduğuna dair bir tek cümle yer
almadığını kaydetti.
Davutoğlu, “Bu kadar birlikte
çalıştığımız bir arkadaş ‘bütün dış politika paradigması çökmüştür’
derse, o zaman benim güvenim sarsılır, yürüttüğümüz siyaset anlamında
güvenim sarsılır” diye konuştu.
“Halep ile Gaziantep’i, Musul ile
Diyarbakır’ı kim ayırdı?” diye soran Davutoğlu, “Şu anda biz bütün bu
sınırlara saygı duyacağız” ifadesini kullandı.
Davutoğlu, kendisi veya Başbakan’ın ağızından “Suriye’de Sünni Araplar eziliyor” gibi bir ifade duymamışsınızdır” dedi.
Suriye ile ilgili ortada 30 bin insanın
cesedi, 50 bine yakın kayıp, 500 bin mülteci olduğunu belirten
Davutoğlu, konuya ilişkin şunları söyledi.
“Suriye’den gelen ve son derece
güvenilir bir yetkiliyi dinledim. Gözleri yaşararak “Sayın Bakanım hava
bombardımanında çocuğunu kaybetmiş bir baba dışarıya çıkıp çocuğunu
gömemediği için kokmasın diye çocuğunu buzdolabına koymuş. Ben bunu
bizzat gördüm’ dedi. Bu, nasıl bir zulümdür. Geçmişte Suriye’ye dostane
tavsiyede bulunduk ama bir şey empoze etmedik. Ancak ne zaman ki bir
halka yüklenilmişse işte o zaman değişir. Orada ne olursa olun
ilgilenmeyin. Bak, o olmaz işte. İnsan olarak yapamayız. Bunu ülkenin,
bölgenin geleceği için yapamayız. Nasıl Bosna’da sniperler ile mücadele
etti günün hükümeti, takdirle anıyorum, biz de bugün belli bir tutum
içine girmek durumundayız. İnsani boyut olarak Suriye’deki
kardeşlerimize hiçbir ayrım gözetmeden, etnik ve mezhebi ayrım
gözetmeden sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu bizim devlete kültürümüzün
bir gereği. Suriye’de geçiş sürecinin barışçıl ve sağlıklı şekilde bir
an önce tamamlanmasını ve bu yolla Suriye’nin güçlü ve istikrarlı bir
komşu olarak uluslararası camiaya dönmesini istiyoruz. “Haddimizi
bilelim” denildiğini aktaran Davutoğlu, “Ben Türkiye Cumhuriyeti devleti
ve aziz milletin haddi diye bir şey tanımıyorum. Gücümüz artıkça
iddiamız artacak” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Önce Vatan Gazetesi – 08.11.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder