7 Kasım 2012 Çarşamba

Özel Paşa’nın Gölcük’ten verdiği mesaj

(BÜLENT ERANDAÇ/Takvim Gazetesi)          Yeni Ortadoğu haritası çizilirken, Türkiye son derece gergin bölgede dengeleri sağlam tutarak her adımı dikkatli biçimde atıyor.

Titiz ve koordineli olarak Suriye krizini yürütüyor.

Bir aylık gelişmelere, alınan kararlara, yapılan konuşmalara dikkatle bakarsak, Türkiye’nin uyguladığı, “Esad’ı savaşsız götürecek” bir strateji izlediğini anlayabiliriz.

Akçakale’ye atılan bomba, bu stratejinin uygulamaya sokulduğu işaret noktası olarak değerlendirilmelidir. Bu strateji, karadan, havadan denizden, Esad ve Baas yönetiminin abluka altına alınmasıdır.

Bu ablukanın çok yönlü mesajları verilmektedir. İran, Rusya ve Ermenistan’tan Suriye’ye kalkan uçaklar indirilerek hava ablukası devreye sokulmuş, Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel’in Akçakale’de yaptığı çıkış, sınıra yapılan yapılan yığınak, kara ablukasına dönmüştür. Özel, Gölcük’e gelerek, buradan deniz ablukasının işaretini vermiştir.

Deniz mesajı ne gibi olasılıkları gündeme getirmektedir?

Akdeniz’in önemli deniz gücünden birisi Türkiye’dir. Akdeniz Bölge komutanlığı şu anda en aktif konuma sokulmuştur.

Bir zamanlar, Yunanistan’ı çok sıkıştıran Ege ordusu, şimdi Akdeniz ordusu konumunu kazanmış, Suriye’nin Akdeniz’e açılan sahası Türk donanması tarafından kontrol altına alınmaktadır.

Güç parametreleri 

Belli bir coğrafyada uluslararası ilişkileri ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirebilen veya şekillendirebilen devlete BÖLGESEL GÜÇ olarak tanımlanmaktadır.

Bir devletin bölgesel bir güç olarak tanımlanabilmesi için; Coğrafi olarak tanımlanmış olan bölgede yer alması, bu bölgeyi ekonomik, siyasi ve askeri açıdan etkileyebilmesi, bölgede hegemonya işlevi görebilecek bir güce, güç kaynaklarına ve dünya ölçeğinde etkili konuma sahip olması gerekmektedir.

Bir bölgesel güç için sayılan bu gereklilikler aynı zamanda güç parametrelerini de oluşturmaktadır.

Bölgesel güç mücadeleleri, genellikle üçüncü uydu bir ülkeden kaynaklanan politik bir gerilim ile başlar, ekonomik ve siyasi önlemlerin alınması ile devam eder. Gerekirse silahlı bir çatışma ile sona erer.

Türkiye-İsrail arasında yaşanan Mavi Marmara olayında ve şimdi Suriye’de cereyan eden olaylarda bölgesel güç mücadelesi verilmektedir.

Türkiye’nin yeni uygulamaya soktuğu strateji, sadece Esad’ı yönetimden uzaklaştırmakla kalmayacak, Esad sonrası Ortadoğu haritasını çizen oyuncular içinde yer almasını sağlarken, bölgesel güç konumunu sağlamlaştıracaktır.

Bazı çevreler, bu gerçeği görmedikleri için, Türkiye’nin sadece Esad’ı götürme hareketi olarak, dar bir çerçeveden yorumlamaktadırlar.

Bu günlerde geçer. Gelecekte, bugün yapılan güç gösterisinin Türkiye’nin ne kadar önemli pozisyona getirdiği anlaşılacaktır.

BM’ye mesaj var 

Milletler Cemiyeti 10 Haziran 1919′da Londra’ da çalışmaya başladı. Kurulduğunda 27 kurucu üyesi vardı. Osmanlı mirası üzerinde Osmanlı izi taşıyan 50′nin üzerinde devlet kuruldu. 1920′de üye sayısı 43′ e ulaştı.

BM… Birleşmiş Milletler, II. Dünya Savaşı’nın ardından Birleşmiş Milletler’in ilk kurulduğu dönemde 51 üyesi var iken şu an 193 üye ülkeden oluşmaktadır. Dünyadaki tüm ülkelerin sayısının 208 olduğu düşünüldüğünde neredeyse tüm ülkelerin BM üyesi olduğu söylenebilir.

Başbakan Erdoğan, BM’nin Suriye karşısında aciz duruma düşmesi üzerine BM’nin yeni yapısına yönelik bir konuşma yaptı. Diplomatik çevrelerde ve dış basınsa büyük ilgi gören konuşmasında Erdoğan, bazı önerilerde bulundu.

“Dünya örgütü olarak BM işlevini beş daimi temsilci ile yerine getiremez. Dünya beş devletin elinde oyuncak olamaz. Güvenlik konseyini genişletelim.”

İkinci dünya savaşından sonra kurulan düzenin halen devam etmesi elbette düşündürücü. Dünyada yeni düzen kurulurken, beş büyük devletin ötesinde Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi ülkeler de etkili konuma gelmiş durumda.

Türkiye’nin bu hamlesini de, bölgesel güç konumunu özelliğinde bulmalıyız.

Sonuç: 

Dünyadaki 57 Müslüman ülke içinde Türkiye, lider ülke konumunda. Bu özelliği ile güvenlik konseyinin yeni üyesi olmaya aday bulunmaktadır.

Ortadoğu haritasının çizilmesinden sonra, bu konu daha çok tartışılacaktır.

Oyun kurucu Türkiye, bu tartışmanın ateşini yakmıştır.

18.10.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder