Ahmet Davutoğlu, Suriye’de Esad
rejiminin elindeki füzelerin sayısını ve yerini bildiklerini belirterek
“Füzeler nerede, nasıl depolanıyor, kimlerin elinde, hepsini biliyoruz. 700 civarında füze var” dedi
NATO Konseyi’nin, Türkiye’ye Patriot
hava savunma sistemi tahsis ettiği toplantısına katılan Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, Suriye’den gelebilecek tehdidin düzeyi ve alınan
tedbirlerle ilgili kritik açıklamalar yaptı. Esad’ın elindeki füzelerin
sayısını ve yerini bildiklerini söyleyen Davutoğlu, özellikle kontrolsüz
küçük gruplardan yönelebilecek risklere karşı ‘ihtimaliyat planlaması’
yapıldığını belirtti. Bağdat-Erbil hattı için ‘Kritik’ tanımlaması yapan
Davutoğlu, “Suriye kadar Irak için de kaygılıyız” dedi. Davutoğlu,
Brüksel yolunda şu değerlendirmeleri paylaştı:
700 Füzesi Var:
Suriye’de psikolojik eşik aşıldı. Eskiden, ‘Rejim devam ederse intikam
alır’ diye korkuluyordu. Şimdi, ‘Rejim giderse biz ne yaparız?’ telaşı
herkesi aldı. Bir çözülme var. Bizim Patriot tedbiri almamızın nedeni de
kontrolsüz grupların yapabileceği hareketler. Türkiye’yi müdahil olma
noktasına getirmek için birçok şey yapıldı. Biz sürekli teenni ile
hareket ettik. Şu anda o füzeler nerede, nasıl depolanıyor, kimlerin
elinde hepsini biliyoruz. Esad’ın elinde 700 civarında füze var. Hatta
bunların içinde uzun menzilli olanlar da söz konusu.
Üç Boyutlu Koruma:
Patriot konusu tamamen askeri gereklilik kapsamında konuşuldu.
Türkiye’nin ihtiyaçları var, NATO’ya tahsis edilen Patriot kapasitesi
var. Bu ikisi arasında optimum çözüm bulunmaya çalışılıyor. ‘Nasıl
maksimum koruma sağlanır?’ Ona çalışılıyor. Sayı konusunda, görüş
ayrılığı söz konusu değil. Aksine, ‘Ne kadar sağlanabilir ve bunlar
nerede konuşlandırılabilir?’ çalışması tamamlanıyor. Genelkurmay’ın
bildirdiği önceliklere göre bir planlama yapıldı. NATO, ‘Türkiye’yenin
talebi karşılanacak’ dedi. Bu, sadece Patriot konusu da değil. Üç
kademeli. Kısa menzilli olana Patriot, orta menzildekine THAD (Terminal
High Altitude Air Defence), atmosferin dışına çıkana (füzeye)
Akdeniz’deki AEGİS sistemi cevap veriyor. Entegre sistem içinde
Türkiye’ye maksimum koruma sağlayacak bir çerçeve kuruluyor.
Yalnız Değiliz: Şimdiye
kadar bize ‘yalnız mı hareket ediliyor?’ diye soruldu. NATO’nun kararı,
kolektif tutumu da yansıtıyor. Bu da önemli bizim için. Süreci,
‘Türkiye- Suriye’ meselesine dönüştürme girişimleri de oldu. Ama biz hep
teenni ile hareket ettik. Uçak düştüğünde de Akçakale olayında da tepki
verdik. Ama hiçbir zaman ikili sorun haline dönüştürmedik. Angajman
kurallarındaki değişiklik doğrudan Türkiye sınırlarının ihlali ile
ilgili. Bize tehdit gördüğümüzde gereğini yaparız.
Ulusal Füze Savunması Şart:
Patriot bir savunma sistemi. Genelkurmay’la çok yakın çalıştık, risk
analizleri yaptık. Türkiye, konvansiyonel tehditlere karşı ulusal
kapasitesiyle koruma gücü çok yüksek. Ama füze tehdidine yönelik yeterli
ulusal güvenlik sistemi oluşmamış. Artık tehdidin mahiyeti değişiyor.
Füze tehdidinin illa bir ülkeden gelmesi de gerekmiyor. Bir grubun dahi
eline geçebiliyor. Türkiye’nin hem NATO ile hem ulusal kapasitesiyle
füze savunma sistemini yenilemesi şart.
Rusya İle Formül Arayışı:
Biz, ‘Değişim olacaksa bu, Esadsız bir döneme işarettir. Esad bıraksın
geçiş yönetimi kurulsun’ diyoruz. Rusya ise ‘Geçiş hükümeti kurulsun,
Esad normal süreç izinde gitsin’ görüşünü savunuyor. Hedefte mutabıkız.
Yöntemde konuşmamız lazım. Bu iki görüşü uzlaştırabilecek bir takım
formüller geliştirilebilir. Suriye yönetimine 7 ay önce İran üzerinden
bir formülü söyledik, kabul etmediler. Şimdi o formüle hazırlar. O
formül, geçiş hükümetinin tam yetkiye sahip olması ve sürecin bu
hükümetle ilerlemesiydi. Muhalefet güç kazandıkça, ‘Bu kadar katliamdan
sonra biz ara formüllere razı değiliz’ diyor. Rusya’nın, sürecin içine
etkin biçimde girmesi önemli. BM’de Rusya’nın takınacağı tutum İran’ın
desteğinden daha belirleyici. Rusya’nın yeni durum değerlendirmesi
yaptığı görüldüğünde bile hava değişir.
Bağdat-Erbil hattı
Bağdat-Erbil ilişkileri çok riskli. 6 ay
önce Maliki gidecekti, Talabani engellemişti. Şimdi Talabani ile Maliki
arasında uçurum niye arttı? Çünkü Maliki, Cumhurbaşkanlığı yetkilerini
de kullanmaya başladı. İlişkiler kritik düzlemde seyrediyor. Şimdilik
Irak meselesini teenni ile takip ediyoruz. Suriye kadar Irak’ta da
kaygılıyız. Çünkü karşılıklı olarak örgütlü iki silahlı grup söz konusu.
Kaynak: Sabah Gazetesi – 05.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder