Türkiye’de son dönemde artan terör saldırıları ve patlamalar arkasında Suriye yönetimi ve İran’ın olma ihtimalini değerlendiren Lübnanlı Şii din adamı ve araştırmacı Hani Fahs, Esed yönetimini hiçbir konuda masum göremeyeceğini söyledi.
Türkiye’nin sorunları olduğu ve bu
sorunların kullanıldığına dikkat çeken Lübnanlı Şii dini alim, ”
Türkiye’yi karıştırmak istiyorlar. Türkiye’ye de bedel ödetmek
istiyorlar.” dedi.
‘Arap Uyanışı ve Yeni Ortadoğu’da Barış’
konulu konferans için İstanbul’a gelen Hani Fahs, Cihan Haber Ajansı
(Cihan)’na verdiği özel mülakatında Esed yönetimi ve İran’ın Suriye
tutumu konusunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’ye bedel ödetmek istiyorlar
Türkiye’de son dönemde artan terör
saldırıları ve patlamaların arkasında Esed yönetimi ve İran’ın
olabileceği yönündeki iddiaları değerlendiren Lübnanlı alim, “Benim
güvenlik alanında bir deneyimim yok. Bu anlamda bilgi kaynağım da yok.
Bu tür meseleler için analizler de yeterli değil. Ancak hiçbir şey
konusunda Suriye yönetimini masum görmem. Türkiye’nin daha önceden
sorunları vardı. Onlar da bu sorunları kullanıyorlar. Türkiye’yi
karıştırmak istiyorlar. Türkiye’ye de bedel ödetmek istiyorlar. İnşallah
Türkiye ve sağduyulu Türk yöneticiler bu süreci atlatır. Tabi bazı
kayıplar oluyor. Allah şehitlere merhamet etsin. Ancak en iyi yol Suriye
yönetiminin düşmesidir. Bu şekilde Türkiye ve Suriye rahatlayarak
birlikte bir gelecek kurarlar.” temennisinde bulundu.
Suriye’deki kriz baas rejimi ile başladı
Suriye’deki Baas rejimini sert
ifadelerle eleştiren Lübnanlı din adamı, bu ülkedeki krizin Baas
rejiminin iktidara gelmesiyle başladığını söyledi.
“Suriye’de devam eden halk
ayaklanmasının Baas gibi bir rejim için tabii bir sonuç olduğunu
belirten Hani Fahs, “Baas rejimi aslında gerici, ırkçı, şovenist,
baskıcı, insan haklarına, düşünce özgürlüğüne saygısı olmayan bir
ideoloji yapısı var. Suriye’deki krizin ömrü Baas rejiminin ömrüyle
aynı. Baas’ın devrimi ile bu kriz geldi. Suriye iyi günlerini Şükrü El
Kuvvetli, Sadullah El Cabiri dönemlerinde yaşadı. Askeri ve ırkçı
süreçler Suriye’yi adeta katletti. ” ifadelerini kullandı.
Baas rejimi Alevilere zulmetti, Aleviler adına da diğerlerine zulmetti
Suriye’nin dini mezhepsel ve ırk yönüyle
bir çeşitliliğe sahip olduğuna dikkat çeken Şii din alimi Fahs,
“Medeni, muasır, birleştirici ve kucaklayıcı bir devlet bileşenleri
arasında diyalogu sürekli canlı tutar ki barış içinde yaşasın. Ancak
Baas rejimi, baskı ve çatışma üzerine yaşamaya çalıştı. Bu yönetim
Alevilere zulmetti. Diğer gruplara da Aleviler adına zulmetti. Bunun
için bu devrimde devletin Alevilere yaptığı zulmü sona erdirmeliyiz.
Konuya cehaletle değil, akılla çözüm getirmeliyiz.” dedi.
Baas rejiminin ölümünü ilan etmesini bekliyoruz
Suriye’deki krizin gerici bir yönetim
sorunu olduğunu vurgulayan din alimi Hani Fahs, “Bu yönetimin sona
ermesi gerekir. Çünkü, bu yönetim batıldır. Benim görüşüm; Baas rejimin
sona ermiştir. Baas’ın bu saatten sonra yönetimde kalması mümkün değil.
Biz bu rejimin ölümünün ilan edilmesini bekliyoruz. Daha sonra
gömülmesini…”şeklinde konuştu.
Esed rejimi çok sayıda Alevi aileyi yok etti
Esed rejiminin alevi birçok kişiyi
öldürdüğüne dikkat çeken Lübnanlı alim,”Esed rejimi öncelikle Alevileri
öldürdü. Alevilerin önde gelen Muhammed Umran, Salah Cedid gibi
isimlerin yanı sıra El Hayyır ailesini, Kenan ailesini, Hayırbek
ailesini ki bunlar dağ Alevileridir. Bunların hepsini öldürdü. Dağdaki
alevi köyleri hâlâ çok fakir. Esed ailesinin olduğu Kırdaha kasabasında
Basil Esed’in ölümünden sonra kısmen işler yapılmaya başlandı. Tartus ve
Lazkiye limanlarına Esed ailesi el koydu. Halk ayaklanması neden kırsal
kesimlerde başladı ? Şam ve Halep geç kaldı. Çünkü aç kalan Suriyeli
çiftçidir. Aleviler fakirler. Bu yönetimden faydalanan Alevilerin en
şerlileri ve Sünnilerin en şerlileridir. Çünkü, onlar yönetimin
ortaklarıdır.” diye konuştu.
Rusya ve İran, Esed rejimi düştükten sonra tutumlarını hemen değiştirecekler
Esed yönetimini destekleyen Rusya ve
İran’ın önümüzdeki dönemde tutumlarını değiştirecekleri görüşünü savunan
Şii din alimi, “İran ve Rusya kendi çıkarlarını gözetirler. Yönetimin
düşmesi ile birlikte çıkarlarını başka yerde ararlar. Burada önemi olan
artık halklar kendi geleceklerini kurmaları.”ifadelerini kullandı.
Halk devrimlerinin kargaşa ve hataların
olabileceğine dikkat çeken Şii alim, devrimin kendi devletini kurması
için dikkatli ve sabırlı olunması konusunda uyardı.
Bir mezhep güven ve istikrarını diğer mezhepte araması gerekir
Bölgede mezhepsel bir çatışma olasılığı
konusunda endişeleri değerlendiren Şii alim Fahs, “Kendimizi bildik
bileli bölgede Sünniler arasında, Şiiler arasında, Şiiler ile Sünniler
arasında krizler olmuştur. Ancak bu sefer daha fazla dikkatli olmamız
gerekir. Çünkü bozuk rejimler halklara halka özgürlük fitne doğurduğunu,
bu şekilde baskının özgürlükten daha iyi olduğunu kabul ettirmek
istiyor. Bizim ise, özgürlüğün baskıdan çok daha iyi ve güvenli olduğunu
ispatlamamız gerekir. Bu şekilde her mezhebin güven ve istikrarını
diğer mezhepte araması gerekir. Toplumsal uzlaşma güvenin teminatıdır.
Diğerinden ayrı bir mezhebin devam etmesi ve güvenliğini sağlaması
mümkün değildir. Biz bir ortaklığın içindeyiz. Bu noktaya dikkat
edilmesi gerekir. Suriye’nin toplumsal bir mozaiğe sahip olduğunu
ispatlamak için bir fırsattır.” diye konuştu.
İran ve Hizbullah’ın Suriye rejiminin
İsrail’e karşı direnişe destek verdiği için desteklediklerini
savunduğuna dikkat çenen Şii din alimi, Suriye rejiminin direnişi
desteklemesinin sebebinin sorgulanması gereğine işaret etti.
Esed’in halkına yaptığını Hizbullah Lübnan’da yapsaydı affeder miydik?
“Suriye rejimi direnişi engelledi” diyen
Lübnanlı din alimi, “Farz edelim ki Hizbullah Suriye rejiminin halkına
yaptığı gibi Lübnan halkına yapsaydı onu affeder miydik? Direniş tüm bu
hataları siler miydi? Direnişin kendisi bu hataları silmez iken direnişe
destek vermek bu hataları nasıl siler? Direnişe destek vermek elbette
direnişin kendisinden çok daha az önemlidir. Bu yapılanların hiç bir
gerekçesi olamaz” değerlendirmesinde bulundu.
Esed ve İran’ın ilişkisi çıkarlardan ibaret
İran ve Hizbullah’ın Esed rejimini
desteklemesinin direniş ile ilgisi olmadığını kaydeden Şii alim, “Burada
tek sebep İran’ın Suriye rejimi ile çıkar ilişkisidir. İranlılar Arap
Baharı’nın şaşkınlığını yaşayarak kendilerine bir rol arıyorlar. Esed
yönetimi de anlaşabildikleri tek yönetim oldu. Bu tamamen çıkarlara
dayanan bir ilişkidir. Ruslara gelince Sovyetlerden bu güne tutumlarına
alışkınız. Onlar her zaman halkları karşı yönetimlerin yanında
olmuşlardır. “görüşünü aktardı.
Kaynak: Yeni Şafak-10.09.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder