ABD ve İran birbirlerini eleştirseler de son yıllardaki her politikaları her ikisini birden güçlendiriyor. Bu durumun son örneği Şii Nuri El Maliki’nin zulmünden kaçan Irak’lı Sünni Lider Tarık El Haşimi üzerinde yaşanıyor.
Milliyet gazetesinden Aslı
Aydıntaşbaş, Tarık El Haşimi için İnterpol’ün çıkardığı yakalama
kararında ABD’nin parmağı olduğunu yazdı, İran yanlısı olan Nuri EL
Maliki’ye ABD’nin verdiği desteğin sürdüğünü anlattı.
Kırmızı bültenin perde arkası: Yeni Haşimi krizi kapıda
İnterpol’ün İstanbul’da
bulunan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi hakkında
çıkardığı ‘kırmızı bülten’in Türkiye açısından hukuki bir bağlayıcılığı
yok.
Daha doğrusu, ‘var ama yok’. İnterpol,
190 ülkeye gönderdiği kırmızı bültenle, terörizmle suçlanan
Iraklı Sünni liderin ‘bulunması ve tutuklanmasında yardım’ talep ediyor.
Mecburiyet yok. İnterpol’le işbirliğine değer veren Ankara, bu zamana
kadar bu tarz talepleri dikkate aldı. Ancak uluslararası hukukta bu
talebe cevap vermemesinin herhangi bir yaptırımı yok.
Ankara da, birkaç ay önce Bağdat’tan gönderilen resmi ‘iade’ talebinde olduğu gibi, İnterpol bültenini de görmezden gelecek.
Görüştüğüm yetkililer, Haşimi’yle
ilgili terör suçlamasının Bağdat’taki ‘siyasi’ bir hesaplaşmanın ürünü
olduğunu, Iraklı politikacının istediği müddetçe Türkiye’de
kalabileceğini söyledi. Ne zaman döneceğine ‘kendi özgür iradesiyle’
karar vereceğini söylediler.
Görüştüğüm bir güvenlik yetkilisi ise, halihazırda Irak’ta yaşadığı
bilinen üst düzey PKKyöneticileriyle ilgili de bir dizi İnterpol’un
kırmızı bültenle arama emri olduğunu hatırlatarak, Irak
hükümetinin Kandil’de yaşayan bu isimleri Türkiye’ye teslim etmek için
şu zamana kadar herhangi bir girişimde bulunmadığını hatırlattı.
Türkiye’nin umudu, ya da ‘oyun planı’,
Irak’ta Kürtler, laikler, Sünniler ve ılımlı Şiilerden oluşan bir
koalisyonun şekillenerek önümüzdeki seçim döneminde
Ankara’nın yaka silktiği Başbakan Nuri el Maliki’yi sandıkta devirmesi.
Öyle görünüyor ki, o zamana kadar Tarık el-Haşimi’nin İstanbul’daki misafirliği devam edecek.
Haşimi aralık ayında Bağdat’tan
ayrıldıktan sonra bir süre Kuzey Irak’ta kalmış, ardından da özel bir
uçakla Katar ve Suudi Arabistan’ı ziyaret ettikten sonra geçen ay
İstanbul’a gelmişti.
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ailesi ve
yakın korumalarıyla birlikte, Başakşehir’de, belediyeye ait bir misafir
evinde yaşıyor; hem İstanbul polisi, hem de Başbakanlık’a bağlı koruma
timi tarafından titizlikle korunuyor.
İnterpol bülteni, dün İstanbul’da
bulunan Iraklı siyasetçinin tutuklanmasına neden olmasa da, önümüzdeki
dönemde planladığı İngiltere ve diğer yurtdışı gezilerini iptal etmesine
neden olacak gibi gözüküyor. Haşimi’nin bundan sonra Türkiye dışında
atacağı her adımda tutuklanma riski var.
Ankara’yı yalnızlaştıracak
İnterpol bülteni, Bağdat’la ipleri zaten
koparma noktasına gelen Ankara’yı diplomatik anlamda zora sokmuyor;
ancak Irak’la ilgili vizyonunda belli oranda ‘yalnızlaşıyor’. Neden? Çünkü İnterpol, aynı IMF gibi, bağımsız olsa da ABD’nin
sesinin gür çıktığı bir kurum. İnterpol bülteninin bir biçimde ABD’nin
desteği olmadan çıkması, teknik olarak mümkün olsa da siyaseten zor.
Kararda ABD’nin parmak izleri olmasa da tasarrufu olduğunu
varsayabiliriz.
Bu da bir kez daha Irak
konusunda Washington ve Ankara’nın farklı düşündüğünün göstergesi.
Washington başından beri Haşimi olayında Ankara’nın istediği tepkiyi
vermedi, Maliki’ye yönelik tavır almaktan çekindi. Geçen ay İstanbul’da
görüştüğüm Haşimi, Bağdat’tan ayrıldığından bu yana kendisini arayan
herhangi bir ABD’li yetkili olmadığını söylemişti. Bu son İnterpol olayında da da, Washington dolaylı yoldan hala Irak Başbakanı Maliki’yi desteklediğini göstermiş oldu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder