Yeni akit Gazetesinden Serdar Demirel Suriye meselesinde, Türkiye’deki Baas / İran lobisinin etkin rolünü analiz etti.
“Siyaseten
şiîleşmiş” ismini verdiği bu lobinin Rus lobisiyle işbirliği yaparak
Suriye’de yaşananların üzerini kapattığını söyledi.
İşte o analizin tamamı:
(SERDAR DEMİREL/Yeni Akit Gazetesi)
Yanı başımızda bir yıl içerisinde 14
binin üzerinde insanın katledildiği yanan bir ülke var. Tarihsel ve
kültürel olarak, din olarak aynı kaderi paylaştığımız bir ülke burası.
Esed rejiminin ölüm kusan Şebbiha’ları karşısında komşu ülkelere yığılan
onbinlerce mülteci, yanan şehirler, bir yere sığınamayan biçâreler..
Ama gel gör ki, Türkiye için acil ve iç mesele denilen bu olağanüstü hâl durumunu, toplumun önemli bir kesimine unutturmayı başarmışlar. Bir anlamda bizi bize unutturmuşlar, kalleş ve karanlık bir karalama kampanyası eşliğinde. Ürkütücü bir sessizlik var..
Suriye halkının ayaklanmasını “Batı komplosu” yaftasıyla kodlayarak vicdanlarının seslerini bastıranlar mazlum halkların karşısında seçici davranmanın çelişkisini izah edemeyecekler.
Biliyoruz, Batı’nın neden Libya’da olduğu gibi Suriye’ye de müdahale
etmediği onlara bir şey anlatmıyor. Hiçbir Batılı gücün bunca ağır
bedellere rağmen bir halkı canı pahasına bir seneyi geçen bir süre
zarfında sokaklarda tutmasının mümkün olmadığı da onlara bir şey
anlatmıyor.
Bir yazımda 19 yılını Esed rejiminin
hapishânelerinde geçiren ve hapishâneden kurtulunca bir daha ülkeye
dönmemek üzere kendisini yurtdışına atan Hamalı bir imamdan
bahsetmiştim, bu köşede. Geçen gün bir mesaj gönderdi bana; “Evimi
bombalayarak havaya uçurdular” diyordu. Zindanlarda gördüğü işkencenin
travmasını üzerinden atamadığından oğul Esed döneminde salıverilince
gönüllü sürgüne çıkan, Suriye ile ilgili haberleri bile okumaktan ürken
bu mazlum, evinin niye havaya uçurulduğuna bir türlü anlam veremiyor.
Suriye katliamını gündemde
tutmaya çalışanlara karşı yapılan eleştiriler, Suriye Baas rejimi
lobisinin Türkiye’de ne kadar etkin olduğu izlenimini veriyor. Lâkin, biz, Suriye Baas lobisinin iddia edildiği gibi kendi başına Türkiye’de çok güçlü olduğunu kabûllenmekte zorlanıyoruz.
Bize göre bu meselede güçlü olan
lobi öncelikle İran sonra da Rusya lobisidir. İran lobisi Müslümanlar
arasında derin köklere sahiptir. Yazılı ve görsel medyanın geniş
yelpazesinde konuşlandıklarından bulundukları pozisyonları İran siyasi
çizgisinde kullanabilmekteler. Tahran’ın söylemleri yumuşadığında
söylemleri yumuşayan, agresifleştiğinde agresifleşen bir lobi bu.
Müslümanlar arasında güçlü olan
ve benim “siyaseten şiîleşmiş” dediğim bu lobi, medyada daha derin
kökleri olan Rus lobisiyle koalisyon yaparak Türkiye kamuoyunu
Suriye halkının ayaklanmasına karşı etkileyebilmekte, bu ayaklanmanın
bir Batı kurgusu olduğu hususunda yüreklere vesvese üflemeyi
başarabilmektedir. En büyük silahları ise; antiemperyalizm söylemi.
Amerika demokrasi sloganıyla
kitle katliamlarını gizlemeye çalışıyordu; bunlar ise antiemperyalizm
söylemiyle bir halk katliamını perdelemeye çalışıyorlar.
Bu meyanda Suriye ayaklanmasını destekleyen kanaat önderlerini
itibarsızlaştırmak üzere kampanyalar düzenliyorlar. Onları ya meseleleri
anlama kapasitesine sahip olmamak, ya da işbirlikçi gibi iftiralarla
karalamaya çalışmaktalar. Bu da Suriye ayaklanmasını destekleyenlerle
karşı olanlar arasındaki ayrışmayı derinleştirmektedir.
Bunun en son örneğini geçenlerde Suriye halkının
ayaklanmasına açık destek veren Şeyh Yusuf El Karadavî’ye atılan çirkin
bir iftirada gördük.
Suriye’de stratejik işbirliği adına
zâlim Esed diktatörlüğünün lehine yayınlar yapan malum çevreler,
Batı’nın kara listeye aldığı meşhur İslâm alimi Şeyh El Karadavî için, “Şeyh Karadavî Utanmadan Resulullah’ı Natocu Yaptı” başlığıyla haber yaptılar. Amaç elbette onu itibarsızlaştırmak, söylediklerini etkisiz kılmaktı.
Medyaya yansıyan boyutunda bu derece çirkin olabilenler, kulislerde ise bunun çok ötesine geçebilmekteler. Algı
yönetmeyi iyi beceren bu lobilerin önemli ölçüde başarılı olduğunu da
kabul etmeliyiz. Aksi takdirde Suriye meselesine karşı duyarlılığın
sönük kalması mümkün olmazdı.
24.05.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder