Geçmişteki etnik temizliği unutmayan
Kürtler ve Sünni Araplar, Başbakan Maliki’nin Irak’ı mezhep savaşına
sürüklediğini düşünüyor.
Sağ kolu” bile kaçtı
Irak, Ankara’nın da dile getirdiği
‘Mezhep Savaşı’na doğru ilerliyor. Bunun sebebi de “Türkiye’yi
potansiyel düşman” ilan eden Nuri El Maliki… Irak Başbakanı,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’den sonra sağ kolu Salih Mutlak’ı da
kaçırttı.
Patlamaya hazır bomba
Maliki’nin icraatlarının getirdiği
belirsizlik Kürtleri ve Sünni Arapları endişelendiriyor. Kürt kökenli
milletvekili Dr. Mahmut Osman, ”Biriken, sorunlar patlamaya yol açtı.
Ülke mali krizde. Etnik savaştan sonra şimdi de mezhep savaşı çıkabilir”
diyor.
Irak’ı iç savaşa sürüklüyor
Irak’ta sular durulmuyor. Başbakan Nuri
El maliki gerginliği daha da artırıyor. Kürt Bölgesel Hükümeti Başkanı
Mesut Barzani’nin Avrupa, Amerika ve Türkiye ziyaretlerini “bağımsız
Kurdistan kuruluyor” seklinde yorumlayan Maliki, bir taraftan Kürt
yönetimini sıkıştırmaya çalışırken diğer taraftansa Türkiye’yi krizin
içine çekmeye çalışıyor. Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El
Haşimi’nin İstanbul’da olmasını da bahane ederek Ankara ile köprüleri
atan Maliki’nin yol açtığı kriz özellikle Kürt bölgesinde korku ve
endişeye yol açtı. Bunun üzerine Kürt liderler toplantı üstüne toplantı
yapmaya başladılar. Önce Mesut Barzani ile Talabani görüştü. Ardından
Barzani, Goran Hareketi’nin lideri Noşirvan Mustafa ile bir araya geldi.
Hemen ardından Talabani-Mustafa buluşması gerçekleşti.
Yatırımlar durdu
Kürt liderlerin birbiri ardına
gerçekleştirdikleri toplantılar ve bölgesel hükümet başkanı Barzani’nin
Rrak’ın bir diktatörlüğe doğru gittiğini ifade ederek, “Diktatörlüğe
karşı her türlü bedeli ödemeye hazırız; ancak Rrak’a diktatörlüğün
yeniden gelmesine izin vermeyeceğiz. Bunu önleyemesek bile en azından
diktatörlüğün hâkim olduğu Rrak’la birlikte olmayacağız. Bağımsızlık
dışında, Kürt gençlerinin hiçbir şey için kanlarının dökülmesine izin
vermem” şeklindeki sözleri bölge halkı tarafından farklı okundu. Iraklı
Gazeteci Hemin Aziz, “Halkın ekseriyeti, bağımsız bir devletin ilan
sinyalinin savaş sebebi olabileceğinden hareketler yatırımı durdurmuş ve
ticareti asgariye indirmiş durumda” dedi. Aziz’e göre maliki,
Barzani’nin dış gezilerinde “bağımsızlık garantisi” aldığını
düşündüğünden dolayı gerginliğin dozajını artırıyor. Oysa Irak
Parlamentosu’ndaki Kürt milletvekillerin Grup Başkanı Fuat Masum,
Maliki’nin bu düşüncesinin yersiz olduğunu ve ABD’nin bu konuda bir söz
vermediğini açıkladığı hâlde maliki ve çevresinin tansiyonu düşürmek
istemediklerini söyledi.
Yardımcısı da kaçtı
Maliki, Irak Cumhurbaşkanı Tarık
Haşimi’nin İstanbul’da bulunmasını gerekçe göstererek “Türkiye’yi düşman
devlet olmakla” nitelerken baskısı sonucu birçok siyasetçinin çareyi
ülkesini terk etmekte bulduğunu gizlemeye çalışıyor. Irak’ı terk etmek
zorunda kalan tek kişi Haşimi değil. Yardımcısı Salih El Mutlak da
Maliki’nin tehditleri karşısında kaçmak zorunda kaldı. El Mutlak Katar
ile Ürdün arasında mekik dokuyor. Sünni olan ve İyad Allavi’nin
başkanlığındaki Irakiye listesinden meclise giren ve ardından Maliki’nin
despot uygulamalarını boykot ettiği için hakkında tutuklama kararı
çıkartılan El Mutlak da, “Maliki, Saddam olma yolunda” diyenlerden.
Gazeteci Yazar Mustafa Özcan ise kriz ve bölgesel gerginliğin
sorumlusunun maliki olduğunu belirtti. Özcan, “Çoktandır Nuri Maliki
için ‘Bağdat’ın yeni Saddam’ı ifadesi kullanılıyor. Veya bazıları
‘Demokratik Saddam veya Şii Saddam’ demeyi yeğliyor. Nuri Maliki’nin
geçmişine bakıldığında ise Saddam’dan daha tehlikeli olduğu ortaya
çıkıyor. Şaron gibi partisinin adını kanun devletine çevirmeden önce
Dava Partisinin fedailerinden birisi olmuş ve Beyrut’ta 81 kişinin
ölümüne sebep olan Bağdat Büyükelçiliğini kundaklama eylemine katıldı”
dedi.
Dr. Mahmut Osman: Bağımsız kürt devleti çok zor
Kürt Parlamenter Dr. Mahmut Osman, “Türkiye, İran, Suriye ve Irak bölgede bağımsız Kurdistan istemez”
Irak’taki gelişmeler hakkında
görüşlerine başvurduğumuz Kürt Parlamenter Dr. Mahmut Osman, gerginliğin
endişe verici olduğunu söyledi. Bağdat’taki parlamentoda görev yapan ve
bütün etnik grupların saygı gösterdiği Mahmut Osman, krizin patlak
vermesinde mal olmamış meselelerin etkili olduğunu söyledi.
Dr. Osman,
şunları söyledi: “Irak’ta yığınla problem var. 140.maddenin
uygulanmaması, nüfus oranlarının belirlenmemesi, peşmergelerin durumu ve
petrol gelirlerinin paylaşımı gibi güç sıkıntıların hiçbiri çözülmedi.
Bunlara bir de Maliki’nin dünya nezdinde itibarının sarsılması patlamaya
yol açtı. Olay Barzani-Maliki arasında devam eden kişisel bir mesele
değil. Toplumu ve bölgeyi ilgilendiren meselenin derinleşmesi insanlar
arasında endişeye yol açtı. “Ülkedeki belirsizliğin Kürt, Sünni ve Şia
çatışmasından ziyade kişisel hırsın ve çıkarların ön plana çıktığını
ancak etnik ve mezhepsel unsurların gerçek sebebi örtmek için
kullanıldığını vurgulayan Mahmut Osman, “Bazı etnik temelli söylemler
farklı algılamalara yol açabilir. Ama şurası kesin ki bölgede bağımsız
bir Kürt devleti çok güç. Türkiye, İran, Suriye ve Irak; bağımsız bir
Kürdistan istemezler. Derinleştirilen krize sebep olarak Kürtlerin
gösterilmek istenmesi haksızlık olur” dedi.
Irak’ı ikinci İran’a çevirdi
Irak Başbakanı Maliki, ülkenin güney kesimini mezhepsel anlayışın hâkim olduğu yönetim bölgesi yapmaya çalışıyor.
Irak Başbakanı Maliki’nin asıl
kızgınlığı Barzani’nin dış gezileri değil. Bu, perde gerisindeki
sebepleri örtme bahanesi gibi gözüküyor. Maliki, Irak’ı ikinci bir İran
hâline getirmiş durumda. Tahran yönetimiyle girdiği ilişkiler sebebiyle
Irak’ın güney kesimini tamamıyla mezhepsel anlayışın hâkim olduğu bir
yönetim bölgesi yapabilmek için kendine bağlı yapıları sağlamlaştırma
çabası içerisinde. Bu amaçla sürekli olarak silahlanmayı ve ordudaki
asker sayısını artırmaya çalışmakta. Bunun en somut gelişmelerinden biri
de ABD’den 36 adet F 16 savaş uçağı almak istemesi olarak gösteriliyor.
Oysa resmi rakamlara göre; Irak Hava Kuvvetleri’nin 89′u helikopter ve
69′u uçak olmak üzere 158 hava taşıtı ve 7 bin 500 personeli bulunuyor.
Sadece bu da değil. Irak merkezi hükümetin bütçesinin yüzde 10′dan
fazlası her yıl ordu harcamalarında kullanılıyor. Irak’ın yıllık
bütçesinin 100 milyar dolar olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda
yılda 10 milyar dolardan fazla bir meblağı silah ve askerî teçhizatlara
harcıyor.
ADEM DEMİR/Türkiye Gazetesi-27.04.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder