17 Mayıs 2012 Perşembe

Suriye Konusunda Şimdi konuşma vakti

Milat Gazetesi’nden İsmail Yaşa, gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun’un, yakalandıkları andan itibaren, Suriye rejimi tarafından bugüne kadar Türkiye’ye yalan söylediğinin ortaya çıktığına vurgu yaparak, “Suriye’nin artık Şam’dan değil Tahran’dan yönetildiği”nin altını çizdi. 

Suriye’deki birçok yerleşim merkezinde işlenen vahşetin ardında İran’ın parmağının olduğuna dikkat çeken Yaşa, Suriye topraklarının İran işgali altında olduğunu ve Suriyelilerin topraklarını işgalden kurtarmak için yaptıkları mücadelede haklı olduklarını söyledi.

İşte o yazının tamamı:

(İSMAİL YAŞA/Milat Gazetesi)

Adem ve Hamit kardeşlerimiz nihayet Baas zindanlarından kurtulup ülkelerine, ailelerine ve sevenlerine döndü.

Allah’a hamdolsun.

Hepimiz çok mutluyuz.

Adem ve Hamit’in dönüşüyle ilgili haberleri ve fotoğrafları elimden geldiğince Twitter aracılığıyla Arap kardeşlerimizle de paylaştım. Daha önce sağ-salim dönmeleri için bizimle birlikte dua ettikleri gibi döndüklerini duyunca yine bizimle birlikte sevindiler. Adem ve Hamit’e çok selamları var.

Bu arada en çok merak ettikleri neden doğrudan Türkiye’ye değil de Tahran’a götürüldükleri oldu. Bir de Adem ve Hamit’in ne karşılığında salıverildikleri… Çünkü daha düne kadar Baas rejimi Türk gazetecilerin nerede olduklarını bilmediğini iddia ediyordu.

Adem ve Hamit’i serbest bırakma karşılığında Özgür Suriye Ordusu’ndan bazı subayların tesliminin talep edildiği haberleri yayılmıştı. “Harmuş ihaneti” Türkiye’de unutulmaya yüz tutsa da Arap sokağında bu tür durumlarda ilk akla gelen olay oluyor. Bu nedenle Adem ve Hamit’in serbest bırakılış süreci hakkında kamuoyuna yeterli bilgi verilmeli.

Süreç içerisinde ayrıntıların kamuoyuyla paylaşılması doğru olmayabilir fakat şimdi konuşma zamanı.

Arap kardeşlerimiz Adem ve Hamit’ten Suriye’de gördüklerini ve duyduklarını, başlarından geçenleri ayrıntılı bir şekilde anlatmalarını bekliyor. Kaçırılmadan önce şahit oldukları Suriye gerçeğini aktarmalarını istiyorlar.

Adem, yaşananları yerinde görmek ve belgelemek için Suriye’ye gitmeden önce Suriye halkının özgürlük mücadelesine destek amacıyla düzenlenen etkinliklerde hep ön plandaydı. Baas zindanlarını yakından müşahade ettikten ve özgürlüğün ne demek olduğunu daha iyi anladıktan sonra mazlum Suriye halkına destek mücadelesine kaldığı yerden devam edecektir.

İki kardeşimiz Baas cehenneminden kurtuldu fakat Suriye’de hâlâ çok daha kötü şartlar altında yaşayan binlerce kardeşimiz var. Katliamlar tüm dünyanın gözü önünde olanca hızıyla sürüyor. Onlar için de dua etmeye ve elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

Adem ve Hamit olayında yaşadıklarımız Suriye’de bir devletle değil mafya düzeniyle karşı karşıya olduğumuzu bize bir kez daha gösterdi. Gazeteciler kaçırılıyor, rehin alınıyor ve pazarlık konusu yapılıyor. Karşımızda mafya yapılanması değil de ciddi bir devlet olsaydı ne yapardı? En fazla gazeteci kardeşlerimizi sınır ihlalinden gözaltına alır ve kısa sürede mahkemeye çıkarırdı. Yakalandıkları andan itibaren Türkiye’ye bilgi verirdi. Oysa Baas çetesinin dışişleri sözcüsü Cihad Makdisi, Türk gazetecilerin kendilerinde olmadığını ve bulurlarsa Türkiye’ye göndereceklerini söylüyordu, daha birkaç gün önce… Yalan söylediği açıkça ortaya çıktı.

Aslında tâ o gün biliyorduk yalan söylediğini. Hangi konuda doğru söylüyorlar ki?! Adem ve Hamit’in özgürlüklerine kavuşması sürecinde bir gerçeği daha net bir şekilde gördük.

Suriye artık Şam’dan değil Tahran’dan yönetiliyor. Hama’da, Humus’ta, Deraa’da, Deyr Ez-Zûr’da, İdlib’de ve daha birçok yerde işlenen vahşetin ardında doğrudan İran’ın parmağı var.
Suriye topraklarının İran işgali altında olduğunu ve topraklarını işgalden kurtarmak için mücadele ettiklerini söyleyen Suriyeliler sonuna kadar haklılar.

Adem ve Hamit döndü. Mutluyuz ve sevinçliyiz. Fakat bugün yaşadığımız buruk bir sevinç. Suriye’nin işgalden ve zulümden kurtulduğunu gördüğümüz gün sevincimiz tam olacak.

Dileriz o gün çok gecikmez.

14.05.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder