Kaosa Mahkumlar
Petrol durgunluk nedeniyle 21 Haziran’da 89 dolarla en düşük seviyesine inince İran ve Rusya’nın desteklediği Suriye, bir Türk
jetini düşürüverdi. Sonra İran yine mutat açıklamasını yapıp “Hürmüz
Boğazı’nı kapatırım” dedi, petrol yükselerek 100 dolara çıktı. Düşüşle
bütçeleri kriz sinyali veren iki ülkenin kaoslardaki payları dikkat
çekiyor.
Petrol fiyatları ne zaman gerilese dünyanın herhangi bir yerinde
sürpriz bir gelişme yaşanıyor. Tıpkı temmuz başında olduğu gibi.
Petrolün varil fiyatı temmuzda 2008′den bu yana en hızlı düşüşünü
yaşamaya başlayınca bir Türk jeti Suriye tarafından uluslararası
karasularında düşürüldü.
Buna, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya
hazırlandığına yönelik ‘beklenen’ açıklamalar ve Norveç’te petrol
işçilerinin 10 günlük greve gitmesi gibi ‘beklenmedik’ gelişmeler de
eklenince petrolün fiyatı bir anda 100 dolara çıkıverdi. Bu gelişmeler,
yıllardır tartışılan “Petrolün fiyatı spekülatif mi belirleniyor?”
iddialarını yeniden gündeme taşıdı. Ülkelerin bütçeleri ve şirketlerin
açıkladıkları resmi rakamlara bakıldığında petrol fiyatlarının belirli
bir seviyede tutulması yaşamsal bir kaygıyı ortaya koyuyor.
Suriye’ye
açıkça destek veren Rusya ve İran’ın açıkladığı bütçeler jeopolitik
kaostan elde edecekleri fiyat artışlarına bağlı olarak şekilleniyor. İki
ülke de petrol fiyatlarındaki düşüşten zengin Arap ülkelerine göre daha
fazla etkileniyor. Rusya’da 115 dolar ortalamasının altına inen petrol
bütçe açığı yaratıyor. Varil fiyatının 100 dolar civarında kalması
halinde ise ülkenin bütçesinde 29.4 milyar dolar açık oluşacağı
belirtiliyor.
Bütçe % 50petrole bağlı
Bütçe % 50petrole bağlı
Ural petrolünün varil fiyatının psikolojik sınır olan 100 doların altına inmesi durumunda ülkede yılsonuna doğru bütçe açığının GSYH’ye oranının en az yüzde 1.2′sine ulaşabileceği uyarısı yapılıyor. Başbakan Yardımcısı Arkadi Dvorkoviç’in, “Petrol fiyatı bütçede öngörülenden yüksek olduğu sürece rezervlerimiz yeterli” demesinin hemen ardından varil fiyatının 100 doların altına inmesiyle kaygılar arttı. Rusya’nın kamu bütçesinin en az yüzde 50 oranında petrol ve doğalgaz gelirlerine bağlı olduğunu vurgulayan uzmanlar, fiyatlardaki ani düşüş sonrası bütçenin gözden geçirilmesi gerekeceğini savunuyor.
Suudi'ler petrol düşse de rahat
Petrol fiyatlarındaki değişim ve Ortadoğu’ya etkileri hakkında geniş kapsamlı bir rapor hazırlayan HSBC’ye göre fiyatlar henüz tüm ülkelerin harcamaları kısmasını gerektirecek kadar düşük değil ancak gelinen seviye hükümetlerin üzerindeki baskıyı artırıyor. Varili 100 dolar olması halinde bile Körfez Bölgesi ülkelerinin bütçeleri yüzde 10 fazla verecek. HSBC’ye göre 80 dolar ise ‘sihirli rakam’. OPEC’in halihazırdaki arzının yüksek olduğunun altını çizen HSBC ekonomistleri Simon Williams ve Kıdemli Ekonomist Elizabeth Martins, 80 dolar seviyesinin altının görülmesi halinde bütçe açıklarının başlayacağını belirtiyor. Özellikle fiyat 60 dolarlara gerileyince bütçelerde yüzde 7.5′lik bir açık oluşacak. Petrol gelirlerinde düşüşün hükümetlere endişe vermeye başladığının altını çizen analistlere göre, uzun yıllardır yaşanan bütçe fazlaları şimdilik harcama yönünü gösteriyor. Suudi Arabistan’ın genişleyici bir politika çizeceğini söyleyen analistlere göre Cezayir ve Bahreyn harcamaları ilk kesen ülkeler olacak.
Yeni kriterler geliyor
Moskova doğal kaynaklara olan bağımlılığı azaltmak için adımlar atmaya hazırlanıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın bütçesinin enerji kaynaklarındaki ani fiyat dalgalanmalarından korunması gerektiğini açıkladı. Enerji ile bağlı olmayan sektörlere vergi yükünün sabitlenmesi dahil birtakım önlemler öngören Rusya, bu nedenle bütçe hazırlarken temel olarak son beş senenin ortalama petrol fiyatını baz almayı planlıyor. Benzer kaygıları bulunan İran ise petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nü acil toplantıya çağırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder