(İSMAİL YAŞA/ Milat Gazetesi) “Suriye'de insanları silahlı
mücadeleye Baas rejiminin zorladığı, Suriye halkını silaha sarılmaya rejimin
baştan beri benimsediğini, savaşın Nusayrilere karşı verilen bir mezhep savaşı
veya Hıristiyanlara karşı verilen bir din savaşı olmadığı, aksine Suriye
halkının özgürlük ve onur mücadelesi olduğu” nu yazar belirtmiştir.
Yazının tamamı;
"Ben, Mişel Hanna Habib Kilo.
Üç gün önce
"Gurabau'ş-Şam", "Ahfadu'r-Rasul", "Ahfadu
Ümmi'l-mü'minin Aişe" tugayları ile Nusret Cephesi üyelerinden oluşan bir
heyetle birlikteydim.
Beni
kahramanları karşılar gibi karşıladılar.
Selam verip
kucakladılar ve benimle birlikte fotoğraf çektirdiler.
Suriye'de
radikalizme karşı savaşan bir rejim olduğu hikayelerine asla inanmayın."
Bunlar,
Suriyeli Hıristiyan muhalif lider Mişel Kilo'nun BBC'nin Arapça kanalında
azınlıkların ve Hıristiyanların korkuları hakkında yöneltilen soruya cevap
verirken söylediği sözler.
Baas
rejiminin kendini savunmak için ve Batı'nın da Suriye halkına yardım etmemek
için ileri sürdüğü "radikal gruplar" iddiasının Hıristiyan bir lider
tarafından çürütülmesi ve Kilo'nun devrimciler lehine şahitliği önemli.
Hıristiyan
lider, insanların "radikaller" ile korkutulmasına karşı çıkarak
Suriyelilerin geçmişte ılımlı olduğu gibi bundan sonra da yine ılımlı
kalacaklarını söylüyor.
Ayrıca
Suriye'de insanları silahlı mücadeleye Baas rejiminin zorladığı gerçeğini bir
kez daha hatırlatıp şöyle diyor:
"Suriye
halkını silaha sarılmaya rejimin baştan beri benimsediği güvenlik politikasının
mecbur bıraktığını hepimiz biliyoruz.
Çocuklarının
katledilmesi, evlerinin yıkılması, ağaçlarının sökülmesi ve hayvanlarının
öldürülmesi insanları kendilerini savunmaya zorladı."
Suriye'deki
savaş Nusayrilere karşı verilen bir mezhep savaşı veya Hıristiyanlara karşı
verilen bir din savaşı değil; bilakis Suriye halkının özgürlük ve onur
mücadelesi.
Bu
mücadelede El Buti ve Hassoun gibi Sünni din adamları Beşşar Esed'in yanında
yer alırken George Sabra, Mişel Kilo gibi Hıristiyan liderler ve Semer Yezbek
gibi Alevi bir yazar rejime karşı devrimi destekliyor.
Baas
rejimini destekleyenler arasında Fars milliyetçileri ve Arap milliyetçileri,
ABD karşıtı ve yandaşı rejimler var.
İnsanlık
onurunu ve halkların özgür iradesini tercih edenler ise devrim saflarında yer
alıyorlar.
Birkaç gün
önce Halep'te devrimcilerle birlikte Baas güçlerine karşı savaşırken şehit
düşen Mısırlı Muhammed Mıhriz gibi.
Suriye
halkına yönelik katliamları seyretmeye daha fazla tahammül edemeyerek
kardeşlerinin yardımına koşan genç Muhammed, Mısır Müslüman Kardeşler sözcüsü
Yasir Mıhriz'in kardeşi.
Muhammed
Mıhriz'i Halep'e götüren sebepleri ve Mişel Kilo'nun devrimcilerle ilgili
sözlerini gözardı ederek Baas rejiminin ve müttefiklerinin propagandalarıyla ve
klişeleşmiş ezberlerle Suriye okuması yapılamaz.
Devrimcilerle
birlikte Baas'a karşı savaşan Mıhriz ve Hamas üyesi Filistinliler bir yanda,
Beşşar'a destek için Şam'ı ziyaret eden solcu ve Abdünnasırcı Mısırlı
politikacılar ile Ürdünlü Arap milliyetçileri diğer yanda.
Kaybedenler
ve kaybetmeye mahkum olanlar Baas rejimi etrafında toplanıyor.
Bu süreçte
herkes durduğu noktaya ve söylediklerine dikkat etmeli.
Çünkü
hepsinin bir bedeli var ve hiç kimse o bedeli ödemekten kaçamayacak.
Eninde
sonunda tüm maskeler düşecek ve gerçekler ortaya çıkacak.
Suriyeliler,
Beşşar Esed'e "Arap cübbesi" giydiren Ürdünlüleri asla
unutmayacaklarını ve onları "Suriyeli çocukların katledilmesine teşvik
edenler" olarak hatırlayacaklarını söylüyor.
Esed'e Arap
cübbesi giydirenin de, yüzünde gülücüklerle tablo hediye edenin de unutulması
mümkün değil.
15.022013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder