15 Şubat 2013 Cuma

Hıristiyan liderin şahitliği

(İSMAİL YAŞA/ Milat Gazetesi)          Suriye'de insanları silahlı mücadeleye Baas rejiminin zorladığı, Suriye halkını silaha sarılmaya rejimin baştan beri benimsediğini, savaşın Nusayrilere karşı verilen bir mezhep savaşı veya Hıristiyanlara karşı verilen bir din savaşı olmadığı, aksine Suriye halkının özgürlük ve onur mücadelesi olduğu” nu yazar belirtmiştir. 

Yazının tamamı;

 "Ben, Mişel Hanna Habib Kilo.

Üç gün önce "Gurabau'ş-Şam", "Ahfadu'r-Rasul", "Ahfadu Ümmi'l-mü'minin Aişe" tugayları ile Nusret Cephesi üyelerinden oluşan bir heyetle birlikteydim.

Beni kahramanları karşılar gibi karşıladılar.

Selam verip kucakladılar ve benimle birlikte fotoğraf çektirdiler.

Suriye'de radikalizme karşı savaşan bir rejim olduğu hikayelerine asla inanmayın."

Bunlar, Suriyeli Hıristiyan muhalif lider Mişel Kilo'nun BBC'nin Arapça kanalında azınlıkların ve Hıristiyanların korkuları hakkında yöneltilen soruya cevap verirken söylediği sözler.

Baas rejiminin kendini savunmak için ve Batı'nın da Suriye halkına yardım etmemek için ileri sürdüğü "radikal gruplar" iddiasının Hıristiyan bir lider tarafından çürütülmesi ve Kilo'nun devrimciler lehine şahitliği önemli.

Hıristiyan lider, insanların "radikaller" ile korkutulmasına karşı çıkarak Suriyelilerin geçmişte ılımlı olduğu gibi bundan sonra da yine ılımlı kalacaklarını söylüyor.

Ayrıca Suriye'de insanları silahlı mücadeleye Baas rejiminin zorladığı gerçeğini bir kez daha hatırlatıp şöyle diyor:

"Suriye halkını silaha sarılmaya rejimin baştan beri benimsediği güvenlik politikasının mecbur bıraktığını hepimiz biliyoruz.

Çocuklarının katledilmesi, evlerinin yıkılması, ağaçlarının sökülmesi ve hayvanlarının öldürülmesi insanları kendilerini savunmaya zorladı."

Suriye'deki savaş Nusayrilere karşı verilen bir mezhep savaşı veya Hıristiyanlara karşı verilen bir din savaşı değil; bilakis Suriye halkının özgürlük ve onur mücadelesi.

Bu mücadelede El Buti ve Hassoun gibi Sünni din adamları Beşşar Esed'in yanında yer alırken George Sabra, Mişel Kilo gibi Hıristiyan liderler ve Semer Yezbek gibi Alevi bir yazar rejime karşı devrimi destekliyor.

Baas rejimini destekleyenler arasında Fars milliyetçileri ve Arap milliyetçileri, ABD karşıtı ve yandaşı rejimler var.

İnsanlık onurunu ve halkların özgür iradesini tercih edenler ise devrim saflarında yer alıyorlar.

Birkaç gün önce Halep'te devrimcilerle birlikte Baas güçlerine karşı savaşırken şehit düşen Mısırlı Muhammed Mıhriz gibi.

Suriye halkına yönelik katliamları seyretmeye daha fazla tahammül edemeyerek kardeşlerinin yardımına koşan genç Muhammed, Mısır Müslüman Kardeşler sözcüsü Yasir Mıhriz'in kardeşi.

Muhammed Mıhriz'i Halep'e götüren sebepleri ve Mişel Kilo'nun devrimcilerle ilgili sözlerini gözardı ederek Baas rejiminin ve müttefiklerinin propagandalarıyla ve klişeleşmiş ezberlerle Suriye okuması yapılamaz.

Devrimcilerle birlikte Baas'a karşı savaşan Mıhriz ve Hamas üyesi Filistinliler bir yanda, Beşşar'a destek için Şam'ı ziyaret eden solcu ve Abdünnasırcı Mısırlı politikacılar ile Ürdünlü Arap milliyetçileri diğer yanda.

Kaybedenler ve kaybetmeye mahkum olanlar Baas rejimi etrafında toplanıyor.

Bu süreçte herkes durduğu noktaya ve söylediklerine dikkat etmeli.

Çünkü hepsinin bir bedeli var ve hiç kimse o bedeli ödemekten kaçamayacak.

Eninde sonunda tüm maskeler düşecek ve gerçekler ortaya çıkacak.

Suriyeliler, Beşşar Esed'e "Arap cübbesi" giydiren Ürdünlüleri asla unutmayacaklarını ve onları "Suriyeli çocukların katledilmesine teşvik edenler" olarak hatırlayacaklarını söylüyor.

Esed'e Arap cübbesi giydirenin de, yüzünde gülücüklerle tablo hediye edenin de unutulması mümkün değil.

15.022013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder