Milat Gazetesi yazarı İsmail Yaşa, Suriye’de son süreçteki bombalı saldırılarda, özellikle Esed rejimi tarafından ortaya atılan “El Kaide” iddiasını analiz etti.
Baas rejiminin El Kaide’yi en
iyi tanıyanlardan biri olduğunu söyleyen Yaşa, Baas’ın müttefiki İran
ile birlikte El Kaide’yi yıllarca kullandığına dikkat çekti.
Yazının tamamı:
(İSMAİL YAŞA/Milat Gazetesi)
Suriye’de yıllardır halka kan kusturan
Baas rejimi o kadar adi ve çirkef bir rejim ki, uyguladığı zulüm ve
başvurduğu iğrenç taktikler insana “Yok artık, bu kadar da olmaz”
dedirten türden…
Hem İsrail cezaevlerini ve hem de
Suriye’deki cezaevlerini gören Adem Özköse’nin “İsrail cezaevleri Suriye
cezaevleri yanında beş yıldızlı otel sayılır” sözü acı bir gerçeği
yansıtıyor.
İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulmü, işkenceyi, ayrımcılığı ve insanlık dışı davranışları hepimiz biliyoruz.
Yukarıdaki sözle anlatılmak istenen
İsrail’i aklamak değil Baas zulmünün hangi boyutta olduğunu daha iyi
kavranabilecek şekilde gözler önüne sermek…
Yalan, dolan, hile ve dalaverede
sınır tanımayan Baas rejimi, şimdi de İsrail medyasının asistiyle dünya
kamuoyuna El Kaide golü atmaya çalışıyor.
El Kaide’nin Suriye’ye sızdığına ve
gerçekte özgürlük isteyen halka karşı değil El Kaide’ye karşı mücadele
ettiğine inanılmasını istiyor.
Baas medyası ve gönüllü propagandacıları da Türk kamuoyuna aynı hikayeyi anlatıyor bugünlerde. . .
Oysa El Kaide’yi en iyi tanıyanlardan biridir, Baas rejimi. . .
Müttefiki İran ile birlikte El Kaide’yi yıllarca kullanmıştır.
İran, El Kaide sayesinde Irak’ta bir taşla iki kuş değil adeta kuş sürüsü avlamıştır.
Hem Amerikan işgal güçlerine ve
hem de Sünnilere darbe vurmuş, Şiilerin El Kaide tehlikesine karşı
birleşmesini sağlamış, ne kadar pis iş ve vahşi saldırı varsa El Kaide
etiketi yapıştırılmıştır.
Örneğin, Kuveytli ünlü düşünür Abdullah
El Nefisi, Şii lider Muhammed Bakır El Hakim’in Irak’a döndükten kısa
süre sonra bombalı saldırıyla öldürülmesinin ardında İran’ın olduğunu
söyler.
Muhammed Bakır El Hakim ile İran’daki
son görüşmelerinde Şii lider El Nefisi’ye İran’ın kendilerini
aşağıladığını ve Fars milliyetçiliği yaptığını, Irak’a dönüşte de ilk
işinin Şiilerin merciinin Araplardan olmasını sağlamak olacağını
anlatır.
El Nefisi’ye göre El Hakim’in öldürülmesi bu düşüncesiyle bağlantılıdır.
Ağustos 2003′te işlenen El Hakim suikastını n El Kaide’ye mal edildiğini ise hatırlatmaya gerek yok.
Herkesin yararlandığı bir marka haline gelen El Kaide’yi kullananlardan biri de Suriye rejimi olmuştur.
Baas rejimi Arap savaşçıların ve El
Kaide üyelerinin Irak’a rahatlıkla girip çıkmalarını sağlayarak
gerektiğinde masaya sürmek üzere bu kartı elinde tutmuştur.
Rejimin bilgisi dahilinde Arap
savaşçıların Irak’a geçişini organize eden “Ebu’l-Gaagaa” lakaplı Mahmud
Gülağasının yeterince kullanıldıktan sonra Eylül 2007′de Cuma namazı
çıkışı El Muhaberat tarafından tasfiye edildiği söylenmektedir.
Ekim 2008′de Suriye’nin El Sukkerîyye köyüne Amerikan askerlerinin düzenlediği saldırıyı hatırlayan var mı?
Bugün Beşşar El Esed’in bir
numaralı müttefiki haline gelen Nuri El Maliki o gün dokuz sivilin
hayatını kaybettiği saldırıyı onaylamıştı.
Saldırının hedefinin yabancı direnişçilerin Irak’a geçişini organize eden “Ebu Gadiya” olduğu iddia edilmişti.
Nuri El Maliki, Suriye’de devrim başlayıncaya kadar Şam’ı “Irak’a terörist göndermek” ile suçluyordu.
Hepsi unutuldu.
Çıkarları doğrultusunda El
Kaide’ye yıllarca yardım ve yataklık yapan Baas rejimi bugün çıkmış
Suriye’ye El Kaide’nin sızdığına ve Şam’daki bombalı saldırıları
gerçekleştirdiğine inanmamızı istiyor.
Oysa o saldırıların El Kaide’nin işi olmadığını herkesten iyi biliyor.
Çünkü Beşşar, El Kaide’yi çok iyi tanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder