İran’a yakınlığıyla bilinen Abna.ir haber sitesinden yayınlanan bir yazıda başta Başbakan Erdoğan olmak üzere
Hükümet yetkilileri ve eşlerine ağır ithamlarda bulunuluyor. “Kim neden
inanıyor ve güveniyor?” isimli yazıda hükümet, yalancılık, hokkabazlık
ve ikiyüzlülükle suçlanıyor. Başörtüsüyle resepsiyonlara katılmak “dini
kullanmak” olarak nitelendiriliyor. Yazıda hükümet dinle oynamakla ve
hurafalere inanmakla itham ediliyor.
İşte Abna.ir’de yayınlanan “Kim
neden inanıyor ve güveniyor” başlıklı yazının tamamı;
Kim Neden İnanıyor ve Güveniyor?
Türkiye akıl hummasına girmiş gibi. İnsanlar şaşkın. Gazete sayfaları
ve TV ekranları yalaka, yandaş, kırıntı bilgi sahibi tiplerle dolu.
Ahkam kesiyorlar. Yalan yanlış, kendilerine söylenenleri tekrarlayan
papağana benziyorlar
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Yaşamları, batı kulübe karşıtlıkla geçti.
Batı kulübü’nün desteği ile yetki ve güç sahibi oldular. AB kararlarına
imza attılar. İstedikleri sömürgeleştirme projelerine evet dediler.
ABD karşıtıydılar şimdi eş başkanları oldular. Füzelere hayır dediler Malatya’da füze çatılar.
Müslüman kardeşler dediler Irak işgaline destek oldular.
İtalyan başbakanı Berlisconi dostlarıydı, şimdi ortalarda yoklar.
Alman başbakanı Merkel’e vakıf ve Deniz Feneri davası nedeniyle düşman oldular.
Mısır lideri Mübarek’le çok iyi anlaşıyorlardı. Muhaliflerle yıkılışına destek verdiler.
İsrail’le dosttular, mecliste bölgede iki demokratik ülke diye
övgüler düzdüler. Mayın temizlemeden büyük ihalelere kadar İsrail’e
verdiler sonra düşman göründüler.
El Fetih lideri Abbas’a övgüler düzdüler sonra Hamas’ın kardeşi oldular.
Libya lideri Kaddafi’den Barış ve insanlık ödülü aldılar. Milyonlarca
dolar yardımla teröristleri eğittiler gönderdiler linç edilmesine alkış
tuttular.
Suriye lideri Esad’la Kardeşim diye kucaklaştılar, ailece görüştüler,
birlikte tatil yaptılar, maça gittiler. Şimdi kellesini istiyorlar.
Irak başbakanı Maliki ile dosttular şimdi eleştiriyorlar, Irak
cumhurbaşkanı yardımcısına koruma veriyor ağırlıyorlar, dünün Barzani
eşkıyasını makamda ağırlıyorlar.
Katar ve Suudi Arabistan’ın Sünnilik dışı Vahhabi olduğunu ileri
sürdüler şimdi bunların destekleriyle ABD-İngiltere Fransa şer üçgenin
bölge temsilciliğine soyundular.
Peki bugün ne oldu? Birinin devrilmesinde önemli rol aldılar, diğerini de devirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Yani; formdalar. Küresel şer güçleri arkalarında. Dini kavramları kullanıyorlar. Eşleri türbanlarıyla boy gösteriyor.
Günlük siyasi çekişmelerdeki üsluplarını tarih konusuna
kaydırdıklarında, söyledikleri kendi tabanlarını mutlu ediyor. Buna
karşın toplumsal barış ve anlayışa dinamit koymakla eşdeğer, ama
anlamıyorlar. O kadar kin nefret ve öfke dolular ki.
Siyasi ideoloji haline getirdikleri ilahi mesajdan uzaklaştırılmış din ile oynuyorlar. İslam’ın Kur’an ve peygamber odaklı ilkelerini tersyüz ediyorlar. Hurafeleri din diye algılyorlar.
Şu anda dilediklerini yapabiliyorlar. Milletimiz diyorlar, adalet
diyorlar, demokrasi diyorlar, özgürlük diyorlar, darbelerle hesaplaşma
diyorlar.
Ancak bunları yerine getirmek için yaptıkları hokkabazlık. Her biri ilizyonist oldu.
…
Dine bağlı olmak başka, dini siyasete alet etmek ve halkın vicdani duygularını övüyormuş gibi yapıp aslında zedelemek farklıdır.
İnsanları, devletleri, geçmişi eleştirirken sarf edilen sözlerin,
yakın bir gelecekte toplumda çok ciddi kavga ve ayrımlara neden
olacağını halkında fark edeceği açıktır.
Ne diyelim halk ipnotize edilmişse, muhalefet aciz ise söylenecek bir şey kalıyor mu?
Günün Sözü: Yalan uzun ömürlü değildir. Doğrunun çarpması acımasız olur.
Hon. Prof. Dr. Nurullah AYDIN
na741954@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder