4 Mayıs 2012 Cuma

Kürt parlamenter: "Maliki halkını panikletti. Irak'ı iç savaşa götürüyor"

Geçmişteki etnik temizliği unutmayan Kürtler ve Sünni Araplar, Başbakan Maliki’nin Irak’ı mezhep savaşına sürüklediğini düşünüyor.

Sağ kolu” bile kaçtı 

Irak, Ankara’nın da dile getirdiği ‘Mezhep Savaşı’na doğru ilerliyor. Bunun sebebi de “Türkiye’yi potansiyel düşman” ilan eden Nuri El Maliki… Irak Başbakanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’den sonra sağ kolu Salih Mutlak’ı da kaçırttı.

Patlamaya hazır bomba 

Maliki’nin icraatlarının getirdiği belirsizlik Kürtleri ve Sünni Arapları endişelendiriyor. Kürt kökenli milletvekili Dr. Mahmut Osman, ”Biriken, sorunlar patlamaya yol açtı. Ülke mali krizde. Etnik savaştan sonra şimdi de mezhep savaşı çıkabilir” diyor.

Irak’ı iç savaşa sürüklüyor

Irak’ta sular durulmuyor. Başbakan Nuri El maliki gerginliği daha da artırıyor. Kürt Bölgesel Hükümeti Başkanı Mesut Barzani’nin Avrupa, Amerika ve Türkiye ziyaretlerini “bağımsız Kurdistan kuruluyor” seklinde yorumlayan Maliki, bir taraftan Kürt yönetimini sıkıştırmaya çalışırken diğer taraftansa Türkiye’yi krizin içine çekmeye çalışıyor. Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’nin İstanbul’da olmasını da bahane ederek Ankara ile köprüleri atan Maliki’nin yol açtığı kriz özellikle Kürt bölgesinde korku ve endişeye yol açtı. Bunun üzerine Kürt liderler toplantı üstüne toplantı yapmaya başladılar. Önce Mesut Barzani ile Talabani görüştü. Ardından Barzani, Goran Hareketi’nin lideri Noşirvan Mustafa ile bir araya geldi. Hemen ardından Talabani-Mustafa buluşması gerçekleşti.

Yatırımlar durdu 

Kürt liderlerin birbiri ardına gerçekleştirdikleri toplantılar ve bölgesel hükümet başkanı Barzani’nin Rrak’ın bir diktatörlüğe doğru gittiğini ifade ederek, “Diktatörlüğe karşı her türlü bedeli ödemeye hazırız; ancak Rrak’a diktatörlüğün yeniden gelmesine izin vermeyeceğiz. Bunu önleyemesek bile en azından diktatörlüğün hâkim olduğu Rrak’la birlikte olmayacağız. Bağımsızlık dışında, Kürt gençlerinin hiçbir şey için kanlarının dökülmesine izin vermem” şeklindeki sözleri bölge halkı tarafından farklı okundu. Iraklı Gazeteci Hemin Aziz, “Halkın ekseriyeti, bağımsız bir devletin ilan sinyalinin savaş sebebi olabileceğinden hareketler yatırımı durdurmuş ve ticareti asgariye indirmiş durumda” dedi. Aziz’e göre maliki, Barzani’nin dış gezilerinde “bağımsızlık garantisi” aldığını düşündüğünden dolayı gerginliğin dozajını artırıyor. Oysa Irak Parlamentosu’ndaki Kürt milletvekillerin Grup Başkanı Fuat Masum, Maliki’nin bu düşüncesinin yersiz olduğunu ve ABD’nin bu konuda bir söz vermediğini açıkladığı hâlde maliki ve çevresinin tansiyonu düşürmek istemediklerini söyledi.

Yardımcısı da kaçtı 

Maliki, Irak Cumhurbaşkanı Tarık Haşimi’nin İstanbul’da bulunmasını gerekçe göstererek “Türkiye’yi düşman devlet olmakla” nitelerken baskısı sonucu birçok siyasetçinin çareyi ülkesini terk etmekte bulduğunu gizlemeye çalışıyor. Irak’ı terk etmek zorunda kalan tek kişi Haşimi değil. Yardımcısı Salih El Mutlak da Maliki’nin tehditleri karşısında kaçmak zorunda kaldı. El Mutlak Katar ile Ürdün arasında mekik dokuyor. Sünni olan ve İyad Allavi’nin başkanlığındaki Irakiye listesinden meclise giren ve ardından Maliki’nin despot uygulamalarını boykot ettiği için hakkında tutuklama kararı çıkartılan El Mutlak da, “Maliki, Saddam olma yolunda” diyenlerden. Gazeteci Yazar Mustafa Özcan ise kriz ve bölgesel gerginliğin sorumlusunun maliki olduğunu belirtti. Özcan, “Çoktandır Nuri Maliki için ‘Bağdat’ın yeni Saddam’ı ifadesi kullanılıyor. Veya bazıları ‘Demokratik Saddam veya Şii Saddam’ demeyi yeğliyor. Nuri Maliki’nin geçmişine bakıldığında ise Saddam’dan daha tehlikeli olduğu ortaya çıkıyor. Şaron gibi partisinin adını kanun devletine çevirmeden önce Dava Partisinin fedailerinden birisi olmuş ve Beyrut’ta 81 kişinin ölümüne sebep olan Bağdat Büyükelçiliğini kundaklama eylemine katıldı” dedi.

Dr. Mahmut Osman: Bağımsız kürt devleti çok zor

Kürt Parlamenter Dr. Mahmut Osman, “Türkiye, İran, Suriye ve Irak bölgede bağımsız Kurdistan istemez” 
dedi.

Irak’taki gelişmeler hakkında görüşlerine başvurduğumuz Kürt Parlamenter Dr. Mahmut Osman, gerginliğin endişe verici olduğunu söyledi. Bağdat’taki parlamentoda görev yapan ve bütün etnik grupların saygı gösterdiği Mahmut Osman, krizin patlak vermesinde mal olmamış meselelerin etkili olduğunu söyledi. 

Dr. Osman, şunları söyledi: “Irak’ta yığınla problem var. 140.maddenin uygulanmaması, nüfus oranlarının belirlenmemesi, peşmergelerin durumu ve petrol gelirlerinin paylaşımı gibi güç sıkıntıların hiçbiri çözülmedi. Bunlara bir de Maliki’nin dünya nezdinde itibarının sarsılması patlamaya yol açtı. Olay Barzani-Maliki arasında devam eden kişisel bir mesele değil. Toplumu ve bölgeyi ilgilendiren meselenin derinleşmesi insanlar arasında endişeye yol açtı. “Ülkedeki belirsizliğin Kürt, Sünni ve Şia çatışmasından ziyade kişisel hırsın ve çıkarların ön plana çıktığını ancak etnik ve mezhepsel unsurların gerçek sebebi örtmek için kullanıldığını vurgulayan Mahmut Osman, “Bazı etnik temelli söylemler farklı algılamalara yol açabilir. Ama şurası kesin ki bölgede bağımsız bir Kürt devleti çok güç. Türkiye, İran, Suriye ve Irak; bağımsız bir Kürdistan istemezler. Derinleştirilen krize sebep olarak Kürtlerin gösterilmek istenmesi haksızlık olur” dedi.

Irak’ı ikinci İran’a çevirdi 

Irak Başbakanı Maliki, ülkenin güney kesimini mezhepsel anlayışın hâkim olduğu yönetim bölgesi yapmaya çalışıyor.

Irak Başbakanı Maliki’nin asıl kızgınlığı Barzani’nin dış gezileri değil. Bu, perde gerisindeki sebepleri örtme bahanesi gibi gözüküyor. Maliki, Irak’ı ikinci bir İran hâline getirmiş durumda. Tahran yönetimiyle girdiği ilişkiler sebebiyle Irak’ın güney kesimini tamamıyla mezhepsel anlayışın hâkim olduğu bir yönetim bölgesi yapabilmek için kendine bağlı yapıları sağlamlaştırma çabası içerisinde. Bu amaçla sürekli olarak silahlanmayı ve ordudaki asker sayısını artırmaya çalışmakta. Bunun en somut gelişmelerinden biri de ABD’den 36 adet F 16 savaş uçağı almak istemesi olarak gösteriliyor. Oysa resmi rakamlara göre; Irak Hava Kuvvetleri’nin 89′u helikopter ve 69′u uçak olmak üzere 158 hava taşıtı ve 7 bin 500 personeli bulunuyor. Sadece bu da değil. Irak merkezi hükümetin bütçesinin yüzde 10′dan fazlası her yıl ordu harcamalarında kullanılıyor. Irak’ın yıllık bütçesinin 100 milyar dolar olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda yılda 10 milyar dolardan fazla bir meblağı silah ve askerî teçhizatlara harcıyor.

ADEM DEMİR/Türkiye Gazetesi-27.04.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder