25 Aralık 2012 Salı

Esad’ın 700 füzesi var

Ahmet Davutoğlu, Suriye’de Esad rejiminin elindeki füzelerin sayısını ve yerini bildiklerini belirterek “Füzeler nerede, nasıl depolanıyor, kimlerin elinde, hepsini biliyoruz. 700 civarında füze var” dedi

NATO Konseyi’nin, Türkiye’ye Patriot hava savunma sistemi tahsis ettiği toplantısına katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’den gelebilecek tehdidin düzeyi ve alınan tedbirlerle ilgili kritik açıklamalar yaptı. Esad’ın elindeki füzelerin sayısını ve yerini bildiklerini söyleyen Davutoğlu, özellikle kontrolsüz küçük gruplardan yönelebilecek risklere karşı ‘ihtimaliyat planlaması’ yapıldığını belirtti. Bağdat-Erbil hattı için ‘Kritik’ tanımlaması yapan Davutoğlu, “Suriye kadar Irak için de kaygılıyız” dedi. Davutoğlu, Brüksel yolunda şu değerlendirmeleri paylaştı:

700 Füzesi Var: Suriye’de psikolojik eşik aşıldı. Eskiden, ‘Rejim devam ederse intikam alır’ diye korkuluyordu. Şimdi, ‘Rejim giderse biz ne yaparız?’ telaşı herkesi aldı. Bir çözülme var. Bizim Patriot tedbiri almamızın nedeni de kontrolsüz grupların yapabileceği hareketler. Türkiye’yi müdahil olma noktasına getirmek için birçok şey yapıldı. Biz sürekli teenni ile hareket ettik. Şu anda o füzeler nerede, nasıl depolanıyor, kimlerin elinde hepsini biliyoruz. Esad’ın elinde 700 civarında füze var. Hatta bunların içinde uzun menzilli olanlar da söz konusu.

Üç Boyutlu Koruma: Patriot konusu tamamen askeri gereklilik kapsamında konuşuldu. Türkiye’nin ihtiyaçları var, NATO’ya tahsis edilen Patriot kapasitesi var. Bu ikisi arasında optimum çözüm bulunmaya çalışılıyor. ‘Nasıl maksimum koruma sağlanır?’ Ona çalışılıyor. Sayı konusunda, görüş ayrılığı söz konusu değil. Aksine, ‘Ne kadar sağlanabilir ve bunlar nerede konuşlandırılabilir?’ çalışması tamamlanıyor. Genelkurmay’ın bildirdiği önceliklere göre bir planlama yapıldı. NATO, ‘Türkiye’yenin talebi karşılanacak’ dedi. Bu, sadece Patriot konusu da değil. Üç kademeli. Kısa menzilli olana Patriot, orta menzildekine THAD (Terminal High Altitude Air Defence), atmosferin dışına çıkana (füzeye) Akdeniz’deki AEGİS sistemi cevap veriyor. Entegre sistem içinde Türkiye’ye maksimum koruma sağlayacak bir çerçeve kuruluyor.

Yalnız Değiliz: Şimdiye kadar bize ‘yalnız mı hareket ediliyor?’ diye soruldu. NATO’nun kararı, kolektif tutumu da yansıtıyor. Bu da önemli bizim için. Süreci, ‘Türkiye- Suriye’ meselesine dönüştürme girişimleri de oldu. Ama biz hep teenni ile hareket ettik. Uçak düştüğünde de Akçakale olayında da tepki verdik. Ama hiçbir zaman ikili sorun haline dönüştürmedik. Angajman kurallarındaki değişiklik doğrudan Türkiye sınırlarının ihlali ile ilgili. Bize tehdit gördüğümüzde gereğini yaparız.

Ulusal Füze Savunması Şart: Patriot bir savunma sistemi. Genelkurmay’la çok yakın çalıştık, risk analizleri yaptık. Türkiye, konvansiyonel tehditlere karşı ulusal kapasitesiyle koruma gücü çok yüksek. Ama füze tehdidine yönelik yeterli ulusal güvenlik sistemi oluşmamış. Artık tehdidin mahiyeti değişiyor. Füze tehdidinin illa bir ülkeden gelmesi de gerekmiyor. Bir grubun dahi eline geçebiliyor. Türkiye’nin hem NATO ile hem ulusal kapasitesiyle füze savunma sistemini yenilemesi şart.

Rusya İle Formül Arayışı: Biz, ‘Değişim olacaksa bu, Esadsız bir döneme işarettir. Esad bıraksın geçiş yönetimi kurulsun’ diyoruz. Rusya ise ‘Geçiş hükümeti kurulsun, Esad normal süreç izinde gitsin’ görüşünü savunuyor. Hedefte mutabıkız. Yöntemde konuşmamız lazım. Bu iki görüşü uzlaştırabilecek bir takım formüller geliştirilebilir. Suriye yönetimine 7 ay önce İran üzerinden bir formülü söyledik, kabul etmediler. Şimdi o formüle hazırlar. O formül, geçiş hükümetinin tam yetkiye sahip olması ve sürecin bu hükümetle ilerlemesiydi. Muhalefet güç kazandıkça, ‘Bu kadar katliamdan sonra biz ara formüllere razı değiliz’ diyor. Rusya’nın, sürecin içine etkin biçimde girmesi önemli. BM’de Rusya’nın takınacağı tutum İran’ın desteğinden daha belirleyici. Rusya’nın yeni durum değerlendirmesi yaptığı görüldüğünde bile hava değişir.

Bağdat-Erbil hattı

Bağdat-Erbil ilişkileri çok riskli. 6 ay önce Maliki gidecekti, Talabani engellemişti. Şimdi Talabani ile Maliki arasında uçurum niye arttı? Çünkü Maliki, Cumhurbaşkanlığı yetkilerini de kullanmaya başladı. İlişkiler kritik düzlemde seyrediyor. Şimdilik Irak meselesini teenni ile takip ediyoruz. Suriye kadar Irak’ta da kaygılıyız. Çünkü karşılıklı olarak örgütlü iki silahlı grup söz konusu.

Kaynak: Sabah Gazetesi – 05.12.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder