25 Aralık 2012 Salı

Maley dünyada değişen tarihî dinî yapı

(SERDAR DEMİREL/Yeni Akit Gazetesi)          Tarihsel olarak Müslüman Maley takımadalarında yerleşik İslâm yapısı genelde üç saç ayağı üzerine kuruludur: Akidede Eşarî, fıkıhta Şafiî ve sulukta da Nakşibendî.

Bu ülkeler Müslüman coğrafyanın periferisinde olduklarından Ortadoğu’nun çok mezhepli yapısından yüzyıllarca etkilenmemiştir. Ancak bu dinî homojen yapı özellikle de son otuz yılda değişime zorlanmaktadır.

Maley takımadalarından kastedilen Malezya, Endonezya, Güney Filipin, Güney Tayland, Singapor ve Bruney’dir. İslâm bu bölgeye akidede Eşarî, fıkıhta da Şafi mezhebine müntesip Yemenli Arap tâcir sufiler vasıtasıyla gelmiş ve istikrar bulmuştur.

Gezme imkânı bulduğum yerel medreselerde bu tarihsel İslâmî yapının hâlâ devam ettirildiğini görmüştüm. İmam Gazali’nin kitaplarının özel bir yere sahip olduğu ise çok âşikâr.

Bu üçlü yapı yüzyıllarca medrese hocalarının önderliğinde halka nüfuz etmiş, camilerde de halka öğretilen hâkim anlayış olmuştur. Bu bölgeye göç etmiş Hindistan asıllı Müslümanlar ise Hanefi mezhebine müntesiptirler. Anayapı içerisinde Hanefiler azınlığı oluşturmaktalar.

Eşarî ve Şafî olan toplumsal dinî yapı 80’lerden sonra ağır ağır değişmeye başlamıştır. Bir taraftan Suud menşeyli Selefi / Vahabi hareketi (bölge halkı Vahabi olarak tanımlar) diğer taraftan da yayılmacı Şiîlik oturmuş dinî yapıyı paranteze almaktadır. Bunu ifade ederken Şiîlik ve Suud selefiliğini aynı kefeye koyduğum anlaşılmasın.

Suud selefiliği yukarıda değindiğimiz geleneksel yapıyı bidat ve kimi radikal unsurları şirk olarak gördüğünden kendi çizgilerini gerçek İslâm diye yaymaya çalışmaktalar. Bu çalışmalar iki koldan devam ediyor.

İlki, S. Arabistan’a dinî eğitim almak üzere gitmiş ve orada selefileşmiş hocalar üzerinden. Bunların bir kısmının halkın üzerinde hatırı sayılır etkisi var.

İkincisi ise, Avrupa ve Amerika’da örgütlenmiş davet eksenli selefi hareketleri üzerinden. Mesela Al Mağrib ve El Kevser hareketleri. Malezya’da eğitimli kesim İngilizce bilir. Özellikle de İngiltere’deki selefi davet hareketlerinin İngilizce konuşan kesimde etkisi azımsanamaz. Bu coğrafyada sık sık kurslar, seminerler düzenleyerek itikattan fıkıha selefi öğretileri muhatap kitlelerine anlatmaktalar.

İnternet dünyasında da aktif olan bu yapılar interneti hayatlarının bir parçası hâline getirmiş İngilizce konuşabilen eğitimli genç kesime günlük olarak ulaşıp yönlendirebilmektedir.

Batı’da örgütlenmiş selefiler İngilizce eğitim almış Maleyler üzerinde etkili olurken Arapça ve yerel dille konuşan S. Arabistan çıkışlı hocalar da avam üzerinde etkili olmaktadır.

Tarihî dini yapıyı göreceli olarak ilk sarsan aslında Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh öğretileri olmuştur. Afganî ve Abduh çizgisi yüzyıldır Türkiye’de de en çok konuşulan meselelerden birisidir. Afganî ve Abduh rasyonel selefi anlaşıyı, Maley dünyasında, 1957 bağımsızlık dönemi ve sonrasında göreceli olarak etkili olmuştur. Daha çok Ezher mezunlarının temsil ettiği bu rasyonel çizgiyle Suud selefiliği arasındaki farkı da görmek gerek.

Süreç içerisinde Afganî / Abduh çizgisi akademik dünyada modernist / gelişmeci bir çizgiye evrilmiştir. S. Arabistan menşeyli selefilikle beraber tarihsel dinî idraki hedef aldığından sonuç olarak bölge ülkelerinde tarihî Eşarî / Şafî yapıyı çözülmeye zorlamaktalar. Bu da taraflar arasında bir kutuplaşma meydana getirmektedir.

Gelecek yazıda ise Şiîliğin bu meyandaki etkisi üzerinde duracağız.

06.12.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder