3 Ekim 2012 Çarşamba

İran gayet tutarlı!

Milat Gazetesi yazarı İsmail Yaşa bugünkü yazısında, Suriye’de halkı katleden Baas rejimine desteğini sürdüren İran’ı ele aldı.

1982 Hama katliamında baba Esed’e destek veren İran’ın bugün de oğul Esed’in katliamlarına destek verdiğini hatta destek vermekle kalmayıp katliamlara bizzat katılıp askeri uzmanları aracılığıyla Baas rejiminin Suriye halkına karşı yürüttüğü savaşı yönettiğine dikkat çeken Yaşa, binlerce İran askeri ile Hizbullah, Bedir Tugayları ve Mehdi Ordusu milislerinin, hatta Yemen’den getirilen Husilerin Suriye’de halkın özgürlük mücadelesini bastırmak için her türlü vahşete imza attıklarını, dün Irak’ta yaptıklarının aynısını tekrarladıklarına vurgu yaptı.

Yazının tamamı:

Suriye’de Baas’ın sonu yaklaştıkça PKK’nın Türkiye’ye yönelik saldırıları arttı ve maalesef daha da artması bekleniyor.

Teröristlerin Çukurca’da düzenlediği saldırının arkasında sadece PKK değil, Baas rejimi ve müttefiği üIkeler de var. Bu kimsenin bilmediği bir sır değil.

Zamanında nükleer faaliyetlerinin avukatı olduğumuz İran’ın terör örgütüne verdiği destek Türkiye’nin bölgede nasıl kaypak bir zeminde hareket ettiğinin ve kimlerle karşı karşıya olduğunun en iyi kanıtı.

AK Parti hükümeti bölgeye açılımında bu gerçeği yeterince göremedi.

İyi niyetli yaklaşımlarla yanlış adımlar atıldı.

Suriye’de olduğu gibi zamanında Irak’ta da isabetli adımlar atılabilseydi ve örneğin Tarık El Haşimi yerine “Irak direnişi” desteklenseydi karşımızda blok halinde bir İran-Irak-Suriye cephesi olmazdı.

İran’la ve bölgedeki uzantılarıyla vakit kaybetmek yerine doğru ittifaklar kurulsaydı bugünkü hayal kırıklığı yaşanmazdı. Tahran’ın Suriye’deki kanlı rejime verdiği desteğe bakılıp hâlâ “İran bunu nasıl yapar?” diye sorulması ise gerçeklerin henüz tam olarak idrak edilemediğini gösteriyor.

Oysa İran başından beri tutarlı davranıyor.

Tutarsız olanlar, İran’ın bölgede yolaçtığı krizlere ve oynadığı kirli role rağmen Ankara’nın Tahran ile ittifak kurabileceğini savunanlar.

İran, Suriye’de devrim patlak vermeden önce ne yapıyorsa şimdi de aynısını yapıyor. 

Tahran’ın tavrında herhangi bir değişiklik yok. 

Tavır değiştirenler, dün İran’ın pis işlerini görmeyen ve görmek istemeyenler.

Bugün mızrak çuvala sığmaz hale gelince kendi kıvırmalarını örtmek için sanki İran daha önce farklıymış da bugün değişmiş gibi göstermeye çalışıyorlar.

1982 Hama katliamında baba Esed’e destek veren İran bugün de oğul Esed’in katliamlarına destek veriyor. Hatta destek vermekle kalmayıp katliamlara bizzat katılıyor ve askeri uzmanları aracılığıyla Baas rejiminin Suriye halkına karşı yürüttüğü savaşı yönetiyor.

Binlerce İran askeri ile Hizbullah, Bedir Tugayları ve Mehdi Ordusu milisleri, hatta Yemen’den getirilen Husiler Suriye’de halkın özgürlük mücadelesini bastırmak için her türlü vahşete imza atarken dün Irak’ta yaptıklarının aynısını tekrarlıyorlar.

Bir yandan da propaganda hamleleriyle pisliklerinin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Şam’da ele geçirilen 48 İran askerinin “sivil hacılar” olduğu ve teröristlerce kaçırıldıkları iddiası gibi.

Suriye’de çatışmaların en yoğun olduğu dönemde devrimciler tarafından silahlarıyla birlikte yakalanan İran Devrim Muhafızları askerlerinin görüntüleri ve itirafları yayınlandı.

Askerlerin sorgusunda, “Suriye’deki Ehli Beyt rejimini korumak ve kâfirlere karşı cihat etmek” üzere gönüllü toplamak için İran’da bürolar açıldığı ortaya çıktı.

Baas zulmüne karşı ayaklanan Suriyelileri tekfir eden ve katli için asker gönderen molla rejimi bir de hiç utanıp sıkılmadan gönderdiği katillerin kurtarılması için Ankara’dan yardım istiyor.

Suriye devrimi birçok gerçeğin net olarak görülmesine yol açtı.

Bütün çıplaklığıyla ortaya çıkan manzara karşısında artık tutarsız tavırların ve boş hayallerin bir yana bırakılıp Türkiye’nin ve bölgenin çıkarı için daha kararlı politikalar izlenmesi gerekiyor.

07.08.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder