16 Ekim 2012 Salı

İran'ın Suriye desteği gerekçeleri

Yeni Şafak Gazetesi yazası Mahmut Osmanoğlu bugünkü yazısında, Suriye’de perde gerisindeki en önemli ülkenin İran olduğunu belirterek “Rusya ve Çin’in devletler oyunu içerisindeki rolleri bir tarafa İran için Esed yönetimindeki Suriye’ye destek, zaman zaman İran İslam Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan prensiplere karşı olması pahasına, dini/ideolojik/stratejik olgular taşımaktadır.” İfadelerini kullandı.

Osmanoğlu, Suriye’de Esed’in gitmesinden sonra Hizbullah karşıtı bir rejimin gelmesi ihtimali endişesini taşıyan İran’ın, bu nedenle savaşı kendi topraklarında değil “Direniş ekseni” kalkanı ile dışarıda karşılamak ya da savaşın bir şekilde kendi topraklarına taşınması durumunda elindeki kartların güçlü kalmasını istediğine vurgu yaparak, bu gerekçelerden dolayı, Esed’in iktidarda kalması için İran’ın dökülen kanlara da pek aldırmadığını belirtti.

Osmanoğlu’nun o yazısının tamamı:

Suriye’de durumların kritikleşmeye başlaması ile birlikte perde gerisindeki güçler yavaş yavaş perde önüne çıkmaya başladılar.

Bu perde gerisi ülkelerden en önde geleni İran’dır. Rusya ve Çin’in devletler oyunu içerisindeki rolleri bir tarafa İran için Beşşar Esed yönetimindeki Suriye’ye destek, zaman zaman İran İslam Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan prensiplere karşı olması pahasına, dini/ideolojik/stratejik olgular taşımaktadır. 

Esed rejiminin tüm katliamlarına rağmen İran’ın Esed rejimine adeta kayıtsız şartsız tavrı dışarıda pek anlaşılamıyor.

İran’ın tavrını anlayabilmek için İran içerisinden meseleye nasıl bakıldığını da analiz etmek gerekiyor.

İran’ın Suriye’ye desteğinin iki gerekçesi var: Birincisi ve önceliklisi İsrail ve Batı’ya karşı verilen mücadelede oluşturulmuş bulunan ve İran’dan, Suriye, Lübnan ve Hizbullah üzerinden İsrail’e ulaşan “Direniş Ekseni”nin korunması. Bu eksene Amerikan işgali sonrası Irak hükümetinin de katıldığını hatırlatmakta yarar var.

“Direniş Ekseni”nin korunması hususunda İslam Cumhuriyeti tarafından “Karşı Devrimci” olarak nitelenen “Halkın Mücahitleri” gibi örgütler hariç İran’ın büyük kesimi arasında bir ittifak olduğu anlaşılıyor.

Geçtiğimiz hafta İran’daki reformist kesimi oluşturan eski Cumhurbaşkanı Hatemi dönemi üst düzey bürokratlarından Seyyid Sadık Harazi bir gazeteye verdiği demeçte “Bizim bölgede Beşşar Esed hükümetinin varlığından daha önemli bir meselemiz var, o da direniştir” diyordu.

Harazi İran yönetiminin Suriye buhranını, yönetimini eleştiriyor ve “Biz sorunun başlangıcında Suriye devleti ile muhalifler arasında bir köprü oluşturabilirdik. Hadiselerin bu noktaya gelmesine müsaade etmemeliydik. Sorunun çözülmesi için arabuluculuk etmeli, sorunu yönetmeli idik” özeleştirisini getiriyordu.

Ama bütün bunlara rağmen şunu demeyi de ihmal etmiyordu. “Yaptığı hatalara rağmen Suriye rejiminin sürekliliği İran için stratejik bir prensiptir.”

Geçtiğimiz hafta Suriye’de temaslarda bulunan İran Ulusal Güvenlik Yüksek Şûrası Genel Sekreteri Said Celili Beşşar Esed ile görüşmesinde direnişe daha açık bir vurgu yaptı ve “Direniş ekseninin çökertilmesine müsaade etmeyiz” dedi.

İran’daki eski Devrim Muhafızları Bakanı Muhsin Refikdost gibi bazı kesimler ise işi daha da ileri götürüp Suriye rejimine desteği ideolojik zemine çekiyorlar.

Refikdost İran’ın Beşşar Esed rejimine desteğini “Bizim Suriye’yi savunmamız müstekbirler cephesine karşı mantık, ideoloji ve özgürlüğü savunmamızdır” diyerek izah ediyor.

Refikdost’a göre “Müstekbirler dünyanın Suriye’yi değiştirmek için toplanmalarının temelinde Mısır’ın Batı ve İsrail paktının dışına çıkmış olması vardır.  Suriye’de değişim getirilip İsrail yanlısı bir hükümet getirilmez ise İsrail’in ortadan kalkması mukadderdir.”

Refikdost ayrıca Beşşar Esed rejiminin kalmasının “İslami uyanışı Suudi Arabistan ve Katar gibi Körfez Arap ülkelerine kadar ulaştıracağını da” öne sürüyor.

İran’ın Suriye’ye desteğinin ikinci gerekçesi ise Suriye’ye daha doğrusu Beşşar Esed’in babası Hafız Esed’e olan minnet borcudur. 

İran İslam Devrimi sonrasında İran’a “dayatılan” Irak savaşında Hafız Esed’in İran’ın arkasında durup perde gerisinde İran’a özellikle silah yardımı yapmasıdır. 

Muhsin Refikdost Hafız Esed’in İran’a yardımlarını uzun uzun anlatıyor ve onun Suriye adının kullanılarak ambargo ortamında İran için silah alınmasına yardımcı olduğunu söylüyor. Hatta İranlıların Libya’nın o dönemde kendilerine verdiği füze sistemlerinin eğitimini Suriye’de yaptıklarını da bildiriyor.

İran Suriye’de Esed’in gitmesinden sonra Hizbullah karşıtı bir rejim gelmesi ihtimalinin endişesini yaşıyor. Savaşı kendi topraklarında değil “Direniş Ekseni” kalkanı ile dışarı da karşılamak ya da savaşın bir şekilde kendi topraklarına taşınması durumunda elindeki kartların güçlü kalmasını istiyor. 

Görünüşe göre, bu iki gerekçeden dolayı, Esed’in iktidarda kalması için dökülen kanlara da pek aldırmıyor. 

13.08.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder