4 Şubat 2012 Cumartesi

Gadir-i Hum yalanı

Şiiler, Gadir-i Hum denilen hadisede, Hz. Peygamber’in (sav) kendisine indirilen ayet gereğince Hz. Ali’yi halife seçtiğini, ancak Hz. Ebubekir ve Ömer’in bu emre uymadıklarını iddia ederler. Gadir-i Hum hadisesini her sene bayram olarak kutlayarak, Hz. Ali’nin hakkının yenildiğine dair çıkarılan fitneyi diri tutmaya çalışır; Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’e lanet ederler.
Gadir-i Hum, Mekke ile Medine arasın­da bir yerdir. Gadir-i Hum hadisesinin anlatıldığı yandaki resim Şiiler arasında meşhurdur.
Şiilere göre, Hz. Peygamber Veda Haccı dönüşü Gadir-i Hum (Hum Bataklığı) mevkiine geldiğinde, “Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et (açıkla), eğer bunu yapmazsan görevini hakkıyla yerine getirmemiş olursun” mealindeki (Maide, 67) ayet inmiştir. Bunun üzerine, Hz. Peygamber sahabelerin önünde Hz. Ali’nin elini havaya kaldırıp “Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır” diyerek son görevini yapmış ve Hz Ali’yi halife tayin etmiştir.
Oysa Maide Suresi’nin ilgili ayetinin Gadir-i Hum hadisesi ile alakası yoktur; söz konusu ayet bu vesile ile değil, çok daha önceleri nazil olmuştur. Üstelik ayetteki emredilen tebliğin muhatapları Müslümanlar değil kâfirlerdir. Bu ayetin Şiilikte iddia edilen maksatla indiğini öne sürmek, Peygamberin ilahi emirleri sahabelere bildirmediğini ve sakladığını iddia etmektir. Bu tür bir iddia ise, Peygambere ve bildirdiği dine noksanlık atfetmektir; küfürdür.

Gadir-i Hum Hutbesi’nin Amacı Nedir?

Hz. Peygamber’in “Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır” hadisinde ne demek istediğini anlamak için, hadisin hangi şartlar altında söylendiğine bakmak gerekir. Hz. Ali çok titiz, adil ve tavizsiz bir kişiliğe sahiptir. Hz. Ali’nin adaletli ve tavizsiz muameleleri, Yemen’de kimi insanlar tarafından baskı, cimrilik ve zulüm olarak algılanıyordu. Şikâyetler Hz. Peygamber’e kadar ulaşmıştı.
Hz. Peygamber Gadir-i Hum Hutbesi’nde, Hz. Ali’nin fazileti, güvenirliği, adaleti ve kendisine olan yakınlığını beyan buyurarak, insanların kalbindeki şüpheleri gidermiş ve Yemen’de oluşan muhalefeti kırmıştı.
Muhammed bin İshak, Yezid bin Talha bin Yezid bin Rükane’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Hz. Ali, Mekke’de Rasûlullah’la buluşmak için Yemen’den dönü­şünde biraz acele etti. Kendisi önden gitti. Arkada askerlerin başına arkadaşlarından birini vekil bıraktı. Bu vekili de Hz. Ali’nin Yemen’­den getirmiş olduğu kumaşları askerlere dağıttı. Askerler bu elbisele­ri giydiler. Mekke’ye yaklaştıklarında Hz. Ali onları karşılamaya çıktı. Bir de baktı ki, Yemen’den getirmiş olduğu elbiseler, askerlerin üzerinde… Vekil olarak bıraktığı komutana kızarak:
- Yazıklar olsun sana! Bu nedir? diye hesap sordu. Vekili şu ceva­bı verdi:
-İnsanların geldikleri zaman askerlerin biraz düzgün kıyafetli olmalarını istedim. Onun için onlara bu elbiseleri giydirdim.
-Yazıklar olsun sana! Bunlar Rasulullah’ın yanına gitmeden elbiseleri üzerlerinden çıkar.
Bunun üzerine askerlerin üzerindeki elbiseleri çıkarttırdı ve tek­rar yerlerine koydurdu. Bunun üzerine askerler, Hz. Ali’nin kendilerine yaptığı bu mua­meleden şikâyetçi oldular.”
İbn-i İshak, Ebu Said el-Hudrî’nin de şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“İnsanlar Ali’yi şikâyet ettiler. Rasûlullah da aramızda, ayağa kalkıp hutbe irad etti. Şöyle dediğini işittim:
Ey insanlar! Ali’den şikâyetçi olmayın. Allah’a yemin ederim ki, O, Allah’ın zatı hakkında veya Allah yolunda şikâyet edilemeyecek ka­dar daha tavizsizdir.”
İmam Ahmed bin Hanbel, Fadl bin Dukeyn tariki ile Büreyde’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Ali ile birlikte gazve için Yemen’e gittim. O’nun biraz sertliğini gördüm. Rasûlullah’ın yanına geldiğim zaman Ali’nin kusurlarını anlattım. Bunun üzerine Rasûlullah’ın yüz hatlarının de­ğiştiğini gördüm.
Bana şöyle dedi:
- Ey Büreyde! Ben müminlere kendi nefislerinden daha yakın değil miyim?
- Öyledir ya Rasûlallah, dedim.
 
- Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır, dedi.” (İbn Kesîr, El Bidaye Ve’n-Nihaye)

 “Ben Kimin Mevlası İsem, Ali’de Onun Mevlasıdır” Ne Demektir?

“Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır” sözü hadis kaynaklarında yer almaktadır. Şia’nın imamet iddiasının temeli olan bu hadiste geçen “mevla” kelimesinin, Arapça’da 20′den fazla anlamı vardır. Hz. Muhammed’in hadislerinin en büyük özelliği, çok yalın ve anlaşılır olmasıdır. Eğer Hz. Muhammed bu hadisinde Hz. Ali’yi halife tayin etmek isteseydi, “mevla” gibi muğlak bir kelime kullanmaz; bunu açık bir şekilde dile getirirdi.
Hz. Peygamber, “Ben Arapların en beliğ ve en fasihiyim (yani en açık ve en güzel konuşanıyım)” buyurmaktadır. Şia, Hz. Peygamber’in, sözde imanın şartı olan bu meseleyi -adeta ümmetini fitneye sevk eder gibi- en az yirmi manası olan bir müşterek kelimeyle açıkladığını iddia ederek, “Hz. Peygambere kusur” atfetmektedir.

Şia’yı Hz. Ali’nin Torunu da Yalanlıyor

Hz. Ali’nin torunu Hasan el-Müsenna’ya, imamet teorisine temel teşkil eden bu olay ve hadis hakkında soru sorulduğu zaman, “Eğer Resulullah bu hadis ile Hz. Ali’nin halife olmasını bildirmek isteseydi, ‘Ey insanlar! Bu zat benim işlerimin velisidir. Benden sonra, halife olacak budur. İşitiniz ve itaat ediniz!’ buyururdu” diye cevap vermiştir.
El-Müsenna ayrıca, “Allahü Teâlâ’nın ismine yemin ederim ki; Allahü Teâlâ ve Onun Resulü, Ali’nin halife olmasını isteselerdi, Ali, bu emri yerine getirmeye kalkışmaması ve böylece Allahü Teâlâ’nın emrine karşı gelmesiyle çok büyük günah işlemiş olurdu” demiştir. Çünkü Hz. Ali, hem Hz. Ebubekir ve hem de Hz. Ömer’e biat etmiş; onların halifelik döneminde şeyhülislamlık görevi yapmıştı.
Son olarak El-Müsenna söz konusu hadis ile ilgili Hz. Peygamber bununla emirliği ve sultanlığı kast etmedi. Öyle demek istemiş olsaydı bunu açıkça söylerdi. Çünkü Resûlullah, Müslümanların en fasih olanıdır. Vallahi eğer Resûlullah, Ali’nin halife olmasını isteseydi, namaz kılmayı ve oruç tutmayı emreylediği gibi, bunu da, açıkça emrederdi” demiştir.
Ehl-i Beyt’in ileri gelenlerinden ve Hazret-i Ali’nin torunu olan Hasan el-Müsenna’nın bu sözleri, Şia’nın inançlarına esas teşkil eden dayanakların çarpıtma ve yalan olduğunu açıkça göstermektedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder