4 Şubat 2012 Cumartesi

Şia Hz. Muaviye’ye lanet eder

Şia, aynı şekilde sahabenin büyüklerinden Hz. Peygamber’in kayınbiraderi ve vahiy katibi olan Hz. Muaviye’ye (ra) de lanet etmeyi ibadet saymaktadır. Bunun sebebi, aslında Muaviye’nin İran içlerine büyük fetihler yapmış olmasıdır.

Hz. Peygamber, Şia’nın lanet ettiği Hz. Muaviye hakkında,

“Ya Rabbi, onunla insanları hidayete ulaştır.”

“Ya Rabbi, onunla insanları doğru yola ulaştır”[1]

“Ya Rabbi, ona kitap öğret, ülkelere sahip et, azaptan koru”[2] şeklinde dualar etmiştir.

Hz. Muaviye’nin duasını Hz. Peygamber beğenmiştir

Hz. Peygamber’in namazda rükûdan kalkarken “semiallahü limen hamideh” dediklerinde, ön safta bulunan Hz. Muaviye “Rabbena lekel hamd” derdi. Hz. Peygamber, Hz. Muaviye’nin bu duasını benimsedi ve dua Peygamberimizin sünnetleri arasında yer aldı.

Hz. Ali’nin 5 Yıl valiliğini yapmış ve övgüsüne mazhar olmuştur

Hz. Ömer halife iken Şam valiliği yapan Hz. Muaviye, Hz. Osman’ın halifeliği sırasında da bütün Suriye’yi sevk ve idare etti. Hz. Ömer zamanında 4 yıl, Hz. Osman döneminde 12 yıl, Hz. Ali’nin hilâfeti sırasında 5 yıl ve Hz. Hasan devrinde ise 6 ay Şam valiliği yaptı.

Hz. Ömer, Hz. Muaviye hakkında “Bu, ne güzel bir Arap Sultanıdır”,  Halife Hz. Ali ise valisi Hz. Muaviye hakkında “Muaviye’nin hâkimliğini kötülemeyeniz! O giderse başların koptuğunu (karmaşanın başlayacağını ve keyfi uygulamaların olacağını görürsünüz) görürsünüz” buyurdu.[3]

İç karışıklıklarda, Bizans saldırısına fırsat vermedi

Sıffin’de, Yahudi dönmesi İbn-i Sebe’nin tahrikleri ve kışkırtmalarıyla gerek Hz. Ali, gerekse Hz. Muaviye’nin kontrolünden çıkan olaylar savaşla neticelendi. Bizans İmparatoru II. Konstantin, Sıffin Savaşı’nı fırsat bildi ve Bizans sınır boylarındaki İslam beldelerine rahatsızlık vermeye başladı.

Bunun üzerine Hz. Muaviye, II. Konstantin’e bir mektup yazdı ve “Bu sarkıntılıklarından vazgeçmezsen, şimdi efendimle sulh yapar, efendimin askerinin kumandanı olur, oraya gelip şehirlerini yakar, seni domuzlara çoban ederim” dedi. Basiretli devlet adamı Hz. Muaviye’nin yerinde ve stratejik hamlesi sayesinde büyük bir tehlike ilerlemeden bertaraf edildi.

Hz. Muaviye, Bizans İmparatoru IV. Konstantin zamanında da, ordusunu İstanbul’u almağa gönderdi ve İstanbul’u kuşattı. Bu kuşatma sonucu IV. Konstantin, her sene büyük vergi vermek şartıyla barış yapmak zorunda kaldı.

Hz. Muaviye’nin siyasi duruşu

Şiiler, Muaviye’nin türlü hilelerle halifeliği Hz. Ali ve Hz. Hasan’ın elinden aldığını savunurlar. Oysa Hz. Ali bir gün kalabalık bir gruba hitaben, “Kardeşlerimiz bizden ayrıldı. Onlar kâfir ve fasık değildirler, çünkü içtihatları öyle oldu” demiştir.

Hz. Peygamber’in torunlarından Abdülkadir-i Geylani şöyle buyurmuştur: “Hz. Hasan halifeliği Muaviye’ye teslim etti. Onun emirlerine tabi oldu. O günden itibaren Muaviye’nin hilafeti hak ve sahih oldu. Böylece Hz. Muhammed’in “Bu oğlum seyyiddir. Allah onunla iki fırka arasını bulur, barıştırır” hadisi gerçekleşti. Böylece Muaviye’de Hz. Hasan’ın tabi olması ile meşru halife oldu”. [4]

Ayrıca unutmamak gerekir ki, eğer Hz. Hasan, Muaviye’yi hilafete layık görmeseydi, hilafeti ona bırakmaz ve kanının son damlasına kadar savaşırdı.

Peygamber aşığı büyük bir sahabe

Hz. Muaviye, ölmeden evvel “Resulullah bana bir gömlek giydirmişti. O mübarek gömleği bugüne kadar sakladım. Bir gün kestiği tırnakları da bu şişe içine koyup saklamıştım. Vefat ettiğim zaman o gömleği bana giydiriniz. O tırnakları da gözlerime ve ağzıma koyunuz. Belki onların hürmetine Allah beni affeder”[5] diye vasiyet etti.

Bunlara rağmen, vahiy kâtipliği yapma şerefine nail olmuş, Hz. Peygamber’in duasına, Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi büyük halifelerin övgüsüne mazhar olmuş, Bizans’ı hezimete uğratmış bir büyük sahabeye Şia lanet etmeyi ibadet sayar. Şia Hz. Muaviye’ye lanet ederek ve güvenilir olmayan birisi olarak lanse ederek, aslında Kur’an-ı Kerim’in güvenilirliğine de gölge düşürmeye çalışmaktadır. Nitekim başta Humeyni olmak üzere birçok Şii önder ve din adamı Kur’an’ın tahrif edildiğini iddia etmektedir.

Dört büyük hak mezhepten Maliki mezhebinin kurucusu İmam-ı Malik’in içtihadına göre, “Hz. Muaviye delalette idi” diye kötüleyenlerin katline fetva verdiği birçok kitapta yazılıdır[6]. Aynı şekilde Osmanlı’nın büyük şeyhülislamı Ebusuud Efendi, Muaviye’ye lanet eden kimseye hapis cezası lazım olduğu fetvasını vermiştir.


[1] Tırmizi
[2] İmam-ı Ahmed, Taberani
[3] Kısas-ı Enbiya, Mairat-i Kainat
[4] Abdülkadir Geylani,El-Gunye
[5] Tarihi İbn-i Esir
[6] Eshab-ı Kiram, Ö.N.Bilmen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder