Bu uydurmaya göre; Hz. Peygamber (sav) ahir ömründe hasta yatağında iken, Hz. Ali’yi halife tayin edeceğine dair vasiyetini yazdırmak için kalem kağıt istemiş, ancak Hz. Ömer buna engel olmuştur. İslam tarihini özüne inmeden araştıran oryantalistler bile, bu iddianın bir dayanağı olmadığını belirtmiş ve gülünç bulmuşlardır.
Hz. Peygamber’in ağzından çıkan her sözü, yaptığı mimiklere kadar hafızalarına kaydeden sahabeler, günümüze bir hadis deryası ulaştırmışlardır. Hz. Peygamber birçok meselede kalem kâğıda ihtiyaç duymadan, sözlerini sadece sahabelerine naklederek tarihe kaydetmiştir. Peygamberimizin etrafında toplanan binlerce sahabeye bir vasiyetini sözlü olarak iletmesi yeterlidir.
En sağlam hadis kitapları olan Buhari ve Müslim’de, Kalem Kırtas meselesinin aslına ayrıntılı şekilde yer verilmiştir. Hz. Peygamber’in son günleri son dakikasına kadar bütün teferruatıyla kayıt altına alınmıştır. Bu anlatımlarda Şia’nın iddiasını destekleyecek Hz. Peygamber’e ait tek söz yoktur.
Şiiler, Kalem Kırtas meselesi olarak adlandırılan normal olayı, üzerinde demagoji yapabilecekleri bir fitne fırsatı olarak görmüş; bu olayı mümkün olduğunca sömürmüşlerdir. Oysa Hz. Muhammed, Hz. Ali’yi o anda halife ilan etmek isteseydi, kendisinin kıldıramadığı namazları Hz. Ebubekir’e değil, Hz. Ali’ye kıldırırdı. Halife ilan edilmesi için tıpkı diğer hadislerinde olduğu gibi kalem kağıda gerek duymaz, bunu açıkça dile getirirdi; “Ölümümden sonra Ali halifemdir” derdi.
Kalem Kırtas Meselesinin Tahlili
Hz. Ali’nin halifeliğini, niyet okumayla, olmayan bir şey üzerine kurmak tamamen aldatmacadır. Çünkü Hz. Peygamber’in ölmeden dört gün önce kalem kağıt istediği doğrudur, ancak ne söyleyeceğine dair en ufak bir rivayet yoktur.Acaba Allah Resulü ne yazdıracaktı? Mesela şu sözleri yazdıracak olabilirdi: “Allah, İsrailoğullarına lanet etti, rahmetinden uzaklaştırdı; zira onlar peygamberlerinin mezarlarını ibadethane haline getirdiler”. Bu olabilirdi; çünkü hayatının sonuna doğru söylediği sözlerden birisi budur.
Hz. Peygamber vefatına dair bir şeyler söylemeyi planlamış olabileceği gibi, belki de Hz. Ebubekir’i halife ilan edecekti. Belki de Şia fırkasının iddia ettiğinin tam aksine, “Benden sonra Ali bahane edilerek ümmetim bölünmek istenecek; sakın bu fitneye kapılmayın” yazdıracaktı.
Sonuç olarak,
- Hz. Peygamber’in ne diyeceği bilinmediği için, milyonlarca farklı tahminde bulunmak mümkündür. Şia da zaten Kalem Kırtas gibi olayları istedikleri şekilde yorumlayıp ajite ederek propaganda malzemesi yapmıştır.
- Hz. Muhammed, kâğıt kalemi Perşembe günü istemiş; kağıt kalem gelmeyince bir şey dememiştir. Eğer mutlaka demesi gereken bir şey olsaydı, vefatına kadar geçen dört gün içinde mutlaka söylerdi. Buna ne Hz. Ömer mani olabilirdi, ne de Hz. Ebubekir.
- Dünya hayatının sonuna yaklaşan Peygamberimiz kalem kağıt istediğinde, bazı sahabeler onu yormamak için getirilmemesini istemişlerdir. Sahabeler bu tür hususlarda farklı görüşler içinde olabilirler; bu son derece normaldir. Şiilerin Kalem Kırtas olayını saptırdığı gibi, eğer istense binlerce gerçek saptırılabilir. Nitekim Şiiler, herkesin sebebini bildiği Gadir Hum Hutbesi’nin amacını bile saptırmaya kalkmışlardır.
- Kalem Kırtas olayından sonra, Hz. Peygamber ve sahabelerden hiç kimse, diğerlerini imamın tayinini engellemekle, zalimlikle ve gaspla suçlamamıştır. Eğer öyle olsaydı, önce Hz. Peygamber, sonra sahabeler hakkın yerini bulması için her şeylerini ortaya koyarlar ve Hz. Ali’yi halife seçerlerdi.
- İbn-i Abbas’tan gelen bir nakle göre, Hz. Peygamber vasiyetini “sözlü” olarak yapmıştır; “Müşriklerin Arap Yarımadası’ndan çıkarılması ve (Medine’ye) gelen heyetlerin onun ağırladığı gibi ağırlanmasını” emretmiştir. Hz. Peygamber bu olaydan sonra 4 gün yaşamıştır. Arzu etseydi, halife tayinini de vasiyet ederdi.
- Kalem Kırtas, meydana gelişinden çok sonra, Şiilerin siyasi malzeme olarak kullandığı ve üstünde yalanlar ürettiği bir olaydır. Kalem Kırtas olayının fitne maksatlı kullanılmasına en büyük delil, bu iddianın Hz. Peygamber’in vefatından yıllar sonra ortaya atılmış olmasıdır. Bu olayın Hz. Ali’nin halife tayin edilmesiyle bir ilişkisi olsaydı, Hz. Ebubekir halife seçilir seçilmez, sahabeler bunu dile getirmez miydi?
- Hz. Peygamber’in hastalığı yaklaşık 13 gün kadar sürmüştü. Perşembe günü kağıt/kırtas ve kalem/divit istedikten sonra, 4 gün daha yaşamıştı. Bu arada, başka birçok emir, talimat ve tavsiyede bulunmuştu. Hatta vefat edeceği gün, çok zindeydi ve namaza gelen sahabeler “iyice iyileştiği” kanaatine varmışlardı.
- Bu olayda Şia, kendisi ile çelişmektedir. Çünkü Şia’ya göre imamet Allah’ın tayiniyledir. Oysa bu uydurmaya göre Hz. Ömer, Hz. Ali’nin imam seçilmesini engellemiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder