2 Ocak 2013 Çarşamba

El Enbar İntifâdası

(İSMAİL YAŞA/Milat Gazetesi)          2012 yılının son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Suriye’den sonra sınır komşusu olan ikinci bir ülkenin daha “yangın yerine dönme riski” değerlendirilirken El Enbar’da yüzbinlerce Iraklı “Halk rejimi devirmek istiyor” sloganlarıyla Nuri El Maliki aleyhine gösteri yapıyordu.

Ankara’nın dile getirdiği endişenin kaynağı öncelikle Bağdat’taki merkezi yönetimle Erbil’deki bölgesel yönetim arasındaki gerilim olsa da, Sünnilerin El Maliki’nin zulmüne ve mezhepçi politikalarına karşı ayağa kalkması MGK toplantısında mutlaka gündeme gelmiştir.

Türk medyası henüz “Irak Baharı”nı görmese veya görmezden gelse de El Ramadi’de, El Felluce’de, Samarra’da gösteriler devam ediyor.

Musul’un, Tikrit’in ve diğer kentlerin de bugün “El Enbar İntifadası”na katılması bekleniyor.

Irak’ta Cuma namazından sonra düzenlenecek gösterilerin adı “Tutuklu kadınların şerefi Cuması”…

Çünkü göstericilerin taleplerinin en başında Nuri El Maliki döneminde Irak zindanlarına doldurulan ve her türlü işkenceye maruz kalan kadınların derhal serbest bırakılması, Iraklı kadınlara tecavüz edenlerin cezalandırılması geliyor.

Samarra’da düzenlenen gösteride Iraklı bir kadın, El Maliki’ye seslenerek “Kadınlardan ne istiyorsunuz? Sizin yaptığınızı işgalci Amerikalılar yapmadı” diyordu.

Talabani’nin durumu ve halefinin kim olacağı, Kürtler ve merkezi yönetim arasındaki gerginlik, Tarık El Haşimi’ye oynanan oyunun Rafi’ El İsavi’ye de oynanmak istenmesi ve Sünnilerin Nuri El Maliki’ye isyanı derken Irak büyük bir krizin eşiğine geldi.

MGK’da dile getirilen endişe boşuna değil.

Her an patlamaya hazır bir bomba haline gelen Irak’ta ülkenin yangın yerine dönüşmesini sadece Nuri El Maliki’nin geri adım atması ve diktatörlük sevdasından vazgeçmesi önleyebilir.

Irak’ın kukla başbakanı ise maalesef böyle bir basireti ve olgunluğu gösterecek yapıda değil.

Nuri El Maliki de Beşşar Esed ve diğerleri gibi halkın haklı taleplerini İran’ın ve diğer müttefiklerinin yardımıyla ve “demir yumruk”la bastırabileceği düşüncesinde.

Bu zihniyet de Sünnilerin önündeki seçenekleri iyice azaltıyor.

Daha önce Irak’ın bölünmesine yol açabileceği için federal bölge fikrine şiddetle karşı çıkan Sünniler, bugünlerde Kürtler gibi bölgesel yönetime sahip olup en azından hayatlarını koruyabilmeyi tartışıyorlar.

Çünkü Nuri El Maliki ve Şii liderler, ülke yönetimini Sünnilerle paylaşma niyetinde değiller.

Sünnilerin büyük çoğunluğu kendilerini temsil iddiasıyla mevcut Bağdat yönetimiyle işbirliği yapan isimleri reddediyor.

Yani onlar da Nuri El Maliki’yle masaya oturulabileceği ve anlaşılabileceği görüşünde değiller.

Irak’taki çoklu denklemin şimdi yeni bir faktörü daha var:

Arap Baharı…

Devrim rüzgarlarının Irak’a ulaşması ve Suriye’de Baas rejiminin günlerinin sayılı olması El Enbar’daki başkaldırıyı tetikleyen sebepler arasında sayılabilir.

El Ramadi’de düzenlenen protesto gösterilerinde, Irak’ın bağımsızlık bayrağıyla birlikte Özgür Suriye bayrağı da dalgalandırıldı.

Arap Baharı’na karşı diktatörlerin işbirliği, Nuri El Maliki’yle Beşşar Esed’in ve Ürdün Kralı’nın el ele vermesi gibi özgürlük sevdalılarının ve Suriye Devrimi ile El Enbar İntifadası’nın da güç birliği yapması gayet normal.

Suriye’de Beşşar Esed’in devrilmesi ve “Özgür Suriye”nin kurulması Nuri El Maliki karşıtı cepheyi güçlendirecek ve Suriye halkı El Enbar İntifadası’na destek olacaktır.

 Nuri El Maliki de Beşşar Esed’den sonra sıranın kendine geleceğinin farkında…

28.12.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder