29 Kasım 2012 Perşembe

ABD’nin boşalttığı alanları dolduran bir İran var

(HASAN ÖZTÜRK/Haber7)          Gazeteci yazar “İran ilizyonu” başlıklı yazısında, dikkat çekici tespitlerde bulundu.

“İran’ın, kendi ulusal çıkarları için PKK terör örgütünü destekleyerek güçlü Türkiye’den rahatsız olduğunu, Maliki üzerinde Irak’ta Sünni düşmanlığını kışkırttığı, askeri güçleri ile Suriye’de Esad’a destek verdiğini, Türkiye’de ise kendi nüfuz alanı içinde kamuoyu oluşturmaya çalıştığını açıkladı.”

İşte o yazının tamamı;

Daha önce “Bülbülün dili başı belasıdır” diyerek kendisini eleştirdiğim İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin 23 Kasım’da TRT Haber’de dikkat çekici bir tespitte bulundu, bu kez!

Fakat sözleri yeterince dikkate alınmadı.

Neden acaba?

Muharrem ayı nedeniyle Müslüman dünya “Kerbela” trajedisini “vaveyla” yakarışlarıyla andı.

Aynı anda mutfaklarda dev tencerelerde pişen “aşure”nin sofraları süslemesi de vardı..!

Fakat aşurenin tadı damaklara tam yansımadı..!

Neden acaba?

Ve geçtiğimiz hafta Hz. Peygamber’in cenaze namazı üzerinden topyekun İslam tarihini hiçe sayan “çamur” bir görüş ileri sürüldü..!

Bu “çamur” düşünce, kamuoyundan yeterince eleştiri almadı..!

Neden acaba?

Amerika’nın boşalttığı tüm alanları hızla dolduran bir İran var..!

Ve İran ile Türkiye, nüfuz alanı açısından son dönemde “aracılar” vasıtasıyla kıyasıya bir mücadele içinde..!

Neden acaba?

***

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin TRT Haber’de hem de İran’dan önemli bir konuğun Türkiye’de olduğu bir tarihte “İran’ın PKK terör örgütüne destek verdiğini biliyoruz. Şemdinli’de Yüksekova’da çatışmalarda yaralanan PKK’lıların İran’daki hastanelerde tedavi edildiğini biliyoruz. Terör örgütü militanlarının ifadeleri de zaten bu bilgileri doğruluyor” dedi.

Bu söz üzerinden yürüyen bir kamuoyunun İran’ı Suriye, Irak ve terör örgütü PKK meselesinde nasıl zorda bırakacağı kesin.

Lakin Türkiye’de tahminimizden daha güçlü bir İran lobisi var.

İran karşıtı lobiyi de biliyoruz elbette.

Ancak Şahin’in sözleri birkaç istisna dışında kamuoyunda kendine yer bulmamışsa, bunun gerekçesini iyi düşünmek gerekiyor.

Tıpkı Kürecik Radar Üssü üzerinden İran’ı haklı gösteren zihniyet gibi…

Tıpkı, Irak Merkezi Hükümeti’nin Kerkük yakınlarına konuşlandırdığı 100 bin Şii Arap askerin Sünni Kürtleri yok etme tehdidini umursamayan zihniyet gibi!

Yine aynı minvalde Hz. Ali’yi överken, Hz. Ömer’e hakaret etmeyi adet edinmiş; Hz. Hüseyin’e ağlarken, Hz. Osman’a küfretme eğilimindeki zihniyet gibi…

İyi düşünmeliyiz..!

İran bizim komşumuzdur; evet!

Ama PKK terör örgütüne kendi “ulusal çıkarları” için destek vermektedir!

İran ile aramız kötü olmamalıdır; evet!

Lakin, güçlü bir Türkiye’den rahatsızlığı vardır!

İran’ın “nükleer mesele” yüzünden köşeye sıkıştırılmasına karşı çıkmak lazım; evet!

Lakin, Maliki üzerinden Irak’ta Sünni düşmanlığını köpürtmektedir.

İran ile köklü tarihi bağlarımız vardır; evet!

Lakin askeri güçleri Suriye’de Esad’a yoğun destek vermektedir!

İran’ın içişlerine karışmamak lazım; evet!

Lakin İran’ın nüfuz alanı içindeki “klikler” üzerinden Türkiye’de kamuoyu oluşturma mahareti vardır!

***

Dahası ve daha can yakıcı olanı sanırım şudur:

Cengiz Çandar’ın Mezopotamya Ekspresi isimli son kitabında merhum Turgut Özal’dan naklettiği bir anısı var.

Özal, Çandar’ı Celal Talabani’ye gönderir ve şöyle der:

“Onlara, Türkiye’ye güvenmelerini söyle. (…)Türkiye’nin onları hiçbir zaman aldatmayacağını söyle. İran’ın onlara yaptığını biz hiçbir zaman yapmayız. Onları hiçbir zaman satmayız.(…)

Bugünlerde “zehirlendiği” neredeyse kesinleşen merhum Özal’ın Çandar üzerinden Talabani’ye gönderdiği mesaj aynı zamanda İran’ın tarihi misyonunu da bize göstermesi açısından önemlidir.

İran ilizyonu nereye kadar bu memlekette “çamur” sıçratacak göreceğiz!

Kalın sağlıcakla.

27.11.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder