“Suriye halkı sadece Esed rejimi ile savaşmıyor, daha büyük güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran Alluş, “Bununla
ilgili elimizde önemli bilgi ve belgeler var. İran, Rusya ve Çin; Esed
rejimine destek veriyor. İsrail’in maddi destek verdiğine dair elimizde
deliller var. Suriye ordusundan ele geçirdiğimiz bazı silahlar var ki,
bunların İsrail yapımı olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Suriye halkı,
hem içerden, hem dışarıdan baskı altında tutulmak isteniyor. İsrail,
Suriye rejiminin çökmesini istemiyor” dedi.
Özgür Suriye Ordusu’na bağlı ve 18
Temmuz’da Esed’in kalbine yapılan ve genelkurmay başkan yardımcısı ile
içişleri bakanı dahil rejimin tepe yöneticilerinin öldürüldüğü saldırıyı
üstlenen Liva El İslam Birliğinin sorumlusu Zahran Alluş, “Suriye
özgürlüğüne kavuşana kadar; zalim ve ırkçı yönetim ile mücadeleye devam
edeceğiz. Halkımızın haklarını alana kadar direneceğiz. Bugün silaha
sarılmamızın tek nedeni budur” dedi.
Esed rejiminin İslami hayat tarzını
tahrip etmek için yıllardır mücadele verdiğini ifade eden Zahran Alluş,
“Son yüzyılda ülke yönetimini askeri metotlarla ele geçirenler; Dindışı,
Irkçı, Nusayri bir yönetim oluşturdular ve Sünni Müslümanları baskı
altına aldılar. Yönetimi ele geçirenler, Ülkeyi her yönden kendi dünya
görüşleri doğrultusunda değiştirmeye çalışıyorlardı. Suriye’deki İslami
hayat tarzını tahrip etmeye kilitlenmişlerdi. Sünni Müslüman halkı baskı
altına almak ve böylece bitirmek istiyorlardı. Bu sözleri bazı insanlar
garip karşılayabilir ama biz yaklaşık kırk yıldır bu gerçekle iç içe
yaşıyoruz” diye konuştu.
Kurtuluş Savası
Suriye halkı 20 aydır bağımsızlık
mücadelesi veriyor. Ancak, sadece Esed’e karşı savaşmıyorlar.
Karşılarında Rusya ye İran da var. Şimdi de Esed ordusunda İsrail yapımı
silahlar olduğu ortaya çıktı.
Liva El İslam Birliği
18 Temmuz’da Genelkurmay Başkan
Yardımcısı ile İçişleri Bakanı’nın öldürüldüğü saldırıyı Liva El İslam
Birliği üstlendi. Gazeteniz Milat, Birliğin sorumlusu Zahran Alluş’la
görüştü. “Suriye halkı sadece Esed rejimi ile savaşmıyor, daha büyük
güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran Alluş, şunları söyledi:
Esed yalnız değil
Bununla ilgili elimizde önemli bilgi ve
belgeler var. İran, Rusya ve Çin; Esed rejimine destek veriyor.
İsrail’in maddi destek verdiğine dair elimizde deliller var. Suriye
ordusundan ele geçirdiğimiz bazı silahlar var ki, bunların İsrail yapımı
olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. İsrail, Suriye rejiminin çökmesini
istemiyor.
Esed’in silahları İsrail’den
Liva El İslam Birliğimin sorumlusu
Zahran Alkış, direniş sonucu Suriye ordusundan ele geçirdikleri
silahların İsrail menşeli olduğunu ‘Milat’a açıkladı. Esed’in kalbine
yapılan ve rejimin tepe yöneticilerinin öldürüldüğü saldırıyı üstlenen
Liva El İslam Birliğinin sorumlusu Zahran Alluş, “Suriye özgürlüğüne
kavuşana kadar; zalim ve ırkçı yönetim ile mücadeleye devam edeceğiz.
Halkımızın haklarını alana kadar direneceğiz. Bugün silaha sarılmamızın
tek nedeni budur” dedi.
Sadece Esed’e karşı savaşmıyoruz
”Suriye halkı sadece Esed rejimi ile
savaşmıyor, daha büyük güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran
Alluş, “Bununla ilgili elimizde önemli bilgi ve belgeler var. İran,
Rusya ve Çin; Esed rejimine destek veriyor. İsrail’in maddi destek
verdiğine dair elimizde deliller var. Suriye ordusundan ele geçirdiğimiz
bazı silahlar var ki, bunların İsrail yapımı olduğunu tespit etmiş
bulunuyoruz. Suriye halkı, hem içerden, hem dışarıdan baskı altında
tutulmak isteniyor. İsrail, Suriye rejiminin çökmesini istemiyor” dedi.
Özgür Suriye Ordusu’na bağlı ve 18
Temmuzda Esed’in kalbine yapılan ve genelkurmay başkan yardımcısı ile
içişleri bakanı dahil rejimin tepe yöneticilerinin öldürüldüğü saldırıyı
üstlenen Liva El İslam Birliğinin sorumlusu Zahran Alluş, “Suriye
özgürlüğüne kavuşana kadar; zalim ve ırkçı yönetim ile mücadeleye devam
edeceğiz. Halkımızın haklarını alana kadar direneceğiz. Bugün silaha
sarılmamızın tek nedeni budur” dedi.
Esed rejiminin İslami hayat tarzını
tahrip etmek için yıllardır mücadele verdiğini ifade eden Zahran Alluş,
“Son yüzyılda ülke yönetimini askeri metotlarla ele geçirenler; Dindışı,
Irkçı, Nusayri bir yönetim oluşturdular ve Sünni Müslümanları baskı
altına aldılar. Yönetimi ele geçirenler, Ülkeyi her yönden kendi dünya
görüşleri doğrultusunda değiştirmeye çalışıyorlardı. Suriye’deki İslami
hayat tarzını tahrip etmeye kilitlenmişlerdi. Sünni Müslüman halkı baskı
altına almak ve böylece bitirmek istiyorlardı. Bu sözleri bazı insanlar
garip karşılayabilir ama biz yaklaşık kırk yıldır bu gerçekle iç içe
yaşıyoruz” diye konuştu.
Esed bunları da yaptı
Zahran Alluş, sözlerini şu şekilde
sürdürdü; Son yıllarımı siyasi tutuklu olarak rejimin hapishanelerinde
geçirdim. Benim gibi binlerce insanın suçsuz sebepsiz cezaevinde
tutulduğunu gördüğümde dehşet içinde kalmıştım. Bu insanlar, Suriye’deki
çeşitli Sünni Müslüman gruplara mensup kişilerdi. Oradaki herkes inancı
ile ilgili bir suçlamadan dolayı tutuklu bulunuyordu. Müslümanların tüm
Dini’ faaliyetleri ve hizmetleri Devletin baskısı altında idi. Bütün
Müslümanlar baskı altındaydı ve kamu görevlerinden uzak tutuluyordu.
Mücadele nasıl başladı?
“Bazı gruplara daha çok baskı
yapılıyordu. Kürtler hem Müslüman olduğu için, hem de farklı bir ırka
mensup olduğu için daha fazla baskı altındaydılar. Tabi öncelikle
inançlarından dolayı baskı görüyorlar” dedi. Suriye’de başlayan halk
ayaklanmasını ‘aniden patlayan bomba’ya benzeten Zahran Alluş, “Bu
ülkede Müslümanlara yapılan baskı artık çekilmez bir hal almıştı. Onlar
için ölmek veya yaşamak arasında bir fark kalmamıştı. Bu hareket bundan
dolayı ve kendiliğinden gelişti. Hareket başladıktan sonra devrimi nasıl
başarıya taşıyacağımızın planlarını yapmaya başladık. ” dedi.
Devletlerden destek alamıyoruz
Direniş için hiçbir devletten destek
almadıklarını vurgulayan Zahran Alluş, “Bu harekete başladığımızda
aramızda topladığımız paralarla çalışmalarımızı yürütmeye çalışıyorduk.
Allaha çok şükür bazen büyük bağışlar geliyordu. Fakir zengin bu
harekete inananlar yardımlarını esirgemiyorlardı. Yurt dışından da
insanlar yardımda bulunuyorlar. Yalnız hiçbir devletten resmi olarak
destek veya yardım almadık” diye konuştu.
Bize silah gelmiyor
Yaşanan olaylara en duyarlı ülkenin
Türkiye olduğunu vurgulayan Zahran Alluş, “Mesela Türkiye, Suriyeli
sığınmacılara sahip çıkıyor. Kurduğu mülteci kamplarına onları
yerleştiriyor ve onlara yardımda bulunuyor. Kamptaki insanlarımıza çok
yakın bir ilgi gösteriliyor” dedi. Kendilerine silah yardımının da
olmadığını ifade eden Zahran Alluş, “Silahları karaborsadan satın
alıyoruz. Tabi Suriye ordusundan ganimet olarak elde ettiğimiz silahlar
oluyor” şeklinde konuştu.
İşte Esed’in kalkanları
“Suriye halkı sadece Esed rejimi ile
savaşmıyor, daha büyük güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran
Alluş, “Bununla ilgili elimizde önemli bilgi ve belgeler var. İran,
Rusya ve Çin; Esed rejimine destek veriyor. İsrail’in maddi destek
verdiğine dair elimizde deliller var. Suriye ordusundan ele geçirdiğimiz
bazı silahlar var ki, bunların İsrail yapımı olduğunu tespit etmiş
bulunuyoruz. Avrupa ve ABD net bir duruşa sahip değiller. ” dedi.
Destek bekliyoruz
Mısır, Libya, Suudi Arabistan gibi
ülkelerden sadece haber desteği aldıklarını ifade eden Zahran Alluş,
“Daha somut, gözle görülür destek bekliyoruz. Bir Arap atasözü vardır;
‘Değirmenin sesini duyuyoruz ama un göremiyoruz. ” Bu ülkelerin
Müslümanların yürüttüğü bu mücadeleye daha çok destek vermeleri gerekir
elbette” dedi.
Dezenformasyona dikkat!
Esed rejiminin sadece askeri bir savaş
yürütmediğini, aynı zamanda direnişçilere karşı bir medya savaşı da
yaptığını belirten Zahran Alluş, “Suriye’deki mücahitlerin yaptıklarını
dünyaya kötü göstermek için çabalıyorlar. Bazen mücahitler arasında
fitne çıkarmaya çalışıyorlar. Bazı istihbarat adamlarını devrimci olarak
gösterip kötü işler yaptırarak halka; ‘bakın bunlar devrimci’ diyorlar.
Öte yandan, Suriye’deki rejim, medyayı kullanarak başarısızlığını
gizliyor. Hâlbuki durumları gerçekten çok kötü. Önceleri bizimle karada
tüfekle savaşırken, şu anda sadece havadan uçaklarla saldırabiliyor.
Suriye’deki birçok bölge mücahitlerin eline geçmiştir. ” diye konuştu.
Yardıma ihtiyacımız var
Kamuoyuna özellikle Türkiye’ye seslenen
Zahran Alluş, “Şuana kadar yapılan yardımlar yetersiz kalıyor, daha
fazlasına ihtiyacımız var. İnsanlarımız büyük sıkıntı içinde
bulunuyorlar. Türk medyası, dünyada kamuoyu oluşturmakta bize daha çok
yardım etmelidir. Dünya genelinde bizim için gözyaşı akıtan birçok kişi
var, ama yardım eden azdır, Suriye’deki birçok bölgede, Bosna Hersek’te
yaşananlara benzer durumlarla karşı karşıya bulunuyoruz. Hatta Şam’ın
içinde bile çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalan insanların sayısı
hayli fazladır” dedi.
Kaynak:Milat Gazetesi – 14.11.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder