14 Kasım 2012 Çarşamba

“Suriye halkı sadece Esed rejimi ile savaşmıyor”

“Suriye halkı sadece Esed rejimi ile savaşmıyor, daha büyük güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran Alluş, “Bununla ilgili elimizde önemli bilgi ve belgeler var. İran, Rusya ve Çin; Esed rejimine destek veriyor. İsrail’in maddi destek verdiğine dair elimizde deliller var. Suriye ordusundan ele geçirdiğimiz bazı silahlar var ki, bunların İsrail yapımı olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Suriye halkı, hem içerden, hem dışarıdan baskı altında tutulmak isteniyor. İsrail, Suriye rejiminin çökmesini istemiyor” dedi.

Özgür Suriye Ordusu’na bağlı ve 18 Temmuz’da Esed’in kalbine yapılan ve genelkurmay başkan yardımcısı ile içişleri bakanı dahil rejimin tepe yöneticilerinin öldürüldüğü saldırıyı üstlenen Liva El İslam Birliğinin sorumlusu Zahran Alluş, “Suriye özgürlüğüne kavuşana kadar; zalim ve ırkçı yönetim ile mücadeleye devam edeceğiz. Halkımızın haklarını alana kadar direneceğiz. Bugün silaha sarılmamızın tek nedeni budur” dedi.

Esed rejiminin İslami hayat tarzını tahrip etmek için yıllardır mücadele verdiğini ifade eden Zahran Alluş, “Son yüzyılda ülke yönetimini askeri metotlarla ele geçirenler; Dindışı, Irkçı, Nusayri bir yönetim oluşturdular ve Sünni Müslümanları baskı altına aldılar. Yönetimi ele geçirenler, Ülkeyi her yönden kendi dünya görüşleri doğrultusunda değiştirmeye çalışıyorlardı. Suriye’deki İslami hayat tarzını tahrip etmeye kilitlenmişlerdi. Sünni Müslüman halkı baskı altına almak ve böylece bitirmek istiyorlardı. Bu sözleri bazı insanlar garip karşılayabilir ama biz yaklaşık kırk yıldır bu gerçekle iç içe yaşıyoruz” diye konuştu.

Kurtuluş Savası 

Suriye halkı 20 aydır bağımsızlık mücadelesi veriyor. Ancak, sadece Esed’e karşı savaşmıyorlar. Karşılarında Rusya ye İran da var. Şimdi de Esed ordusunda İsrail yapımı silahlar olduğu ortaya çıktı.

Liva El İslam Birliği 

18 Temmuz’da Genelkurmay Başkan Yardımcısı ile İçişleri Bakanı’nın öldürüldüğü saldırıyı Liva El İslam Birliği üstlendi. Gazeteniz Milat, Birliğin sorumlusu Zahran Alluş’la görüştü. “Suriye halkı sadece Esed rejimi ile savaşmıyor, daha büyük güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran Alluş, şunları söyledi:

Esed yalnız değil 

Bununla ilgili elimizde önemli bilgi ve belgeler var. İran, Rusya ve Çin; Esed rejimine destek veriyor. İsrail’in maddi destek verdiğine dair elimizde deliller var. Suriye ordusundan ele geçirdiğimiz bazı silahlar var ki, bunların İsrail yapımı olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. İsrail, Suriye rejiminin çökmesini istemiyor.

Esed’in silahları İsrail’den

Liva El İslam Birliğimin sorumlusu Zahran Alkış, direniş sonucu Suriye ordusundan ele geçirdikleri silahların İsrail menşeli olduğunu ‘Milat’a açıkladı. Esed’in kalbine yapılan ve rejimin tepe yöneticilerinin öldürüldüğü saldırıyı üstlenen Liva El İslam Birliğinin sorumlusu Zahran Alluş, “Suriye özgürlüğüne kavuşana kadar; zalim ve ırkçı yönetim ile mücadeleye devam edeceğiz. Halkımızın haklarını alana kadar direneceğiz. Bugün silaha sarılmamızın tek nedeni budur” dedi.

Sadece Esed’e karşı savaşmıyoruz

 ”Suriye halkı sadece Esed rejimi ile savaşmıyor, daha büyük güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran Alluş, “Bununla ilgili elimizde önemli bilgi ve belgeler var. İran, Rusya ve Çin; Esed rejimine destek veriyor. İsrail’in maddi destek verdiğine dair elimizde deliller var. Suriye ordusundan ele geçirdiğimiz bazı silahlar var ki, bunların İsrail yapımı olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Suriye halkı, hem içerden, hem dışarıdan baskı altında tutulmak isteniyor. İsrail, Suriye rejiminin çökmesini istemiyor” dedi.

Özgür Suriye Ordusu’na bağlı ve 18 Temmuzda Esed’in kalbine yapılan ve genelkurmay başkan yardımcısı ile içişleri bakanı dahil rejimin tepe yöneticilerinin öldürüldüğü saldırıyı üstlenen Liva El İslam Birliğinin sorumlusu Zahran Alluş, “Suriye özgürlüğüne kavuşana kadar; zalim ve ırkçı yönetim ile mücadeleye devam edeceğiz. Halkımızın haklarını alana kadar direneceğiz. Bugün silaha sarılmamızın tek nedeni budur” dedi.

Esed rejiminin İslami hayat tarzını tahrip etmek için yıllardır mücadele verdiğini ifade eden Zahran Alluş, “Son yüzyılda ülke yönetimini askeri metotlarla ele geçirenler; Dindışı, Irkçı, Nusayri bir yönetim oluşturdular ve Sünni Müslümanları baskı altına aldılar. Yönetimi ele geçirenler, Ülkeyi her yönden kendi dünya görüşleri doğrultusunda değiştirmeye çalışıyorlardı. Suriye’deki İslami hayat tarzını tahrip etmeye kilitlenmişlerdi. Sünni Müslüman halkı baskı altına almak ve böylece bitirmek istiyorlardı. Bu sözleri bazı insanlar garip karşılayabilir ama biz yaklaşık kırk yıldır bu gerçekle iç içe yaşıyoruz” diye konuştu.

Esed bunları da yaptı 

Zahran Alluş, sözlerini şu şekilde sürdürdü; Son yıllarımı siyasi tutuklu olarak rejimin hapishanelerinde geçirdim. Benim gibi binlerce insanın suçsuz sebepsiz cezaevinde tutulduğunu gördüğümde dehşet içinde kalmıştım. Bu insanlar, Suriye’deki çeşitli Sünni Müslüman gruplara mensup kişilerdi. Oradaki herkes inancı ile ilgili bir suçlamadan dolayı tutuklu bulunuyordu. Müslümanların tüm Dini’ faaliyetleri ve hizmetleri Devletin baskısı altında idi. Bütün Müslümanlar baskı altındaydı ve kamu görevlerinden uzak tutuluyordu.

Mücadele nasıl başladı? 

“Bazı gruplara daha çok baskı yapılıyordu. Kürtler hem Müslüman olduğu için, hem de farklı bir ırka mensup olduğu için daha fazla baskı altındaydılar. Tabi öncelikle inançlarından dolayı baskı görüyorlar” dedi. Suriye’de başlayan halk ayaklanmasını ‘aniden patlayan bomba’ya benzeten Zahran Alluş, “Bu ülkede Müslümanlara yapılan baskı artık çekilmez bir hal almıştı. Onlar için ölmek veya yaşamak arasında bir fark kalmamıştı. Bu hareket bundan dolayı ve kendiliğinden gelişti. Hareket başladıktan sonra devrimi nasıl başarıya taşıyacağımızın planlarını yapmaya başladık. ” dedi.

Devletlerden destek alamıyoruz 

Direniş için hiçbir devletten destek almadıklarını vurgulayan Zahran Alluş, “Bu harekete başladığımızda aramızda topladığımız paralarla çalışmalarımızı yürütmeye çalışıyorduk. Allaha çok şükür bazen büyük bağışlar geliyordu. Fakir zengin bu harekete inananlar yardımlarını esirgemiyorlardı. Yurt dışından da insanlar yardımda bulunuyorlar. Yalnız hiçbir devletten resmi olarak destek veya yardım almadık” diye konuştu.

Bize silah gelmiyor 

Yaşanan olaylara en duyarlı ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Zahran Alluş, “Mesela Türkiye, Suriyeli sığınmacılara sahip çıkıyor. Kurduğu mülteci kamplarına onları yerleştiriyor ve onlara yardımda bulunuyor. Kamptaki insanlarımıza çok yakın bir ilgi gösteriliyor” dedi. Kendilerine silah yardımının da olmadığını ifade eden Zahran Alluş, “Silahları karaborsadan satın alıyoruz. Tabi Suriye ordusundan ganimet olarak elde ettiğimiz silahlar oluyor” şeklinde konuştu.

İşte Esed’in kalkanları 

“Suriye halkı sadece Esed rejimi ile savaşmıyor, daha büyük güçler ve ülkelerle savaşıyor” diyen Zahran Alluş, “Bununla ilgili elimizde önemli bilgi ve belgeler var. İran, Rusya ve Çin; Esed rejimine destek veriyor. İsrail’in maddi destek verdiğine dair elimizde deliller var. Suriye ordusundan ele geçirdiğimiz bazı silahlar var ki, bunların İsrail yapımı olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Avrupa ve ABD net bir duruşa sahip değiller. ” dedi.

Destek bekliyoruz 

Mısır, Libya, Suudi Arabistan gibi ülkelerden sadece haber desteği aldıklarını ifade eden Zahran Alluş, “Daha somut, gözle görülür destek bekliyoruz. Bir Arap atasözü vardır; ‘Değirmenin sesini duyuyoruz ama un göremiyoruz. ” Bu ülkelerin Müslümanların yürüttüğü bu mücadeleye daha çok destek vermeleri gerekir elbette” dedi.

Dezenformasyona dikkat! 

Esed rejiminin sadece askeri bir savaş yürütmediğini, aynı zamanda direnişçilere karşı bir medya savaşı da yaptığını belirten Zahran Alluş, “Suriye’deki mücahitlerin yaptıklarını dünyaya kötü göstermek için çabalıyorlar. Bazen mücahitler arasında fitne çıkarmaya çalışıyorlar. Bazı istihbarat adamlarını devrimci olarak gösterip kötü işler yaptırarak halka; ‘bakın bunlar devrimci’ diyorlar. Öte yandan, Suriye’deki rejim, medyayı kullanarak başarısızlığını gizliyor. Hâlbuki durumları gerçekten çok kötü. Önceleri bizimle karada tüfekle savaşırken, şu anda sadece havadan uçaklarla saldırabiliyor. Suriye’deki birçok bölge mücahitlerin eline geçmiştir. ” diye konuştu.

Yardıma ihtiyacımız var

Kamuoyuna özellikle Türkiye’ye seslenen Zahran Alluş, “Şuana kadar yapılan yardımlar yetersiz kalıyor, daha fazlasına ihtiyacımız var. İnsanlarımız büyük sıkıntı içinde bulunuyorlar. Türk medyası, dünyada kamuoyu oluşturmakta bize daha çok yardım etmelidir. Dünya genelinde bizim için gözyaşı akıtan birçok kişi var, ama yardım eden azdır, Suriye’deki birçok bölgede, Bosna Hersek’te yaşananlara benzer durumlarla karşı karşıya bulunuyoruz. Hatta Şam’ın içinde bile çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalan insanların sayısı hayli fazladır” dedi.

Kaynak:Milat Gazetesi – 14.11.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder