6 Kasım 2012 Salı

TSK'nın caydırıcı etkisi

(FİKRET BİLA/Milliyet Gazetesi)          Milliyet Gazetesi yazarı Fikret Bila bugünkü yazısında, Meclis’ten çıkarılan yetkinin, hükümetin Şam yönetimine karşı kararlılık vurgusu olarak yorumlandığını ve yetki çerçevesinde TSK tarafından Suriye’de yapılan atışlara karşılık verilerek Türk tarafına ateş açan tüm unsurların imha edilmesiyle, Ankara’nın gerektiğinde askeri güç kullanmaya kararlı olduğuna vurgu yaptı.

Ankara’nın, F-4 uçağının Suriye tarafından düşürülmesiyle angajman kurallarını değiştirdiğini ve Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin tehdit oluşturacak her hareketine askeri karşılık verileceğini ilan ettiğini ifade eden Bila, TSK’nın, Suriye’nin, Türk tarafına yaptığı atışlara misliyle karşılık vermesinin, angajman kurallarını değiştirirken aynı zamanda blöf yapmadığını da kanıtlamış olduğuna dikkat çekti.

Fikret Bila’nın bugünkü yazısının tamamı:

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Suriye tarafından yapılan top atışlarına isabetli atışlarla karşılık vermesi caydırıcı etki yarattı.

Suriye tarafından atılan ve Akçakale’de 5 vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan top atışına karşılık veren TSK’nın, Suriye’nin 3 tank, 2 zırhlı araç ve 1 top mevzisini imha etmesi ve aynı gün hükümetin TBMM’den sınır ötesi harekat yetkisi alması Şam yönetimi üzerinde etkili oldu.

10 kilometre yasağı

TSK’nın yoğunlaşan karşı ateşi ve Suriye tezkeresinden sonra, Şam yönetiminin, Suriye Hava Kuvvetleri’ne uçak ve helikopterlerin Türkiye sınırına 10 kilometreden daha fazla yaklaşmaması talimatını verdiği haberi, dün sabah erken saatlerde Ankara’ya ulaştı.

Keza, Tel Abyad’daki Suriye topçu birliğinin TSK’nın yaptığı atışlarla ağır kayıp vermesi üzerine, top ve tank birliklerine de Türkiye sınırına yakın bölgelere atış yapmamaları emrinin verildiği de Ankara’ya yansıdı.

Türkiye, sınıra 3 mil (4.8 kilometre) yaklaşan Suriye uçak ve helikopterlerine karşı F-16’ları havalandırıyordu. Şam yönetimi, bu mesafeyi kendi kararıyla iki katına çıkarmış oldu.

Ateş kesildi

TSK’nın verdiği karşılığın ilk etkisi, Suriye topçusunun Tel Abyad’a yaptığı atışları durdurması oldu. TSK’nın 3-4 Ekim 2012 tarihlerinde yaptığı atışlardan sonra Suriye tarafı, Tel Abyad’a ateş açmadı.

Şam’ın hava kuvvetleri uçuşlarını da sınırdan 10 kilometre içeri çekmesiyle Tal Abyad etrafında fiilen bir tampon bölge oluştu.

Tel Abyad’daki muhalif güçler, Suriye birliklerinin iki gündür ateşi kestiklerini teyit ettiler.

Kararlılık gösterildi

TSK’nın karşı ateşi ve Meclis’ten yetki çıkarılması, Ankara’nın, Şam yönetimine karşı kararlılık sergilediği biçiminde yorumlandı.

TSK’nın sınır bölgesinde topçu birlikleriyle Suriye’den yapılan atışlara karşılık vermesi ve Türk tarafına ateş açan tüm unsurların imha edilmesiyle, Ankara, gerektiğinde askeri güç kullanmaya kararlı olduğunu gösterdi.

Ankara, F-4 uçağının Suriye tarafından düşürülmesiyle angajman kurallarını değiştirdiğini ve Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin tehdit oluşturacak her hareketine askeri karşılık verileceğini ilan etmişti.

TSK’nın, Suriye’nin, Türk tarafına yaptığı atışlara misliyle karşılık vermesi, angajman kurallarını değiştirirken blöf yapmadığını da kanıtlamış oldu.

PKK-PYD hareketliliği

Hükümetin, Suriye ile ilgili olarak sınır ötesi harekat yetkisi almasının nedenlerinden biri de Suriye tarafında PKK-PYD cephesinin Kandil benzeri bir yapılanma kurmaya yönelik faaliyetleri.

PYD’nin askeri güç oluşturma ve bazı yerleşim yerlerinde hakimiyet kurma girişimleri, Ankara tarafından yakından izleniyor.

PYD’nin, Suriye sınırında Türkiye’ye karşı yeni terör üsleri oluşturma olasılığı, alınan sınır ötesi harekat yetkisinin gerekçelerinden birini oluşturuyor, diyebiliriz.

Güvenli bölge talebi

Türkiye, verdiği askeri karşılıkla Suriye ordusunu Tel Abyad’ın yaklaşık 20 kilometre uzağında durdurmuş görünüyor.

Bu mesafe içinde fiilen oluşturulan bir güvenli bölgenin resmiyet kazanması Ankara’nın istekleri arasında yer alıyor.

Suriye’den Türkiye’ye sığınanların sayısının 100 bini aşması nedeniyle Ankara, sonraki göç dalgalarının Suriye topraklarında barındırılması amacıyla güvenli bölgeler oluşturulmasını talep ediyor.

ABD ve diğer NATO ülkeleri, henüz bu talebe sıcak bakmıyorlar.

Fransa dışında uçuşa yasaklanmış güvenli bölge oluşumu konusunda Türkiye’ye hak veren ülke yok.

Ancak Ankara, bu ihtiyacı, Birleşmiş Milletler’in gündeminde tutmaya kararlı.

06.10.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder