21 Mart 2012 Çarşamba

AK Parti'den 'İran Tehlikesi' yorumu

AK Parti’nin uluslararası ilişkiler uzman ismi Ali Şahin’den Ortadoğu’nun kritik dönemine ilişkin çarpıcı bir analiz…

Tunus’la başlayıp Mısır’la devam eden rejim değişiklikleri Libya, Bahreyn, Ürdün, Yemen, Suriye gibi pek çok ülkeyi de bir domino taşı gibi etkisi altına aldı. Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bu sürecin sonu nereye varacak?

Bundan iki yıl önce Ortadoğu’da yaşanacak rejim değişiklerini bilen bir isim vardı.

AK Parti Gaziantep Milletvekili GASAM Başkanı Ali Şahin…

O günlerde yaptığı bir analizde şöyle diyordu Ali Şahin:

“… İsrail’in insani değerlere yönelik maskesini düşüren gemi saldırısının İslam Alemi’nde de taşları yerinden oynatacağını ve İslam Alemi’nin bütünleşmesine yönelik önemli gelişmeleri tetikleyeceğini söyleyebiliriz. Bunlardan en önemlisi ise Ortadoğu’da Mısır başta olmak üzere İsrail’le barışık kimi rejimlere karşı halk hareketlerinin başlayacağı ve Ortadoğu’da rejim değişikliklerinin yaşanacağı noktasıdır…”

Yaptığı bu çarpıcı analizlerle Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri bilen AK Parti Milletvekili Ali Şahin’in bundan sonrası için öngörüleri de dikkat çekici. “Arap baharı İran kapılarına dayanacak” diyen Şahin, bu süreci İNTERNETHABER’e anlattı…

Erdoğan sevgisi Arap Baharı’nda etkili!

Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin de başrol oynayacağına inandığım geleceğin doğudan yükseleceği yeni bir dönemle buluşacağız.

Ortadoğu’daki bu dönüşüm sürecini tetikleyen önemli 3 etken var. Bunlardan ilki Türkiye etkisi. Türkiye’nin içinden geçtiği ve özellikle AK Parti iktidarı ile Türkiye’nin 10 yılda insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanında kat ettiği etkileyici büyüme ve gelişme, Başbakanımız Sayın Erdoğan’ın en ücra Arap sokaklarında dahi aksi seda bulan evrensel adalet ve özgürlük söylemleri Arap dünyasının şuur altındaki paslı kilitleri açmış ve Arap toplumlarını hipnozdan uyandırmıştır.

Sosyal Medya etkisi ise yine Arap coğrafyasında tetiklenen bu dönüşüm sürecini sürükleyen ve organize eden yönüyle önemli ikinci etken olmuştur. O güne kadar sivil toplum dinamiği ile tanışmamış, karşılaşmamış ve bir araya gelememiş Arap gençleri sosyal medyanın toplayıcı ve organize edici yönüyle Arap atmosferinde bahar etkisini iklimlemiştir. Daha önce üç kişi bir araya gelemezken Twitter ve Facebook ortamlarında milyonlarca Arap halkı bir araya gelmiş  ve örgütlenerek meydanları yönetmişlerdir.

Al Jazeera etkisi ise Ortadoğu’daki bu süreci hazırlayıcı etkisi bakımından üçündecü önemli etken olarak karşımıza çıkmıştır. Al Jazeera habercilik bağlamında Arap dünyasında nerdeyse tüm sansürleri ortadan kaldırmış ve Ortadoğu’da bugüne kadar yaşanmış kirli ilişkileri deşifre ederek Arap kamuoyunun önüne sermiştir.

Tüm bu etkiler göz önünde bulundurulduğunda Arap Baharı’nın bir Batı projeksiyonu olduğunu söylemek mümkün değildir.

 

İran sınırlarına dayanacak

Bu dönüşüm ve özgürlük pandemisi şimdi Suriye’de sıkışmış durumda. Diğer bir deyişle özgürlük enerjisinin birikme ve gerilme noktası Suriye. Biriken bu gerilim mutlaka açığa çıkacak ve Suriye’de bu dönüşüm sürecinin devrilen domino taşlarından biri olacak. Ortadoğu’daki bu özgürlük pandemisinin Suriye kırılmasından sonra da etkisini artırarak Arap Yarımadasını etkilemeye devam edeceğini ve İran sınırlarına dayanacağını düşünüyorum.

Bu pandemiden kurtuluşun tek yolu Sayın Başbakan’ın dönüşüm süreci öncesi 2009 yılında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a verdiği açılım ve özgürleştirme paketleridir. Beşar Esad babasından miras Baas rejiminin kalıntılarını aşıp bu paketleri uygulayabilseydi bugün Arap dünyasının model ülkelerinden biri haline gelebilirdi. Ancak bu fırsat kaçırılmış durumda.

Farklı bir iklime sahip olsa da bu pandeminin etkisi altına alacağı son ülke İran olacaktır. İran tampon bölge olarak gördüğü Suriye’ye destek vererek pandemiyi bu ülkede durdurmak ve etkisizi hale getirmek istiyor. Ancak bu yanlış stratejinin İran’ı bu pandeminin etkisinden kurtarması oldukça zor.

Kübra Hocaoğlu

Kaynak: İnternethaber.com – 01.03.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder