25 Mart 2012 Pazar

Ersoy Dede'den eleştirilere cevap

(ERSOY DEDE/Yeni Akit)          X Kişi.. Bir eski arkadaş.. Bana “Suriye kampanyasına alet oluyorsun” demiş.. Ben de cevaben demişim ki; “Ben akşam evinde eşiyle kuru fasulye yiyen bir Anadolu Çocuğuyum, operasyonlarla işim olmaz”… Bir de Allah beni kahretsinmiş.. Sondan başlayalım.. Allah (c.c) kimi kahredip kahretmeyeceğine twitter’dan bakıp karar vermiyor. Bize şunu öğrettiler; “….Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber… Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?…”

O yüzden çok dert değil değerli dostum.

Hangi operasyondayım?

Gelelim benim alet olduğum operasyonlara.. Keşke beni biraz yakından tanısaydın da, bugüne kadar karşına çıkan, çeşitli yapılara angaje adamlarla karıştırmasaydın beni.. Kayıtlara geçsin diye yazıyorum.. Yapacağım analizlerde birlikte değerlendirilsin.. Başka bir alt ajanda arayanların ara ara aklına gelsin.. Sünni – Hanefi, Müslüman Türk çocuğuyum ben.. Zonguldak’ta lojman evinde doğdum büyüdüm.. Allah uzun ömürler versin, annem ve babam, her türlü ekonomik darboğaza rağmen, soframızdan bir şeyimizi eksik etmedi.. Bu topraklarla da hiçbir alıp veremediğim yok.. 40 yıl devlete hizmeti olan babam, beni devletle kavgasız büyüttü.. 

Devlete kırgın ya da kızgın olmadık hiçbir dönemde.. Ne zaman ki ben büyüdüm ve devlet adına yapılan zulmü gördüm, o zaman sorgulamaya başladım.. Ne etnik kökenimle ne de dînî aidiyetlerimle ilgili yani kavgam.. Tamamen empati benimkisi.. Kürt hakkı, alevi hakkı, azınlık hakkı, dindar hakkı diyorsam eğer, bu tamamen kardeşinizin yaşadığı ve de yaşattığı kardeşlik duygusundandır anlayacağınız..

Ambargo ve ben

Bir arkadaş, Adem Özköse’nin katıldığı programdan sonra, (yine bugün yaptığı gibi) arkamdan sövmüş.. Aradım.. “Sana söz verilmediğini iddia etmişsin, lütfen gel ve kendini ifade et” dedim.. Bir tür helallik dileme gibi kabul edin.. Dedi ki bana; “senin bu kampanyada ne işin var?” O gün de söyledim, şimdi de söylüyorum.. Evet benim ne işim olabilir ki operasyonlarla bilmem-nelerle? Ben işinden evine mekik dokuyan, akşam eşiyle bir tas kuru fasulyesini yiyen, sabah gene işine giden ortalama bir Anadolu Çocuğuyum.. Patronlarımın verdiği kadar maaş alan, maaş aldığı gün ancak kirasını ödeyebilen biriyim. Ne bir gizli gündemim var ne de hesabım.. Ne Suriye ile ilgili ne de İran’la..

Ambargo hadisesine gelince.. Herkes her şeyi diyebilir ama, kendisine ambargo uyguladığımı bir tek kişi bile söyleyemez.. Bu kadar iddialıyım.. Bir tek kişi bile… Zira bu iddiadaki şahıs, (yani kendisine ambargo uygulandığını iddia eden zat) dahi, o gün, aynı gün yani, kendisine ambargo uygulandığını iddia ettiği kanalda yarım saat tek başına ifade etti kendini.. Kimse bölmedi sözünü, kimse cevap vermedi laflarına.. Bu mudur ambargo?..

Gerçek operasyon ne biliyor musunuz?

Arkadaşların ıskaladığı şu.. Hafta sonu önce Şam’da ardından da Halep’te art arda bombalı saldırılar düzenlendi.. 100 civarında masum insan (-ki aralarında çocuklar da vardı) öldü.. İş bu.. Bu kadar.. Net ve de belirgin.. Bomba.. Ve de ölü çocuklar.. Elbette Esad ile halkı karşı karşıya getirmek için ya da direnişçilerin; “Nato gelse de bizi bu diktatörden kurtarsa” diye dua etmesine yol açması için emperyalistler patlatmış olabilir o bombaları.. Türkiye’yi komşusuna müdahale etmek için kışkırtmak amacıyla iki meslektaşımızı başkaları da kaçırmış olabilir.. Ortadoğu’ya baktığımızda bu tezlerin hangisi için “rasyonel değil” diyebiliriz ki.. Ama bütün bu tezler, Suriye’de çocuklara mermi sıkıldığı, bombalarla havaya uçurulduğu, özgürlük isteyene yaşam hakkının çok görüldüğü gerçeğini değiştiriyor mu? İnsaf.. 

Kalın sağlıcakla.

20.03.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder