19 Mart 2012 Pazartesi

İran'ın en büyük hayali Akdeniz'de yer almak

(RAHİM ER-Türkiye)          Türkiye ve Fransa Tunus’ta Suriye Dostluk Toplantısı’na eş başkanlık yaptılar. Diğer taraftan Suriye’de artık sadece sivil insanlar değil, yabancı gazeteciler de ölmekte. Zaten ölenler de sayılamaz oldu. Katliamda sayım olsa ne çıkar ki. Humus’tan esaslı bir tahliye de yapılamıyor…

Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti, hiçbir mahcubiyet duymadan Beşar Esad zulmüne destek olmaktalar. Eski süper güç ve onun yerini almak isteyen Çin’in hesapları farklı. Rusya, Suriye’de kanlı diktatörlüğe arka çıkmanın yanı sıra muhaliflerle hükümeti bir masa etrafına toplayarak ‘barışı tesis eden devlet’ diye göze girme çabasında. Moskova için Suriye demek aynı zamanda Akdeniz demektir. Rusya’nın Deli Petro’dan bu yana Akdeniz’de yer alma hulyası vardır. Aynı hulya İran için de varittir. İran, Basra Körfezi ve İskenderun Körfezi arasında nüfuzlu konuma gelmek istemekte. Hizbullah yoluyla Lübnan’da kısmen olsun muvaffak olduğu söylenebilir.

Bunlar olurken ne Türkiye ve ne de ABD seyircidir. Hillary Clinton, hem Rusya ve hem de Çin’e zehir zemberek laflar etti. Ama hakaret iş görmüyor. BM’nin kokuşmuş soğuk savaş yapısını değiştirmek daha isabetli olur. Amerikan yönetimleri nasıl ki yeri geldiğinde İsrail zulmüne arka çıkmakta iseler diğer patron devletler de Suriye için aynısını yapıyorlar.

ABD hızla diplomasiden ümidini kesiyor. Ama ABD, Türkiye olmadan Suriye’ye askerî müdahaleye girişemez. Türkiye ise buna kolay kolay razı olmaz. Ankara, putun etrafını oyarak devirme titizliğinde. Sıcak bir çatışma Suriye halkını rahatsız edebilir. Bir başka husus daha var. O takdirde Şam yönetimi de bölücü örgütü büyük Suriye’ye çekip Türkiye sınırına yığar. TSK açılacak bu cepheye tavizsiz şekilde müdahale eder. O zaman Türkiye Kürtleri de yüksek miktardaki militan kaybı karşısında rahatsız olacaktır. Tunus’tan bir şey çıkar mı, çıktı mı? Sarkozy’nin beyin fırtınasında yer aldığı bir arayıştan tahmin etmeyiz ki sadra şifa bir karar elde edilsin.

Akıl için yol birdir.

‘Muhalif’ denen Milli Kuvvetleri sür’atle silahlandırmak en doğru yol budur. Her türlü lojistik destek ve gıda yardımı da yapılmalı. Türkiye hududunda tampon bölge de acilen hayata geçmelidir. Bunu İslam Barış Gücü tesis edebilir.

Dünya, kıtlığa ve katliama seyirci kalırsa ortak olur.

Suçlu dünyanın sicili daha da kötüleşir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder