(BÜLENT ERANDAÇ/Takvim
Gazetesi) Yeni Ortadoğu haritası çizilirken, Türkiye son derece
gergin bölgede dengeleri sağlam tutarak her adımı dikkatli biçimde atıyor.
Titiz ve koordineli olarak Suriye krizini yürütüyor.
Bir aylık gelişmelere, alınan kararlara,
yapılan konuşmalara dikkatle bakarsak, Türkiye’nin uyguladığı, “Esad’ı
savaşsız götürecek” bir strateji izlediğini anlayabiliriz.
Akçakale’ye atılan bomba, bu stratejinin
uygulamaya sokulduğu işaret noktası olarak değerlendirilmelidir. Bu
strateji, karadan, havadan denizden, Esad ve Baas yönetiminin abluka
altına alınmasıdır.
Bu ablukanın çok yönlü mesajları
verilmektedir. İran, Rusya ve Ermenistan’tan Suriye’ye kalkan uçaklar
indirilerek hava ablukası devreye sokulmuş, Genel Kurmay Başkanı Necdet
Özel’in Akçakale’de yaptığı çıkış, sınıra yapılan yapılan yığınak, kara
ablukasına dönmüştür. Özel, Gölcük’e gelerek, buradan deniz ablukasının
işaretini vermiştir.
Deniz mesajı ne gibi olasılıkları gündeme getirmektedir?
Akdeniz’in önemli deniz gücünden birisi Türkiye’dir. Akdeniz Bölge komutanlığı şu anda en aktif konuma sokulmuştur.
Bir zamanlar, Yunanistan’ı çok
sıkıştıran Ege ordusu, şimdi Akdeniz ordusu konumunu kazanmış,
Suriye’nin Akdeniz’e açılan sahası Türk donanması tarafından kontrol
altına alınmaktadır.
Güç parametreleri
Belli bir coğrafyada uluslararası
ilişkileri ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirebilen veya
şekillendirebilen devlete BÖLGESEL GÜÇ olarak tanımlanmaktadır.
Bir devletin bölgesel bir güç olarak
tanımlanabilmesi için; Coğrafi olarak tanımlanmış olan bölgede yer
alması, bu bölgeyi ekonomik, siyasi ve askeri açıdan etkileyebilmesi,
bölgede hegemonya işlevi görebilecek bir güce, güç kaynaklarına ve dünya
ölçeğinde etkili konuma sahip olması gerekmektedir.
Bir bölgesel güç için sayılan bu gereklilikler aynı zamanda güç parametrelerini de oluşturmaktadır.
Bölgesel güç mücadeleleri, genellikle
üçüncü uydu bir ülkeden kaynaklanan politik bir gerilim ile başlar,
ekonomik ve siyasi önlemlerin alınması ile devam eder. Gerekirse silahlı
bir çatışma ile sona erer.
Türkiye-İsrail arasında yaşanan Mavi
Marmara olayında ve şimdi Suriye’de cereyan eden olaylarda bölgesel güç
mücadelesi verilmektedir.
Türkiye’nin yeni uygulamaya soktuğu
strateji, sadece Esad’ı yönetimden uzaklaştırmakla kalmayacak, Esad
sonrası Ortadoğu haritasını çizen oyuncular içinde yer almasını
sağlarken, bölgesel güç konumunu sağlamlaştıracaktır.
Bazı çevreler, bu gerçeği görmedikleri
için, Türkiye’nin sadece Esad’ı götürme hareketi olarak, dar bir
çerçeveden yorumlamaktadırlar.
Bu günlerde geçer. Gelecekte, bugün yapılan güç gösterisinin Türkiye’nin ne kadar önemli pozisyona getirdiği anlaşılacaktır.
BM’ye mesaj var
Milletler Cemiyeti 10 Haziran 1919′da
Londra’ da çalışmaya başladı. Kurulduğunda 27 kurucu üyesi vardı.
Osmanlı mirası üzerinde Osmanlı izi taşıyan 50′nin üzerinde devlet
kuruldu. 1920′de üye sayısı 43′ e ulaştı.
BM… Birleşmiş Milletler, II. Dünya
Savaşı’nın ardından Birleşmiş Milletler’in ilk kurulduğu dönemde 51
üyesi var iken şu an 193 üye ülkeden oluşmaktadır. Dünyadaki tüm
ülkelerin sayısının 208 olduğu düşünüldüğünde neredeyse tüm ülkelerin BM
üyesi olduğu söylenebilir.
Başbakan Erdoğan, BM’nin Suriye
karşısında aciz duruma düşmesi üzerine BM’nin yeni yapısına yönelik bir
konuşma yaptı. Diplomatik çevrelerde ve dış basınsa büyük ilgi gören
konuşmasında Erdoğan, bazı önerilerde bulundu.
“Dünya örgütü olarak BM işlevini beş
daimi temsilci ile yerine getiremez. Dünya beş devletin elinde oyuncak
olamaz. Güvenlik konseyini genişletelim.”
İkinci dünya savaşından sonra kurulan
düzenin halen devam etmesi elbette düşündürücü. Dünyada yeni düzen
kurulurken, beş büyük devletin ötesinde Türkiye, Hindistan, Brezilya
gibi ülkeler de etkili konuma gelmiş durumda.
Türkiye’nin bu hamlesini de, bölgesel güç konumunu özelliğinde bulmalıyız.
Sonuç:
Dünyadaki 57 Müslüman ülke içinde
Türkiye, lider ülke konumunda. Bu özelliği ile güvenlik konseyinin yeni
üyesi olmaya aday bulunmaktadır.
Ortadoğu haritasının çizilmesinden sonra, bu konu daha çok tartışılacaktır.
Oyun kurucu Türkiye, bu tartışmanın ateşini yakmıştır.
18.10.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder